M.Şükrü HANİOĞLU
Ahmed Rıza hakkında Fransa'da yapılan kapsamlı çalışmalar onun neden entelektüel düşünce babalarından birisi olduğu bir toplumda unutulduğunu sorgulamamıza fırsat verebilir. Gerçekte Ahmed Rıza üzerinden bir toplumun dramını anlayabilmek mümkündür
Ahmed Rıza adı günümüzde toplumun büyük kesimine herhangi birşey ifade etmez. Modern Türkiye'nin entelektüel ve siyasî yaratıcılarından birisi olan, ebu'l-ahrar (hürriyetçilerin babası) sıfatlı bu İttihad ve Terakki liderinin bugün unutulma duvarının arkasında kalmış olması, bir anlamda, "tarihsizleştirme" projesinin fazlasıyla başarıya ulaştığını göstermektedir.
Buna karşılık Fransa'da Ahmed Rıza üzerine yakın dönemde iki kapsamlı doktora çalışması hazırlandı. 2007'de Enes Kabakçı, Ahmed Rıza üzerinden Jön Türk ideolojisinin oluşumunu ve bu alanda pozitivizmin oynadığı rolü ele alan önemli bir tez hazırladı. Bu ay ise Erdal Kaynar, Ahmed Rıza'nın yaşamı, siyasî faaliyetleri ve entelektüel tezlerini derinlemesine inceleyen olağanüstü bir çalışmayı tamamlayarak savundu. Kaynar'ın dokuz yüz sahifeye yaklaşan iki ciltlik incelemesi entelektüel tarihimize son yıllarda yapılan en önemli katkılardan birisidir.
Pozitivist cami
Ahmed Rıza, pozitivizmi "bilimcilik"in bir yorumu olarak gören Cumhuriyet kurucu kadrosunun popüler tezlerini anlamlı bir kavramsal çerçeveye yerleştirmiş bir entelektüeldi. Kendisi pozitivist hareketin ikiye ayrılması sonrasında "İnsaniyet Dini" kurma yaklaşımını eleştirerek, bunun Comte'un "materyalist" tezlerine aykırı olduğunu savunan Littre'nin grubunu tercih etmemişti. Bir konferans sırasında tanıdığı Pierre Laffitte'in pozitivist yorumunu benimsemesi ise Ahmed Rıza'nın kuramdan beklentilerini ortaya koymaktadır.
Ahmed Rıza pozitivizmin Meksika ve Brezilya'da olduğu gibi hem devlet ideolojisinin temeli ve hem de "yeni bir din/ ahlâk" haline geleceği bir Osmanlı İmparatorluğu hayâl ediyordu. Kendisi Osmanlı entelektüellerini derinden etkileyen on dokuzuncu asır popüler materyalizmine karşı değildi, hattâ ondan fazlasıyla etkilenmişti. Bu nedenle bir yandan popüler materyalizmin pozitivizmi "yeni bir din" olarak şiddetle eleştirmesini görmezlikten gelerek onu pozitivizmle bağdaştırmaya çalışırken, öte yandan da "İnsaniyet Dini"nin toplumun felsefesi haline getirilmesinin gerekli olduğunu düşünüyordu.
Ahmed Rıza "yeni ahlâk"ın yaratılmasında İslâmiyetten, daha doğrusu onun ilkelerinin liberal yorumundan yararlanmanın da gerekli olduğunu savunuyordu. Kendisinin devirmeye çalıştığı II. Abdülhamid'in "Paris'te Cami" projesini sahiplenmesinin nedeni, "Cami"nin Meksika ve Brezilya'daki "pozitivist kiliseler"e benzer bir işlevi yerine getireceğini varsaymasıydı. Bu ölümünden dört yıl önce Mustafa Reşid Paşa'ya pozitivizmi İmparatorluğun resmî ideolojisi haline getirmesini teklif eden Comte'un vizyonuna da uygundu. Ancak Ahmed Rıza, İslâmiyet'in, Huxley'in "Katoliklikten Hıristiyanlığın çıkartılmış hali" olarak tanımladığı "İnsaniyet Dini"ne çok daha fazla direnç göstereceğini göremiyordu.
Bileşik oryantalizm
Erken Cumhuriyet'in bir yandan Batı Oryantalizminin tasvir ettiği "Doğu"yu sahiplenip onu medenîleştirme vazifesini üstlenerek, öte yandan da "tersine ontolojik Oryantalizm" üreterek yarattığı "bileşik Oryantalizm"inin en önemli kuramcılarından birisi de Ahmed Rıza idi. Pozitivist entelektüel hem "geri, uyuşuk, miskin" Doğu'yu medenîleştirmeyi amaçlıyor, hem de "Osmanlı ve İslâmiyet"e yönelik eleştirileri şiddetle reddediyordu.
Ahmed Rıza, bunu yaparken Erken Cumhuriyet'in anti-emperyalist, Batı karşıtı söylemini, çok daha rafine biçimde, üretiyordu. 1922'de kaleme aldığı ve daha sonra Batı'nın Doğu Politikasının Ahlâken İflâsı başlığıyla Türkçeye tercüme edilen çalışması bu söylemin belki de en çarpıcı ürünlerinden birisidir. Son tahlilde "Doğu Doğudur, İslâm ise İslâmdır" totolojisini yeniden üreterek "tersine ontolojik Oryantalizm"in de en güzel örneklerinden birini sunan bu kitabın 1979'da Tunus'da yeniden yayınlanması ve büyük ilgi görmesi tesadüfî değildi.
Unsur-i aslî olarak Türkler
Ahmed Rıza, Tanzimat öncesinin "Müslüman millet-i hakimesi"nin yerini alacak bir "Türk unsur-i aslî"si fikrinin de yaratıcılarından birisiydi. Kendisi bunun doğal ve imparatorluğun devamı için elzem olduğunu düşünüyor, Türklere atfedilen bu egemen role itiraz edenleri ise "ayrılıkçı" olarak yaftalıyordu.
Ahmed Rıza'nın, "herkesin eşit" ama Türklerin "egemen" olduğu bir yapıya yöneltilen her türlü eleştiriyi "ayrılıkçılık" olarak yorumlaması yakın tarihimizi bilenlerce şaşırtıcı bulunmaz. Buna karşılık kendisinin doğal saydığı bu yapılanmanın imparatorluğu bir savaş alanına çevireceğini görememiş olması ilginçtir.
Neden unutuldu?
Yakup Kadri (Karaosmanoğlu) Ahmed Rıza 1930'da vefat ettiğinde "O çoktan ölmüş değil miydi?" yorumunu yapmıştı. Gerçekten de Ahmed Rıza, Erken Cumhuriyet ideolojisinin kurucu babalarından birisi olmasına karşın "kendi cenaze alayını bizzat görmüş"tü.
Ahmed Rıza'nın unutulmasının ve unutturulmasının temel nedeni düşüncelerinin Erken Cumhuriyet ölçütlerinde fazla "derin" ve "rafine" olmasıydı. Bilimciliğin "bilimsellik" olarak kavramsallaştırıldığı bir düşünce ortamında pozitivizme dayalı ve onu İslâm ile takviye eden "ahlâk" ve "felsefe" yaratma projesi fazla "entelektüel" bulunuyordu. Ahmed Rıza'nın pozitivizmi vülgarize ettiği şüphesizdir. Ama bu bile felsefesiz, tarihsiz ve dilsiz bir toplum için fazla rafine bir değerlendirme idi.
Ahmed Rıza'nın düşünce babalarından birisi olduğu bir yapı tarafından reddedilmesinin ikinci nedeni ise temel tezlerinin "entelektüelliği" aşağılayan kadrolar elinde hangi şekillere evrileceğini öngörememesiydi. Kendisi Türklerin "hâkim millet" olduğu bir yapı düşünüyordu. Ama sadece Türklerin olduğu ya da diğer unsurların Türkleştirileceği bir dönüşüme şiddetle karşıydı.
Pozitivist lider tezlerinin fazla zeki bulmadığı Dr. Bahaeddin Şakir, Dr. Nâzım benzeri "icraatçılar" ile kendisine "Efendimiz" şeklinde hitap eden Enver Paşa elinde aldığı şekilden dehşete düşmüştü. Harbi Umumî sonrasında bu kimselerin uygulamalarına Âyân kürsüsünden en şiddetli eleştirileri getiren Ahmed Rıza aslında onların kendi tezlerini "icra" ettiklerini göremiyordu. Kendisini reddeden Erken Cumhuriyet kadroları da gerçekte onun tezlerini "yorumluyorlardı." Eski dergiler nitelikli kişiler vefat ettiğinde "emvât-ı lâyemut" (ölümsüz ölüler) sahifeleri hazırlarlardı. Ahmed Rıza ise fikirlerinin görece rafineliği nedeniyle "ölmeden öldüğü" savunulan bir entelektüel oldu. Onun şanssızlığı toplumun yaşadığı dramı kişiliğinde yansıtmasıydı.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları


























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.11.2018
12.11.2018
5.01.2018
29.10.2018
22.10.2018
15.10.2018
24.09.2018
16.09.2018