Murat AKSOY
24 Haziran seçimlerinde en çok tartışacağımız konu başlıkları genel hatlarıyla ortaya çıktı.
Cumhurbaşkanı adayları dışında, seçime katılacak partilerin seçim vaatleri, seçim manifesto ve beyannameleri de yavaş yavaş ortaya çıktı.
Bu seçimlerde işi “en zor” olan kuşkusuz AKP Lideri Sayın Erdoğan. Erdoğan hem Cumhurbaşkanı adayı olarak hem de AKP Genel Başkanı olarak iki şapka ile mücadele edecek.
Bu zorluğu kendisi açısından kolaylaştıran ise AKP’de kendisine yönelik oluşan “tam biat” ve sonuna kadar kullanacağı “devletin güç ve imkanları”.
Erdoğan karşısında CHP, Yalova Milletvekili Muharrem İnce’yi çıkardı. İnce’nin adaylığı parti tabanında belli bir heyecan dalgası yarattığı gibi, tabanda İYİ Parti’ye yönelik kaymayı da büyük ölçüde durdurma ve tabanı konsolide etme imkanı yarattı.
Yine İnce’nin ilk günden itibaren verdiği kucaklayıcı mesajlar, söylem ve jestler, farklı toplumsal kesimlerde olumlu karşılandı.
***
Önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP Genel Başkanı şapkasıyla, partinin seçim manifestosunu açıkladı.
24 Haziran sonrasını “şahlanış ve yeniden yükseliş” dönemi olarak tanımlayan Erdoğan'da, yeni döneme ilişkin olarak daha çok demokrasi, ekonomik yatırımlar ve dış politikada yeni vaatleri ile 15 yıllık iktidar partisinden çok muhalefet partisi havası hakimdi.
Bu açıklamadan bazı örnekleri sıralayalım:
- "Dün olduğu gibi bugün de demokrasiden, özgürlükten, hakların serbestçe kullanılmasından yanayız. Yarın da öyle olacağız.”
- “Biz milletin egemen olduğu tam bağımsız, tam demokratik ve müreffeh Türkiye istiyoruz. Ahdım olsun ki; yeni dönemde Türkiye muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkacak.
- “Yerli otomobil ve savunma sanayii alanındaki projelerimiz süratle hayata geçecek.”
- “Faizler, enflasyon ve cari açık düşecek.”
- “AK Parti yürüyüşüne başladığımız günlerde 3-Y olarak adlandırdığımız yolsuzlukla, yoksullukla ve yasaklarla mücadele etmek, en önemli hedeflerimiz arasında olmaya devam edecektir."
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.
***
Bütün bunlara bakıldığında, hepsi yapısal olarak var olan sorunların ortadan kaldırılmasına yönelik hedefler olarak çıkıyor.
Oysa çok değil, 2002’de iktidar olan AKP’nin ilk iki dönem izlediği politikalara ve somut gelişmelere bakıldığında, burada hedef olarak sıralanan pek çok şeyin, büyük ölçüde vaat olmaktan çıkıp bir tür gerçekleşmekte olan noktalar olduğunu gördük.
Bu vaatlerin pek çoğunun hayata geçirilmeye çalışıldığı bir dönemi hep birlikte yaşadı bu ülke.
Bu açıdan, yakın geçmişte sorun olmaktan çıkmakta olan konu başlıklarının, bugün gelecekte gerçekleştirilmesi vaat edilen hedefler olarak ortaya konması, siyasi geri gidişin kabullenilmesidir.
***
Şunu ifade edelim ki, bugün karşımızda olan AKP, 2002’de iktidar olan AK Parti’den, o AK Parti’nin yönetiminden çok farklıdır.
Bir ortak akıl hareketi olarak ortaya çıkan AK Parti, bugün, tek aklın hakim olduğu, herkesin o tek akla teslim olduğu AKP’ye dönüşmüştür.
Bu haliyle Erdoğan, çoğulcu AK Parti’yi tasfiye ederek, tek aklın egemen olduğu AKP’ye dönüştürmüştür.
Bu dönüşüm, sadece AKP’ye değil, tüm ülkeye, tüm vatandaşlara hatta AKP’lilere de maliyeti yüksektir.
***
AK Parti’den AKP dönüşün maliyetini tüm Türkiye halkı olarak ödemekteyiz. Ödemeye de devam edeceğiz.
Recep Tayyip Erdoğan, sadece AK Parti’yi tasfiye etmedi. Erdoğan, Cumhuriyet değerlerini, o değerlerin ima ettiği tüm gündelik pratiklerini de tasfiye etmeye çalışmaktadır.
Bu yüzden ki, 2015’deki genel seçimlerde, farklı görüşteki siyasi partilerin birbiriyle mücadele ettiği, demokratik süreçlerde yarıştığı ortamlardan ziyade; kazanmak için her şeyin yapıldığı bir sandık yarışına dönüştürdü.
Bu dönüşüm sadece partide değil, parti ve ideolojisiyle bağlantılı tüm alanlarda ortaya çıkmaktadır.
Bu, “kazanmak için her şey mübah” bakışıdır.
Bu bakıştan demokratik bir yaklaşım çıkmayacağı gibi, birlikte yaşama, toplum olma iradesi de çıkmaz.
***
Oysa Türkiye’yi yönetmenin, toplum olma, toplumsal farklılıkların bir arada yaşayabilmesinin yolu, siyasi iktidarın ve liderliğinin izlediği siyasal anlayış ve söyleminin terk edilmesi, tek adamlıktan çoğulcu, katılımcı bir yönetim anlayışına dönüşten geçmektedir.
Oysa Erdoğan’ın açıkladığı manifestoda bu yönde hiçbir adım yoktur.
Açıklanan manifestoda, AKP ve onları destekleyenlerin makbul vatandaş ve her şey; dışarıda kalanların makbul olamadığı dolayısıyla öteki olduğu bir toplumsal tahayyül sunulmaktadır.
***
AKP Genel Başkanı Erdoğan, açıkladığı manifesto ile kendisine yeni bir “kurucu babalık” rolü tanımlarken, AKP’yi destekleyenleri bu kuruculuğun asli unsuru; diğerlerini de fazlalık olarak görmektedir.
Manifestonun satır başlarına bakıldığında AKP’nin bizatihi yok ettiği AK Parti’nin gerçekleştirdiği hedefleri birer vaat olarak sunduğu görülecektir.
Erdoğan ve AKP, yaşanmış bir tarihi yeniden vaat ederken, sadece kendini değil Türkiye gerçeklerini de inkar etmektedir.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.02.2019
23.11.2018
20.11.2018
16.11.2018
13.11.2018
10.11.2018
6.01.2018
3.01.2018
30.10.2018
26.10.2018