Namık ÇINAR
Borçları yüzünden gözünü korkuttuğun medya patronlarının ellerinden TMSF yoluyla televizyonlarını gazetelerini alacak, sana biat edenlere ulûfe gibi dağıtacaksın.
Başlarına da, Avusturyalı arşidük prens Maksimillian’ı Meksika’ya imparator yapar gibi, kendi adamlarını dikeceksin.
Ondan sonra da çıkacak, utanmadan, Mustafa Kemal tepeden inmeci bir jakobendi, diyeceksin.
Ya sen nesin pekiyi?
Atatürk’ün yarı resmî gazetesi Ulus’u, yahut tek parti dönemi Cumhuriyet’ini, hakkın var mı artık eleştirmeye?
Senin borunu öttürsün diye Mehmet Ocaktan’ı getirip Akşam’ın tepesine bi güzel oturtuverdin.
Kargalar henüz kahvaltılarını yapmadan, “küçük su”lar rögarlara varmadan, sergiledi o da daha ilk günden, aranızdaki borç ilişkisinden doğan sadakatini.
Diyor ki; “siz hiç demokrasi isteyen bir diktatör gördünüz mü?”
O-hooo! Çok gördüm.
Hem bu demokrasi sözcükleriyle başlayan propaganda numaralarını çok gördüm, hem de özgürlük nutukları çeken nice faşolar gördüm.
Dünya tarihi, demokrasi aşkıyla yanıp tutuşan diktatörlerle doludur.
Bir ülkede demokrasi isteyenler, önderlik taslayanlar değil, halkın kendisi ise, bir anlamı vardır bunun.
Öyle lütfeylesin de getirsin bize diye birisinden bekleyerek hiç değil, sayısız etkinlik ve yöntemlerle doğrudan doğruya toplumun kendi üreteceği bir deneyimler manzumesidir, çünkü demokrasi.
O yüzden, demokrasilerde liderlik, bir sebep değil, sonuçtur. Toplumsal yaşamın ulaştığı düzeye atılmış bir çentiktir, bir ara toplamdır, hâsılı simgedir.
Ve demokrasiler asla maçoluk kaldırmazlar.
Binlerce yıllık hoyrat devlet, bundan böyle artık halka hizmet edecekse, bunu ancak anaçlaşacağı dişil bir pozisyonla yapabilecek demektir; yoksa toplumun karşısına dikilip senin yaptığın gibi babalanarak değil.
Sen bir kere, demokrasiyi hiç kavrayamamışsın.
Kaldı ki sen, kendi yarattığın Çözüm Süreci problemlerini örtmek için, yufkayı havada açan Antep baklavacısı, yahut daha iyisi, upuzun kepçesiyle bir türlü külaha rast getirmeyip insanla eğleşen Maraş dondurmacısı gibi, seyirlik atraksiyonlarından birini daha devreye sokma peşindeyken, diyor kiOcaktan; “darbelere, muhtıralara, teşebbüslere zemin hazırlayan, demokrasiye tuzak kuran”, hani şu meşhur ve bir o kadar da içi boş 35. Madde var ya, onu kaldırdın mıydı, bunun adı yok “demokrasi devrimi”ymiş, yok “modern hukuk devletinin inşası”ymış.
Bu yemi oltaya takmadan bir gün önce, MGK toplantısı vardı. Allah bilir, kararı da orada almışsındır, belli mi olur?
Çünkü hiç unutamıyor ve sana öylesine minnet(!) duyuyoruz ki, toplantı masasında karışık oturulmasını sağlayarak, yarım yüzyıllık o vesayet kurumunu bir çırpıda demokratik kılıvermiştin.
Paşalar eskiden hükümetin tam karşısında ve yan yana otururlar, bakanları keserler, süzerler ve birbirlerinin ayaklarına basarak haberleşebilirlerdi. İleri demokrasiye geçtiğimizden beri, oh olsun, sayende artık bunları yapamıyorlar.
Ayıp ayıp!
Bu kadar da olmaz. İnsan halkıyla bu denli alay etmez.
Belli ki sen ve emrindeki gazeteci müsveddelerin, hiçbiriniz hiçbir şeyi anlayamamışsınız.
Generaller, nasıl neden ve hangi koşullarda darbe yaparlar, çözememişsiniz.
Siyasal gayrımeşruluk kaplarınızın aynı anda dolmaya başladığını bile yakalayamamışsınız.
Ama o taşma hangi seviyede ortaya çıkar bilemem; meselâ şu son bir aydaki muhteşem(!) performansınla, herhangi bir darbeye bir ay önceye nispetle daha yakınsın, diyebilirim.
Hiç öyle asarım keserim havalarına falan da girme. Göğe atılmış bir taşın, en tepeye çıktığı an, aşağıya düşmeye başladığı andır aynı zamanda.
Benim için sen, vesayeti bitiren değil, onun yerine kendisininkini koymaya çalışan, dikta heveslisi birisin.
Bak, sana bir şey daha anlatayım:
Ben 11 yaşımdayken 27 Mayıs’ı görmüştüm.
22’sinde 12 Mart’ı, 33’ümde de 12 Eylül’ü.
44’üme basmıştım ki, 28 Şubat süreci başlamıştı.
55’imde ise, makûs talihim mi değişti; toplumsal rüzgârı arkasına almış, demokrasinin kendisinden beklediği işlevselliğin taşıyıcılığına aday, Erdoğan diye biri mi var, nedir? diye düşünmüştüm.
Ne yalan söyleyeyim; ben seni yapıncak sandıydım, ama sen koruk çıktın.
Şimdi 66’sına girmeme bir sene var.
Demek gitme sırası da artık sana geliyor.
Ve ben gidenlerin hiç birinin arkalarında hoş bir seda bıraktıklarına şahit olamadım. Gitmemek için ya ayaklarını sürüdüler, ya kalmakta direndiler, yahut kendilerini dev aynasında görerek herkesi bıktırdılar.
Onlara ne çok benzediğini, ah bir bilsen!
Ama korkma, generaller değil, hani direttiğin kışla var ya, bu sefer seni asker yerine o bina götürecek.
Bu halk seni, bir tabut misali, o seçim sandığına gömecek.
Değil mi ki sen, “demokrasi... demokrasi” diye diye bizi kandırdın!
twitter@cinarnamik
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2022
24.03.2022
6.02.2016
30.05.2016
24.05.2016
13.05.2016
10.05.2016
8.02.2016
3.02.2016
29.04.2016