Oya BAYDAR
Sayıları hızla artıp 2000’i aşan akademisyen “Bu suça ortak olmayacağız” dedi ve doğuda, güneydoğuda sürmekte olan savaşta devlet şiddetine, suça varan orantısız güç kullanımına karşı çıktı. Cumhurbaşkanı’nın, eleştiri ve uyarı sınırlarını çok aşan; ifade özgürlüğüne açık müdahale, hakaret ve ihbara varan sözleri, bir eliyle Bozkurt işareti öteki elinin dört parmağıyla Rabia işareti yapan organize suç/mafya liderlerinden Erdoğan’ın emrindeki rektörlere, Erdoğan’ın emrindeki savcılara kadar çeşitli çevreleri harekete geçirdi. Tam bir cadı kazanı kaynatılıyor, linç atmosferi yaratılıyor. Suça ortak olmayacağız açıklamasına yağıp gürleyenler, akademisyenleri (ve tabii ki onları destekleyenleri) hedef alan “Oluk oluk kanınızı akıtacağız, kanınızla duş alacağız” ifadesine değinmek, savcıları harekete geçirmek, şiddet ve dehşetin ülkeye yayılmasını önlemek için parmaklarının ucunu, dudaklarının kenarını bile kıpırdatmıyorlar.
Bir süre önce, bölgede süren çatışmalarda yaşanan hak ihlallerini, sivil ölümlerini, baskıyı, şiddeti, sokağa çıkma yasaklarının sonuçlarını izlemek, “Zulme, savaşa hayır. Silahlar sussun, eller tetikten çekilsin, müzakerelere dönülsün. İnsanlar ölmesin, çocuklar öldürülmesin” demek için Cizre yollarına, Diyarbakır yollarına düşmüştük. “Aslolan Hayattır” diyorduk.
Evet; aslolan hayattır. Çeşitli ama’ların ardına sığınan bütün gerekçeler, bütün nedenler ve hamasi sözler teferruattır. Ölüler ve harabeler üzerine kurulacak hiçbir iktidar, hiç bir yönetim ahlâken meşru olamaz ve diktatörlükten öteye varamaz. Bunca kan, bunca ölüm, bunca yıkım üzerine tesis edilecek devlet otoritesi neye yarar? Öte yandan ölü çocuklar, ölü canlar, bedenleri gibi yürekleri de yaralı insanlar yoz yönetimle yönetilseler ne olur, öz yönetimle yönetilseler ne olur? Hayatı hiçe sayarsanız, insanı siyasi amaçlarınıza araç kılarsanız, “aslolan hayattır”ı güzel bir söz olmaktan öte, yüreğinizde, vicdanınızda, her zerrenizde duymazsanız, anlatmaya çalıştıklarıma gerçekçi değil diye burun büker, geçersiniz. Devletin “yüce çıkarları” ya da örgütün “yüce amaçları” için, insanı ve yaşamı feda eden çeşitli ama’larla ölmeye öldürmeye devam edersiniz. (Ki o yüce çıkarlar aslında muktedirlerin çıkarlarıdır.)
Vicdanın tartısına güvenelim
Bölgede sürdürülmekte olan savaş, gerçekten de kirli. Savaşın temizi olmaz zaten. Savaşanların elleri kanlanır, kirlenir; gerçeği yalandan, doğruyu yanlıştan, suçluyu suçsuzdan ayırmak çoğu zaman imkânsızlaşır. Bizler olup bitenleri değerlendirirken, tutum alırken ve (ister istemez) taraf olurken savaşçıların ve siyasetin değil vicdanın tartısına güvenmek zorundayız. İnsandan ve yaşamdan yana ama’sız barışçıların başka pusulası yoktur.
Çarşamba gecesi Diyarbakır’ın Çınar ilçesinde Emniyet Müdürlüğü Lojmanı’na saldırıda üçü çocuk beş kişi hayatını kaybetti. Bombalar o kadar güçlüydü ki lojmanın yanındaki tek katlı ev yıkıldı, ölenlerden üçü o yıkıntılar altında hayatını kaybetti. Bomba 1 kilometre çapında bir alanda tahribat yarattı, evler, dükkânlar yıkıldı, okullar kapandı. Saldırıyı PKK’nin gerçekleştirdiği haberi geldi. Şırnak’ın İdil ilçesinde de açık olan okullara çocuklar içerdeyken ses bombalarıyla saldırıldı.
Bütün gün, Kandil’den, KCK’den ama asıl Kürt siyasî hareketinden, HDP’den, DBP’den bir düzeltme, bir açıklama, eğer doğruysa bir karşı çıkış, güçlü bir kınama bekledim. Hani zarar görmesini istemediğiniz, halinden anladığınız, koruyup kollamaya çalıştığınız birine öyle bir suç atfedilir ki, ben yapmadım demesini, suçu kabullenmemesini yüreğiniz çarparak, tedirgin bir umutla beklersiniz. Ama heyhat bu yazının yazıldığı saate kadar ne bir açıklama ne bir kınama. Sadece HDP sözcüsü Ayhan Bilgen, o da bir soru üzerine, utangaç ifadelerle, işler böyle sürerse bunlar olur gibisinden birşeyler söyledi.
Savaşta sivil ölümlere neden olmak, halka zulmetmek suçtur. Akademisyenler “bu suça ortak olmayacağız”, derken özünde bunu dile getiriyorlardı ve haklıydılar. Ama Çınar ilçesindeki, İdil’deki sivillere, hele de çocuklara yönelen saldırılar da suçtur. Bir lojmana gece saldırmanın, çocuklar okuldayken okula saldırmanın, hastalar varken hastaneye saldırmanın, sivil halkın hayatını karartmanın ama’sı olmaz. Terör, haklı davaları da haksızlaştırır. Öncelikle Kürt siyasal hareketinin, hele de HDP’nin bu türden terör saldırılarına kesinlikle ve cesaretle karşı çıkması gerekmez mi?
Cizre’de yaşamını yitiren bebelerin, çocukların, sivillerin, herkesin acısını yüreğimizde duyduk, isyan ettik, bu suça katılmayacağız dedik. Peki Çınar ilçesinde ölen (hepsi üç yaşından küçük) çocuklar, kadınlar, her yaştan kırktan fazla yaralı, evleri dükkânları yıkılanlar, mağdur siviller, sınıflardan korku içinde kaçışan öğrenciler, perişan Sur halkı müstahaklar mı buna? Bir zamanlar Kürt halkının hak ve özgürlükleri için, mazlumların hakları için mücadele eden ve meşruiyetini zulme karşı olmasından alan Kürt silahlı hareketi özgürlük hareketi olmaktan çıkıp sivil halka yönelen teröre başvurduğunda ne yapacağız? Nereye sığınacağız, sözümüzü nereye, kime anlatacağız? Şiddet şiddeti, suç suçu aklar mı?
Hiçbir suça ortak olmayacağız deme cesaretine sahip olmak zorundayız. Şu veya bu yanda durup şu veya bu şiddeti yüceltmek ve haklı göstermek yerine bütün gücümüzle "Aslolan Hayattır!" diye haykırmak zorundayız. Özellikle de mazlum Kürt halkının haklarını ve özgürlüklerini savunanların bunu yüksek, çok yüksek sesle söyleyebilmeleri gerek. Doludizgin içsavaşa gittiğimiz şu günlerde siyasetin ve kör tarafgirliğin değil vicdanımızın, insanlığımızın tartısına başvuralım.
Aslolan hayattır, hayatı yok etmek suçtur. “Hiçbir suça ortak olmayacağız!” diye hep bir ağızdan bağırabildiğimizde, ne devlet şiddeti ne örgüt şiddeti, hiçbiri sesimizi duymazlıktan gelemez.
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024