Taha Akyol
Din, bilim ve felsefe ilişkileri üzerine ciddi fikir yürütmek için çok yüksek seviyede tefekkür gücü ve çok yüksek seviyede bilgi birikimine sahip olmak lazım.
Herkes slogansı laflar edebilir. Herkes zihnindeki basit şablonu düşünce zannederek ahkam kesebilir. Hele bir de siyaset söz konusuyla, aman Allah, bilmeyenimiz yoktur.
Ben din, bilim, felsefe ilişkilerine üzerine yüksek düzeyli “tefekkür” yazısı yazmayacağım, haddimi biliyorum.
Fakat açık fikirli olmanın önemine dikkat çekmek istiyorum…
ANTİK BİLİM VE FELSEFE
Tunuslu İbni Haldun (1332-1406) İslam’ın en büyük sosyoloğudur, hatta tek sosyoloğu… İnsanlığın da en büyük sosyologlarından biridir. Tarihteki “İslam Aydınlanması”nın son temsilcilerindendir.
İbni Haldun, “Mukaddime” adlı baş eserinde, Müslümanların bedavetten çıkıp “umran” (medeniyet) kurmalarını anlatırken, İslam’dan önceki medeniyetlerden istifade ettiklerini belirtir. Bazı antik medeniyetlerin Müslümanlara ulaşmadan kaybolduğunu derin bir üzüntüyle kaydeder:
“Keldanilerin, Süryanilerin, Kıptilerin, Babil halkının ilmi nerede? Bize sadece Yunanlıların ilmi kaldı!” (Uludağ tercümesi, I, s. 120)
Buradan, o zamanki Müslümanlardan birçoğunun ‘yabancı’ bilimlere ne kadar açık olduğunu, farklı medeniyetlerden nasıl yararlandıklarını tahmin edebiliriz.
Merhum Hilmi Ziya Ülken “İslam Felsefesi Tesirleri ve Kaynakları” adlı eserinde, Müslümanların tercümelerle nasıl bir aydınlanma başlattıklarını, hatta dehrî (materyalist) fikirlerin de tartışıldığını belirtir. Bu tartışmalar için “o devrin ne kadar hür düşünceli olduğunu gösterir” diye yazar. (s. 21.)
Gelelim çağımıza…
İÇE KAPANMA, DARALMA
Siyasal İslamcılığın öncü isimlerinden merhum şehit Seyyid Kutup, “Yoldaki İşaretler” adlı kitabında, Müslümanların bozulmasının antik Yunan’dan yapılan tercümelerle başladığını yazdı.
İslamcı tarihçi İhsan Süreyya Sırma Hoca “Müslümanların Tarihi” adlı eserinde ilk halifeler dönemine analitik bakıyor, alışılmışın ötesinde tespit ve yorumları var; bu açıdan değerlidir. Fakat felsefe konusunda şöyle yazıyor:
“Abbasiler döneminde başlamış olan tercüme faaliyetinin faydasından ziyade zararı olmuştur… Felsefe hastalığı Abbasilerin hediyesi olarak Müslümanlar arasına girmiştir.” (Cilt 4, s. 49)
Sırma Hoca tarihteki İslam medeniyetindeki fikir hareketlerini hiç incelememiş, bu olumsuz hükümle yetinmiş, bilim ve felsefe tarihlerinden hiçbir alıntı yapmamıştır.
İbn Haldun’dan altı yüz yıl sonra çağımızda gördüğümüz bu içe kapanma ve daralma, tabii 13. Asırdan itibaren medreselerden akli ilimlerin ve “felsefiyat”ın kaldırılmasıyla başladı, asırlar içinde kökleşti, bu zihniyet itikat haline geldi.
21. Yüzyılda, Türk ilahiyat fakültelerinden felsefe derslerini kaldırılmak istendi.
İLAHİYAT VE FELSEFE
Prof. Durmuş Günay bilim tarihi konusunda değerli çalışmaları olan bir akademisyendir. YÖK üyeliğinde bulunduğu sırada, İlahiyat’lardan felsefe derslerinin kaldırılmasına itiraz etti, 20 sayfa “karşı oy” yazdı. “Üniversite Felsefesi” adlı kitabında yayınladı.
Orada Prof. Günay “Kindi, Farabi, İbni Sina, Gazali ve İbn Rüşd gibi” âlim ve filozoflara referans yaparak İlahiyat’larda felsefe derslerinin mutlaka bulunması gerektiğini anlatıyor. İbn Rüşd’ün “Faslü’l Makal” adlı eserinden şu alıntıyı yapıyor:
“Felsefe dinin arkadaşı ve süt kardeşidir. BU ikisi doğaları açısından kardeş. Cevher özleri açısından da dostturlar.”
Prof. Günay, “İslam’da felsefe yoktur, hikmet vardır” dışlamasını da eleştiriyor.
Tepkiler üzerine İlahiyatlarda felsefe derslerinin kaldırılması kararından vazgeçildi.
Hemen belirteyim, İbn Rüşd’ün “Faslü’l Makal” adlı eserini Bekir Karlığa hocamız dilimize kazandırdı.
TRAJİK DURUM
Durmuş Günay aynı kitabında Avrupa Üniversiteler Birliği’nin 2010 yılında 29 ülke için yaptığı üniversite özerkliği sıralamasında Türkiye’nin 28. sırada olduğunu yazıyor.
Elbette özerklikle birlikte kalite kontrolü ve hesapverirlik….
Prof. Günay’ın “Türkiye’nin Üniversite Sorunu, Trajik Bir Yolculuk” adlı değerli bir eseri daha vardır. Kitabın bir bölümü “medreseden üniversiteye trajik bir yolculuk” başlığı taşıyor.
Ve gelinen nokta Müslüman toplumların “trajik” vaziyetidir.
Müslümanların siyasi kavgaya değil, aksine, bilime, felsefeye, İslam’ı “asrın idrakine söyletmeye” ihtiyacı var.
Yazarlar
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.08.2025
6.08.2025
5.08.2025
1.08.2025
30.07.2025
29.07.2025
25.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025