Yalçın AKDOĞAN
Siyaset, temenniler değil varolan gerçekler üzerinden yürür. Daha farklı bir dünya ve daha farklı bir bölge temenni ediyoruz, ama yaşadığımız gerçeklik temennimizin çok gerisinde... Siyasetçi doğal olarak idealini ve hayallerini yitirmeden gerçeklik zemininde hareket etmek, ideale ulaşmak için şartları zorlamak durumundadır. Örneğin bizim Filistin'e yönelik temennilerimiz ile varolan durum, Filistinli grupların kabulleri ve bölgenin şartları başka bir çerçeve önümüze koyuyor. Mesela KKTC'yi bağımsız bir devlet olarak tanıyor, destekliyor ve kalıcı çözüm için temennilerde bulunuyoruz. Ama dünyanın bu soruna bakışı bizimki gibi değil. Biz de ne kendi doğrumuzu terk ediyor ve dayatılan gerçekliğe rıza gösteriyoruz, ne de sorun yokmuş gibi kendimizi kandıran bir yaklaşım içine giriyoruz. Gerçeklik ise bazen hem dikkate alınması gereken hem de teslim olunmaması gereken özellikler taşır.
AK Parti 10 yıldır normatif politika ile reel politikayı bir arada götürmeye, değer dünyasıyla dünyanın gerçeklerini örtüştürmeye çalışan bir siyaset izlemeye çalışıyor.
Reel politikanın reddedilmesi, hayal aleminde yaşamak ve her konuda duvara toslamak anlamına gelir. Normatif politikanın dışlanması ise kendine yabancılaşmaya, yozlaşmaya ve başkalarının amaçlarına hizmet etmeye dönüşebilir.
Gerçekliği bilmek, anlamak ve ona göre hareket etmek vazgeçilemez bir durumdur. Siyasi meselelerde gerçeklikten hoşlanmak, ona teslim olmak, onu kabullenmek farklı bir konudur. Beğenmediğiniz bir durumu değiştirebilmek ise 'güç'le ilgilidir. Gücünüz oranında değişime etkide bulunabilirsiniz. Güç elbette sadece fiziki, maddi, askeri imkanlarla ilgili değildir. Özellikle uluslararası ilişkilerde farklı dinamikler sizin konumunuzu ve etkinliğinizi belirleyebilir. İster soft ister hard power olsun, sizin neticeye tesir edebilmeniz gücünüzün toplam potansiyeliyle orantılıdır.
Uluslararası zeminde her ülkenin idealleri, hayalleri, hedefleri, ütopyaları bulunabilir. Devletler kendi menfaatlerini sağlamak için oyuna girerler ve güçlerine göre şartları belirleyip, oyunun gidişatını yönlendirmeye çalışırlar. Örneğin son dönemde Türkiye Ortadoğu'da dikkate alınan ve önemsenen bir oyuncu haline gelmiştir.
***
Büyük Kürdistan da Ortadoğu'da eskiden beri gündeme getirilen bir konudur. Kimine göre bu bir ütopyadır, kimine göre bir hedef veya hayal… PKK ilk dönemlerinde bağımsız devlet düşüncesiyle hareket ediyor, Türkiye'den koparacağı toprak parçasıyla bu hayalini gerçekleştirmeyi amaçlıyordu. Zaman içinde bu hedef yerini Demokratik Özerklik'e bıraksa da başta Öcalan olmak üzere birçok PKK'lı diğer ütopyadan zaman zaman bahsettiler. Barzani ve Talabani de kimi zaman reel politikayla dengeli değerlendirmeler yaparken, kimi zaman da duygusal ve romantik alemde ütopyalarını gündeme getirdiler.
Kimsenin hayallere set çekme, ütopik ve afaki yorumları kökünden kurutma gücü yoktur. Biz siyaseten bu düşünceye karşı çıkarız, tepki gösteririz, bunun pratik yansımalarına karşı da gereken mücadeleyi veririz. Ancak son zamanlarda bazı tepkilerin irrasyonel yorumlara dayandığını da üzülerek görüyoruz. 'Kuzey Irak'ta Kürt bölgesi oluşmasına izin verildi bak neler oldu' türünden yorumlar gerçek dünyada hiçbir değer taşımıyor. O gün sınırötesi harekata sıcak bakmayanlar bugün bundan şikayet ediyorlar.
Diyelim ki yarın Suriye'de halk toplandı referandumda üçe bölünmeyi kararlaştırdı, Türkiye ne yapacak, silah zoruyla Suriye halkını birlikte yaşamaya mı zorlayacak? Türkiye'nin bu konudaki tezi bellidir. Türkiye, farklı tüm grupların eşitlik temelinde bir arada yaşadığı bir ve bütün bir Suriye'den yanadır. Bunun için her alanda da çaba gösteriyor, katkıda bulunmaya çalışıyor. Bölgede Kürtlerin, Arapların, Sünnilerin, Türkmenlerin veya Nusayrilerin iradesine ipotek koymak hiçbir ülkenin hakkı olmadığı gibi buna güç yetirebileceği bir mesele de değildir. Kuzey Irak'taki veya Suriye'deki Türkmenlerin tutum ve davranışlarını biz belirleyebiliyor muyuz?
Türkiye de her ülke gibi bölgesinde yaşanan hadiselere kendi menfaati ve ulusal çıkarları açısından uygun araçlarla etkide bulunmaya çalışır; kendi sınırında yaşananlar ulusal güvenliğini tehdit eder hale geldiğinde de yapması gerekenleri yapar. Açık ve doğrudan tehditlere müdahale etmek ile hoşunuza gitmeyen herşeye karışmak veya sizin dışınızdaki alanda varolan tüm riskleri sıfırlamaya çalışmak aynı şey değildir.
Türkiye PKK konusunda duyarlıdır ve öncelikli tehdit gördüğü durumlarda gereken adımları atar. Ancak bu Kürt karşıtlığı, Kürt düşmanlığı veya bölgede ülkelerinde yaşayan Kürtlerin iradesine ipotek koymak gibi bir şey değildir ve olamaz.
Gelişmeler sebebiyle hükümeti yerden yere vurmak, savaş naraları atarak ahkam kesmek, kof kabadayılıktır ve gerçek durumla bağdaşmayan bir maceraperestliktir. Bugün PKK için 'yakın-yok edin' diyen çevreler iktidarda oldukları dönemde ne Kandil'e bir tane bomba atmıştır, ne de Türkiye içindeki PKK'lılara karşı ciddi bir operasyon gerçekleştirmiştir.
Hangi ülkeden olursa olsun Türkiye'ye dönük tahrik ve tehdit içine giren PKK ve uzantılarıyla mücadele etmek, ülkenin birlik ve bütünlüğünü korumak devletin asli görevidir. Ancak başka ülkelerdeki Kürtlerin siyasi iradelerini şekillendirmek, onları sopayla hizaya getirmeye çalışmak hiçbir ülkenin işi ve görevi değildir.
YASİN DOĞAN
http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YasinDogan/kararlilik-baska-kof-kabadayilik-baska/38717
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları













































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019