Yalçın AKDOĞAN

Yalçın AKDOĞAN
Yalçın AKDOĞAN
Star GAZETESİ Tüm Yazıları
Popülizm, şov ve siyasetsizlik...
6.11.2013
2441

 Türk siyasetinde 'popülizm' aldı başını gidiyor... Podyum her geçen gün popülist siyasetçilere kalıyor. Bu ise siyasetin, kimliğin ve ideolojilerin aleyhine bir durum üretiyor.

20'inci yüzyıl ideolojiler çağıydı ve siyasi kutuplaşma daha keskin ve belirgindi. Türk siyasi aktörleri de kendisini ideolojik söylemlerle ve kimliklerle ifade ediyordu. Son dönemde ise özellikle CHP ve MHP'nin son derece popülist bir söyleme kaydıklarını görüyoruz. Bu bir yöntem veya üslup olmanın ötesinde bir kimlik haline gelmeye başladı.

Malum popülizm seçkinciliğe karşı halkçılığı öne çıkaran bir yaklaşım ve söylem biçimidir. Popülist siyaset 'sokaktaki adam'ı, 'sıradan insan'ı, 'halk kitlesi'ni muhatap alır, ona uygun bir dil ve söylem ortaya koyar. Bu anlamıyla sağ ve sol çizgideki partiler popülist söylemler içine girebilmişlerdir.

Türkiye'de yaygınlaşan popülizm ise halkın diliyle konuşmak veya halkçı olmak anlamına gelmiyor. Şimdi popülizmden bahsedince 'Kitle kuyrukçuluğu', nabza göre şerbet vermek, göz boyamak, dolduruşa getirmek, tribünlere oynamak, duygu istismarı yapmak gibi kavramlar öne çıkıyor. Popülizm normalde halkçı oldukça demokrasi ruhunu geliştirir. Bizde ise demokrasiye güç veren bir halkçılık şeklinde tezahür etmiyor.

CHP iki kutba ayrılmış görünüyor. Bir yanda katı ideolojik ulusalcılar, diğer yanda popülistler. Ne ulusalcı kanat bir siyaset tasavvuru ve dünya görüşü üzerinden yükseliyor, ne de popülistler bir fikir ve tasavvura dayanıyorlar.

Popülizme kaymak bir sığlık, sıradanlık, yüzeysellik ve içiboşluk üretiyor. Bugün CHP'nin ne ulusalcı aktörlerinin ciddi bir sol argüman veya vizyon ortaya koyduğunu görüyoruz, ne de popülistlerin bir sol manifestodan, sosyal demokrat bir tasavvurdan bahsettiğine şahit oluyoruz.

Fikir yerini sloganlara bırakmış durumda. Başlık düzeyinde konuşmak moda oldu. Laf cambazlığı yapmak, alkışa oynamak, komik olmak bir siyaset tarzı sanılıyor.

Bu durum MHP için de geçerli... MHP sözcüleri de hamaset ve slogan üzerinden konuşuyorlar. Onların da milliyetçiliğin temel tezleri, doktrini ve tasavvuruyla ilgili kurdukları bir cümle yok.

Siyaset popülizm üzerinde döndükçe sığlaşıyor, anlamsızlaşıyor ve bir siyasetsizlik hali üretiyor. Politik kimlik yoksunluğu had safhada...

CHP'nin bazı büyükşehirlerde öne çıkardığı isimlerin 'popülist' karakterde olması rastlantı değil. Bir sorgulama ve yüzleşme üzerinden siyasi kimliğini yeniden inşa edemeyen CHP, açılımı popülizmde buldu.

Sarıgül hadisesi CHP'nin siyasi tarihine önemli bir kırılma olarak geçecektir. Kılıçdaroğlu ile siyasi köşeleri törpülenen ve muğlaklaşan CHP, bu tür açılımlarla siyasi anlamını ve değerini geri dönülmez şekilde sorgulanır hale getirmektedir.

Pragmatizm başarıya endeksli geçici bir tatmin sağlar. Başarısızlık halinde pragmatizm bataklığına saplananlar bir daha kendi özgün karakterine ulaşamazlar.

Popülizm, siyaseti bir 'şov'a dönüştürdükçe aktörleri de stand-up'çı gibi davranmaya başlıyorlar. Bu ise siyasetin ağırlığını ve anlamını zedeliyor.

Yasin Doğan / Yeni Şafak

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar