Yıldıray OĞUR
Aslında bunu Perihan Mağden, zamanında “istifa” için söylemişti. İstifa: uzak diyarların henüz ithal edilmemiş tropikal meyvesi…
Ama mutabakat ya da uzlaşma da aynı cins meyvelerden. Bu topraklarda iklim şartlarımız uygun olmadığı için yetilmeyen, tadına damağımızın alışık olmadığı uzak diyarların tropikal bir başka meyvesi.
Millet İttifakı’nın altı partisinin altına imza attığı 244 sayfalık, 2300 maddelik Ortak Politikalar Mutabakat Metni’nin adını duyunca en son mutabakat kelimesini haberlerde nerede duymuştuk diye bakındım
Galiba sadece dış politikadaki mutabakatlarda. Soçi Mutabakatı, Astana Mutabakatı…
İçeride herhangi bir konuda mutabakata varmaktan çok uzaklardayız.
Belki bu yüzden bu mutabakatın aylardır müzakere edildiği Altılı Masa pek kimseyi heyecanlandırmadı.
Açıklanan mutabakat metninin en heyecanlandırıcı, en alkış alan, en beğenilen vaadleri ise herkesin meşrebine göre değişiyor.
Toplantının yapıldığı salonda en çok alkışı Cumhurbaşkanlığı’nın Çankaya Köşkü’ne taşınması, Atatürk Havalimanı’nın yeniden açılması, Cumhurbaşkanlığı uçaklarının satılması aldı.
Çankaya Köşkü’nün ülkenin tarihsel birikimini de yansıtan, ruhu olan çok şık ve Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden bir mekan olduğuna şüphe yok.
Ama şu haldeki dev bir Cumhurbaşkanlığı’nı eski tür Cumhurbaşkanlığı için yapılmış Çankaya Köşkü’ne sığdıramazsınız. En azından sistemi değiştirine kadar.
Onu bırakın Cumhurbaşkanı yardımcısı olacak altı parti liderine bile yetecek büyüklükte ve sayıda ofis olmayabilir Çankaya Köşkü’nde.
Atatürk Havalimanı nostaljisini anlamak ise çok daha zor. Mesele adıysa, yeni havalimanının adını Atatürk yapıp yola devam etmek mümkün. Bu yeni Cumhurbaşkanı’nın bir kararnamesine bakar. Ortada yapılmış, biraz fazla büyük, şehir dışında ama şık, güzel bir havalimanı var artık, iktidara olan hıncu havalimanı binasıdan çıkarmak çok mantıklı değil sanki? Türkiye’de hukuk, demokrasi yerlerde sürünürken, muhalefetin en çok alkış alan vaadinin eski havalimanının ihyası olması üzerinde herkes birazcık düşünmeli. Bu ülkede bu kadar ne yaşanmış olabilir?
Ayrıca hemen gaza gelip Cumhurbaşkanı’nın bütün uçaklarını da satmamak lazım, malum tarifeli seferlerde yer bulmak kolay değil, bilet fiyatları da fahiş fiyatlarda. Devletin itibarı için olmasa da pratik ulaşım için bir tane uçağın havalimanında hazır beklemesi kötü olmayabilir.
Yine de bunlardan heyecanlanmayı anlamak mümkün, bunlar bu dönemin sembollerine duyulan öfkenin tezahürleri, kimseye zararı olmayan masum heyecanlar.
Ama 2300 maddeyi okuyunca eski Türkiye’nin geri döneceğini zannetmek aşırı yoruma giriyor.
Hadi bunu Sabah başyazarının yapması için metni okumasına gerek yok.
Ama Halk TV’nin moderatörlerinden birine de öyle gelmiş:
“Bugün açıklanan metnin özeti şudur. FETÖ ile ele ele verip devletin bütün kurumlarıyla çökmesine göz yuman iktidarın verdiği tahribat ve yıkımın sil baştan onarılması. Devletin itibarının ve kurumlarının inşaasıdır.!”
Geçmişte ve bugün bir sürü kötülüğün gerekçesi olmuş “Devletin itibarı” nın yeniden inşa edilmesiyle umutlanan muhalif olmak Türkiye’ye özgü bir anomali olmalı.
Eski Türkiye’yi devletin itibarlı olduğu, kurumlarının şahane çalıştığını sanmak içinse afaziyle malul olmak lazım.
2300 maddeyi okuyup bu özeti yapmak çıkarmak ise ancak o sırada cep telefonundan Melek Subaşı esprileri okuyor olmakla mümkün.
Bu vehime Kuvvet Komutanları’nın Savunma Bakanlığı’ndan Genelkurmay Başkanlığı’na bağlanmasıyla kapılmış olabilir.
Genelkurmay Başkanı, Savunma Bakanlığı’na bağlı kaldıkça hala “FETÖ-AKP yıkımı” dediği yerdeyiz, değişen bir şey yok.
“FETÖ-AKP yıkımı”ndan kasıt askeri vesayet sisteminin, asker ne der sözünün tedavülden kaldırılmasıysa korkarım ki bu paket o eski Türkiye’yi geri getirmiyor.
Cumhurbaşkanı’nın Çankaya Köşkü’nde oturmasıyla yetinmek zorundasınız.
Hoşuna gitmeyen her hareket eden canlıya FETÖ demek gibi, bugünkü iktidarın şampiyonluğa oynadığı bir spor dalında ise pek bir şansınız yok.
Ayrıca bu nasıl yoruma açık bir metin ki Ümit Özdağ da okuyunca “Altılı Masa'nın mutabakat metninde devletin FETÖ'ye geri verileceği söylenmektedir” özetini çıkarmış.
Demek ki metinde kim ne ararsa onu bulmuş.
Mesela bir AK Partili gazeteci de mutabakat metnini PKK ve FETÖ’ye bağlama milli sporunu ifa ederken, PKK’ya şu maddeden bağlamış: “Bazı bakanlıkların tas¸ra kurulus¸larını go¨rev alanlarına go¨re yerel yo¨netimlere devredecegˆiz.”
Tabii arkadaş yeni bir AK Partili olduğu için, zahmet edip AK Parti’nin parti programını hiç okumamış:
“Ülkemizde merkezi idarenin üstlenmiş olduğu birçok hizmet alanı, mahallindeki kamu kurum ve kuruluşları ile yerel yönetimlere devredilecektir.”
AK Parti programı yerel yönetimler konusunda Millet İttifakı’nın yanında Prens Sabahattin’in adem-i merkeziyetçi Ahrar Fırkası’nın programı gibi kalır.
AK Parti programında, PKK’nın bile çözüm sürecinde çözüm için yeterli dediği
“Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na” bile atıf var.
Altı partinin yüreği ise buna yetmemiş.
Ne de olsa bu bir uzlaşma metni.
O yüzden Saadet Partisi’nin kırmızı çizgisi dikkate alınıp “İstanbul Sözleşmesi” yerine uluslararası sözleşmeler denmiş.
O yüzden İYİ Parti’nin bu mutabakatın mimarlarından olan sözcüsü kürsüde “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” diyerek salondaki alkışlar için mutabakatı ihlal edince, Saadet Partisi haklı olarak tepki gösterdi.
Bu durumda Saadet Partisi sözcüsüne de “kayyum uygulamaları son vereceğiz” maddesini okurken “Kürt sorunu” deme hakkı düşerdi ama onlar centilmenlik yapıp, İYİ Partililerin tüylerini diken diken etmek istememişler.
Bu metin bir mutabakat olduğu için tabii içinde her şeyin çaresi yok. O yüzden CTRL-Alt yaparak eksik bulmak kolay. Herkesin de hakkı.
Ama tam da bu mutabakat metnini önemli yapan da bu.
Yoksa içindeki 2300 madde değil.
Çünkü biz çok iddialı maddeler, vaatler görmüş bir milletiz.
Ama farklı fikirler arasında mutabakat alışık olduğumuz bir insanlık hali değil.
Ülkenin sorunlarıyla ilgili altı farklı partinin oturup 2300 maddeyi tek tek müzakere etmesi ve nihayet bir uzlaşmaya varması.
Ve sonuçta da ortaya “eski Türkiye geri dönüyor, yaşasın” diyenleri de, “hukuk devleti, demokrasi güçlenecek, yaşasın” diyenleri de mutlu edecek bir metnin çıkması.
Bu mucizenin ne kadarını AK Parti iktidarının herkesi karşısında temel meselelerde birleştirmeyi başarmasına, ne kadarını bu partilerin demokratik olgunluğuna borçluyuz meçhul.
Ama tam olarak Türkiye’nin tadını bilmediği, iklim koşullarının yetişmesine müsaade etmediği, damak tadımıza pek uymayan lezzet bu.
2300 maddeden daha heyecan verici olan tek bir kelime: Mutabakat.
Uzak diyarların henüz ithal edilmemiş tropikal meyvesi…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025