Yıldıray OĞUR
Cumhurbaşkanı Erdoğan 18 yıl sonra CHP Genel Merkezi’ni ziyaret etti.
Ama 18 yıl sonra Erdoğan’ın geldiği CHP’de değişmeyen tek şey partinin kedisi Şero’ydu.
AK Parti’nin ilk 10 yılında Manisa’da eczacılık yapan Özgür Özel partinin başında. AK Partili yılların ünlü diplomatlarından Namık Tan Özel’in yanında.
2006’da sırf başörtülü first ladyye karşı askerle, yargıyla işbirliği yapan, milyonları sokaklara döken, muhtırayı, AK Parti’nin kapatılma davasını destekleyen CHP’nin artık genel başkan yardımcılarından biri başörtülü.
10 yıl önce çözüm sürecine yak sürüyen CHP’nin genel başkanı artık Tahir Elçi, Şenyşar davalarını, Hakkari Belediyesi’ne kayyumu çözüm sürecini başlatan Cumhurbaşkanı’na şikayet eden bir siyasi çizgide.
Ve en önemli fark, 22 yıl sonra artık birinci parti CHP, ikinci parti AK Parti.
Muhalif seçmenleri etrafında toplamayı başaran CHP, 1970’lerden bu yana ilk kez yüzde 35’in üzerine çıkmış görünüyor.
Bütün emareler ve dünkü ziyaretin fotoğrafları Türkiye’nin 2028’e iki partinin domine ettiği bir siyasetle gittiğini söylüyor.
Peki, başka bir ihtimal var mı?
Biraz başımızı kaldırıp Avrupa’ya bakalım.
6-9 Haziran arasında AP seçimleri için 350 milyon Avrupalı’nın ortalama yüzde 51’i sandığa gitti ve oy verdi.
Aşırı sağ diye diye küçümsenen, marjinalleştirilen popülist partiler Fransa’da birinci, Almanya’da ikinci çıktı.
Ama en az onun kadar ilginç bir durum daha var.
Bir zamanlar sosyal demokrat/sosyalist parti ile merkez sağ/Hristiyan demokrat partiler arasında iktidarların gidip geldiği Avrupa’da iki ana akım siyaset bu seçimlerde başat rollerini biraz daha kaybetti.
AP’deki sandalye sayısında merkez sağ partilerin ittifakı birinci sırada, iki ayrı gruba ve bağımsızlara bölünmüş aşırı sağ/popülist partilerim toplamı ise hemen arkasından sosyalist/sosyal demokrat partilerin önünde ikinci sırada artık.
Almanya’da AP seçimlerini Hristiyan Birlik partileri kazandı. İkinci sıradaki aşırı sağ AfD, bütün dışlanmalara, kapatma tehditlerine, milyonluk mitinglere rağmen iktidardaki Sosyal Demokratları ve iktidar ortağı Yeşiller’i geride bıraktı.
Seçmenin maceraya ne kadar açık olduğunu gösteren ise Sahra Wagenknecht İttifakı’nın aldığı oy oranıydı.
Sahra Wagenknecht İttifakı’nın adı ittifakın kurucusu İranlı bir babanın ve Alman bir annenin kızı olarak Doğu Almanya’da doğan, meşhur Alman sosyal demokrat eski Maliye Bakanı Oscar Lafontaine’nin eşi 55 yaşındaki Sahra Wagenknecht’den geliyor.
Eşinin kurucusu olduğu sosyalist Die Linke’den Ocak 2024 ayrılıp kendi adıyla Sahra Wagenknecht İttifakı’nın kurmasından beş ay sonra girdiği ilk seçimde yüzde 6,2 aldı.
Çizgisini mevcut siyasi pozisyonlarla tarif etmek imkansız.
Bundestag’daki 10 milletvekili arasında Türkler, Araplar ve Boşnaklar da var ama parti yeni göçmenlere karşı. İsrail’e ve Ukrayna’ya destek konusunda birleşen Alman siyasetinden de farklı bir çizgide duruyor. Çar’ın Uşağı diye suçlanacak kadar Putin’e yakın.
Ama beş aylık parti 76 yıllık Alman liberallerinin Hür Demokrat Partisi’nden ve arkasında 68 kuşağı olan 44 yıllık iktidar ortağı Yeşiller’den daha fazla oy aldı.
Fransa’da da durum benzer.
Bir zamanlar sosyalist Mitterand ve merkez sağcı Chirac arasında iktidarın gidip geldiği Fransa’da da iki merkez parti artık siyasetin merkezinde değil.
Uzun yıllar Chirac’ı sonra Sarkozy’yi iktidar yapan yeni adıyla Cumhuriyetçiler AP seçimlerinde yüzde 7 aldı.
Mitterand’ın sosyalist partisi ise kurduğu koalisyonla ancak yüzde 13 oldu.
Le Pen’in partisi 28 yaşındaki lideriyle yüzde 32, Macron’un neredeyse şahıs partisi 32 yaşındaki lideriyle yüzde 15, Melenchon’un yine bir şahıs partisi olan Boyun Eğmeyen Fransa’sı yüzde 10 aldı.
Merkez sağ Cumhuriyetçilerin lideri çareyi direksiyonu Le Pen’e doğru kırmakta buldu. Hepsi minik minik kalmış sosyalist partiler ise seçmenlerin baskısıyla erken meclis seçiminde ittifak kararı aldı.
İtalya’da durum merkez partiler için daha da vahim.
Bir zamanlar ülkeyi yönetmiş sosyalistler ve sağcılar bin parçaya bölünmüş durumda. Mussolini’nin gençlik hareketinden yetişmiş Meloni en ılımlı sağ lider artık.
Göçmen teknelerini batırmayı savunan Salvini’nin kendi adını taşıyan partisi, bir komedyenin kurduğu Beş Yıldız Hareketi, Berlusconi’nin partisi sağ siyaseti domine ediyor. Klasik sol parti SD yüzde 25lere demirlemiş durumda.
Kıbrıs’ta AKEL gibi ülkenin kurucu güçlerinden bir parti, bir Tiktok fenomeninden sadece 2 puan daha fazla oy alabildi.
Finlandiya’da sol parti, Avusturya’da bir zamanlar iktidara gelmesi engellenen Nazi kökenli parti büyük başarılar yakaladı.
Hollanda zaten tercihini 20 yıldır belli oranları aşamayan, şarlatan Wilders’ten yana kullanmıştı.
İngiltere’de Temmuz ayındaki seçimlerde de Nigel Farage’ın Reform Partisi’nin iktidardaki muhafazakarları geçmesi bekleniyor.
Bütün bunlar seçmenlerin partilere sadakatinin sonuna geldiğimizi söylüyor.
Artık ne dediği meçhul, kimseyi kesmeyen büyük kitle partileri eriyor, büyük kitle partilerin varlık nedeni; maceraya girmekten korkan seçmenlerin aşırı partilere karşı tepki oylarını alabilmeleri.
İnsanlar önemsedikleri çeşitli meseleler ve liderler etrafında siyasileşiyor, radikalleşiyor.
Oyunu Twitter’da tweet beğenmek gibi bir mesaj olarak kullanıyor. Sandığı bir çözüm yeri değil, bir tepki gösterme imkanı olarak görüyor.
Bu yüzden oylarını çok çabuk değiştiriyorlar.
En son AP seçimlerinde yeşillere oy veren Avrupalı gençler yüzünden bir “Yeşil Dalga”dan bahsedilmişti.
Ama iklim değişikliğinde durum daha d vahimleşirken o yeşil dalga gitti, şimdi gençler statükoya karşı değişim için aşırı sağ partilere oy veriyor.
20 yıl önce birine statükoyu yıkmak için en sağa oy veren gençlerden bahsedilseydi herhalde bunu çok tuhaf bulurdu.
Ama artık bu aşırılıklar siyasetin normali.
Ve “aşırı” demekle de merkez siyasetin merkezini korumak mümkün değil.
Türkiye’de de aslında benzer bir trend var.
2023’de Sinan Oğan’a giden yüzde 7 bunun bir işaretiydi.
2024’de Yeniden Refah’a kayan oylar, Zafer Partisi ve TİP’in yüzde 4’leri görmesi hepsi aslında sağ ve sol popülizmin siyasetteki başarı hanesine yazılmalı.
Bunlar aynı zamanda seçmen sadakatinin azaldığının da işaretleri.
2023 gibi kritik bir seçimde bile muhalefete muhalif muhaliflerin yüzde 7’si gidip çok bilinmeyen, sonra da bir fiyaskoya dönen Sinan Oğan macerasına girmiş ve seçimin sonucunu belirlemişti.
Seçmen yeni maceralara da açık görünüyor.
31 Mart’ın ardından önemli bir araştırma şirketinin yaptığı özel bir çalışmaya göre 2024 yerel seçimlerinde 10 milyon seçmen oyunu değiştirdi.
Bu rakam siyasette büyük bir harekete ve bıkkınlığa işaret ediyor.
Her hareket, her seçimde bereket doğurmayabilir.
AK Parti’nin toparlanamaması, kendini değiştirememesi muhafazakar kanatta, CHP’nin DEM ittifakı, Erdoğan ile görüşmeleri, mülteci ve Kürt meselelerindeki liberalleşen tavrı da muhalif kanatta seçmenleri yeni maceralara sürükleyebilir.
Bu maceraperest seçmenler oyları bölmemek gibi sorumluluk sahibi de olmayabilir. Özellikle de genç seçmenler için bu sorumluluk duygusu, tepkisellikten daha zayıf olacaktır.
Yani seçmenin oyu garantide değil. Bir anda bir mesele siyasetin en önemli konusu haline gelebilir ve o mesele etrafında yeni siyasi pozisyonlar oluşabilir.
Bütün rakamlar tersini söylese de önümüzdeki seçimin iki parti arasında geçeceğini söylemek için henüz çok erken.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025