Zekeriya Kurşun
Türkiye, 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan referandum ile kabul ettiği Anayasa değişikliklerini hayata geçirmesi için 24 Haziran 2018 seçimleriyle Cumhurbaşkanı’na yetki vermiştir. Türkiye doksan beş yıl sonra yeni bir döneme girmiştir. 12. Cumhurbaşkanı ve birinci devlet başkanının yemini ardından yeni dönemin ilk kabinesi de göreve başlayacaktır.
SİYASETNAMELER NE DİYOR?
Günlerdir medyada, açık ve kapalı toplantılarda Cumhurbaşkanı’nın ilan edeceği yeni kabinesinden beklentiler dile getiriliyor. Tavsiyeler veriliyor, siyasetname ve nasihatnameler üretiliyor. Katılım oranı yüzde 87 olan bir seçim sonrasında bu durum kadar tabii bir şey yoktur. Sandığa gidip lehte veya aleyhte oy kullanan herkes, taleplerini bildirme, öneri sunma hakkını da elde etmiştir.
Büyük bir birikime ve devlet tecrübesine sahip olan Türkiye’de, bu tür talep ve önerilerin de yeni kabineye ve uygulayıcılara katkı sağlayacağında kuşku yoktur. Orta demokrasiden yüksek demokrasiye geçme arzusu gösteren seçmenler elbette çözüm üretenlere önerilerde bulunmalıdırlar ve bulunacaklardır. Yetkilendirilmiş makamlar her öneriyi hemen hayata geçirmeyi uygun görmeyebilirler. Fakat bütün fikir ve düşüncelerin bir gün değerlendirilmek üzere arşivlenme değerinin olduğu da unutulmamalıdır.
Türkiye’nin yeni sisteminden çok şey beklenmektedir. Hemen her alanda birikmiş sorunların çözümü, kalkınma politikalarının geliştirilmesi, savunma sanayiinin ihtiyaca cevap verebilir hale getirilmesi; en önemlisi de yeni bir medeniyet inşa etmek için temellerin atılması beklentilerin başında gelmektedir. Elbette bunların hepsinin birden hayata geçirilmesi mümkün değildir. Zira bazıları Meclis aritmetiğine, yasa yapımına ve tadillerine, bazılarının ise eski kanunlarda içtihatların yapılmasına bağlıdır ve zaman alacaktır. Toplum, bir yandan gelişecek diğer yandan sabredecek ama vakt-i merhunu gelince de bütün bunların hayata geçtiğini görmek isteyecektir.
Diğer taraftan, ülkemizin bazı acil sorunları, büyük değişikliklere ihtiyaç duymadan da çözülebilir. Milli iradeden alınan güç ile mevcut yasalarımız ve kanunlarımız işletilerek, hızlı çözümler üretilip, daha büyük hedefler için toplumsal güven sağlanabilir.
EĞİTİM
Türkiye yıllardır eğitimde reformlar yapıyor. Önemli gelişmeler de sağlandı. Okullaşma oranı istenilen düzeye geldi. Sınıf sayısında neredeyse yeter sayıya ulaşıldı, ama hala eğitimde istenilen seviye yakalanamadı. Burada kendi öğrenim sürecim dahil, yarım asırdır içinde bulunduğum eğitim sistemimiz için bir felsefe üretmeyeceğim. Sadece yeni sistemden beklenen acil çözümden söz edeceğim:
20. asrın başlarında eğitimde iki yaklaşım vardı. Eğitime tabandan yani ilk öğretimden başlamak, veya yüksek öğretimi düzenlemek. Günümüzdeki okulsuz toplum çağı iddialarına rağmen, bu eski tartışmalar öneminden bir şey kaybetmemiştir. Ama ben ısrarla ikinci yöntemin üzerinde yoğunlaşmanın gerektiğine inanıyorum. Kısaca yüksek öğretimin düzenlenmesinden yanayım. Zira büyük reformlara gitmeden önce, acil olarak eğitimin diğer aşamalarına, kamuya, piyasaya ve sanayiye insan yetiştiren üniversitelere mevcut yasal imkanlar çerçevesinde acil çeki-düzen verilmelidir. Sayısal olarak ülke ihtiyaçlarını karşılayacak seviyeye ulaşan üniversitelerin mevcut programları, akademik kadroları, bilimsel katkıları, ülke gerçekleri ve piyasa ile uyumluluk ve verimlilikleri gözden geçirilmelidir. Acil düzenlemelere öncelikle lisansüstü programlardan başlayarak geriye doğru gidilmelidir. Üniversite rektörlerinin seçim sisteminde önemli bir adım atılmıştır. Rektör adayları bilimsel faaliyetlerini bırakarak, kapı kapı oy peşinde koşmaktan kurtarıldılar. Ancak şimdi de rektör olmak isteyenlerin Ankara’da çadır kurmalarına imkan vermeyecek yeni bir sisteme geçilmelidir. Bilimsel kaliteyi artırmak için üniversitelerde idari ve akademik rektörlükler ihdas edilmelidir. Elbette yükseköğretimin bütün sorunları ve çözüm önerilerimizi birkaç cümlede ortaya koymak mümkün değildir. Fakat aciliyetine dikkatleri çekmek de görevimizdir.
YARGI
Yeni Hükümet Sistemi’nin öncelikli konularından birisinin de yargı sistemi olacağını söylemek bir kehanet değildir. Bu konuda hazırlıkların olduğu anlaşılmaktadır. Ancak yasal düzenlemeleri gerektiren geniş bir yargı reformundan önce mevcut yasalar ile yapılabileceklere öncelik verilmelidir. Devlet, görkemli adalet sarayları ile değil, adaleti yerinde ve zamanında uygulaması ile ayakta kalır. Bunun için basit bir kural vardır. Bu da mahkemelerin sağlıklı işletilmesidir. Mahkemelerde biriken ve uzayan davalar, toplumun adalete olan güvenini zedelemektedir. Karar verme süreçlerinde yaşanan çelişkiler, toplumu yormaktadır. Bazen önemli bir ceza davasında hızlı karar verilebilirken; ilk celsede tebeyyün etmiş olan bir özel hukuk davasının yıllarca sürmesi toplum tarafından anlaşılamamaktadır. Oysa bunun için yasal düzenlemelere değil, mahkemelerin sağlıklı ve hızlı çalışmalarını sağlayacak düzenlemelere ihtiyaç vardır ve beklenmektedir. Mesela masum bir kızımızın, (Ebru Özkan’ın), zulmü ile maruf İsrail zindanlarında tutulmasının sebebi, acaba, Türkiye’de adi suçlardan yargılanan bazı İsrail vatandaşlarının davalarının uzamasına misilleme olabilir mi?
Bu yazıya başlarken acil çözüm bekleyen sorunlar arasında Dışişleri’nin teşkilat yapısını, Türkiye’nin yurtdışında çeşitli kurumlar tarafından temsili meselesini ve personel rejimini de tartışmak niyetinde idim. Sütunumuz buna imkan vermeyeceğinden, bu konulardaki fikirlerimizi sonraya saklayalım. Ancak, Sayın Cumhurbaşkanı’nın söylediği andan itibaren umutlarımızı yeşerten “ehliyet ve liyakat” vurgusunun da takipçisi olacağımızı belirtelim.
Yeni hükümet sistemimiz ve yeni kabinemiz hayırlı olsun.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.02.2019
18.03.2019
18.02.2019
4.02.2019
10.01.2019
3.02.2019
17.12.2018
22.11.2018
12.11.2018
18.10.2018