Zülfü DİCLELİ
Mecliste art arda af kanunları çıkıyor. İmara aykırı binalar yapanlar, vergisini, sigorta primini vb. ödemeyenler, köprülerden para vermeden geçenler, yurtdışında para tutanlar, üniversitelerden uzaklaştırılan öğrenciler ve daha birçoğu af ediliyor.
MHP lideri Devlet Bahçeli bunlara adli suçlardan yargılananların da eklenmesi önerisini getirdi, ama bu öneri Cumhurbaşkanı tarafından geri çevrildi – şimdilik. Şimdililk, çünkü konu toplumun gündemine boylu boyunca geldi. Mutlaka tartışılacak.
Ve bu kaçınılmazlıkla siyasi suçlardan yargılananların affa dahil edilmesi konusunu da gündeme taşıyacak. Taşıyacak çünkü bugün neredeyse “adli suçlu“ kadar “siyasi suçlu“ var hapisanelerde.
Gerçekten, ayrımsız bir genel affa ihtiyacı var bugün ülkemizin. Hiçbir tutuklu ya da mahkûmun içeride kalmayacağı, bütün davaların düşürüleceği, hiçbir şarta bağlanmadan insanların özgürlüklerine kavuşacağı bir genel affa.
Böyle bir adım ülkemizin tarihinde devletin hiçbir kesime, görüşe, inanca karşı ayrımcı davranmadan, kimseyi dışlamadan gerçekleştirdiği ilk siyasi uygulama olacaktır. Böyle bir şeyi bu ülke hiç görmedi. Bu, aslında, bu affı onaylayıp çıkaran siyasi güçlerin ve devletin yurttaşlar arasında, siyasi görüşler ve inançlar arasında ayrım yapmadığını ve bundan böyle de yapmayacağını açık açık ilan etmesi anlamına gelecektir.
Çok çeşitli haklı ya da haksız (kısmi) gerekçelerle, farklı yaklaşım ve görüşlerle böyle bir affa karşı çıkanlar olacağı açıktır, ama mevcut durumda bu fikre karşı kimse uzun süre inandırıcı bir muhalefet içinde olamaz.
Olamaz, çünkü bugün kimse Türkiye’nin geldiği yerden memnun değil. Herkes kendi yaklaşımına göre yeni bir başlangıç, yeni bir yönelim, yeni bir hikâye arayışı içinde.
Olamaz, çünkü bugün buraya gelmiş olmamızın belli, tek bir sorumlusu yok. Şimdiye kadar siyasi sorumluluk almış olan siyasi güçlerin hiçbiri masum değil. Kimse siyasi siciliyle övünebilecek durumda değil.
Bugün ister iktidar ister muhalefette olsun hiçbir siyasi gücün fikriyatı, yaklaşımları, politika önerileri ülkeyi esenliğe çıkarmaya yetecek kapasitede değil. Son 200 yıldır ülke olarak denediğimiz butün çıkış yolu formülleri nihayetinde etkisiz kaldı. Kimsenin elinde yeni bir reçete de yok. Bunu herkes görüyor.
Bu badireden ya hep beraber çıkacağız ya hep beraber batacağız.
Bu kadar açık.
Ancak bugün yeni bir yere de gelmiş durumdayız:
Son dönemde Ortadoğu’da yaşananlar ve tırmanan savaş tehlikesi, ülkenin boğazını sıkmaya başlayan ekonomik cendere, genel olarak dünyada artmakta olan yalıtlanmışlığımız karşılıklı birbirini besleyerek tuhaf bir labirente sürüklüyür bizi. Toplum bugün olduğu gibi yüzde 50/50’lik siyasi kamplara, inanç ve yaşam tarzı kutuplarına, birbirinden giderek uzaklaşan halk kesimlerine bölünmüş olarak kaldığı sürece , bu labirentten sağsalim çıkabilmemizin hiçbir yolu görünmüyor. Gerçekten bütün Türkiye’nin buluşmasına ihtiyaç var.
Ayrımsız bir genel af bu koşullarda, bu bölünmüşlüğü aşmanın, toplumun normalleşmesinin yolunu açar. En önemlisi birbirimizle konuşmaya, birbirimizi dinlemeye başlayabiliriz. Bugün ancak Birbirimizin görüşlerini dinleyerek, kendi görüşlerimizi gözden geçirerek ve işbirliğiyle ilerleyebiliriz.
Başkalarını anlamaya çalışmak onların kendi içlerine kapanıp boşluğa düşerek kabileciliğe sürüklenmesini de önler.
Tek çıkış yolumuz vardır, o da birlikte arayıp bulabileceğimiz yoldur. Arayacağımız yol Var Olmanın değil Birlikte Varolmanın yoludur.
HDP‘nin Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ın hemen tahliye edilmesi ülke olarak böyle bir yola girebilmemize ciddi katkıda bulunur. Bir ölçüde, daha yapıcı bir seçim dönemi yaşarız.
Türkiye şu ya da bu siyasi gücün iktidarı ile, dolayısıyla diğer kesimlerin dışlanmasıyla yol alamaz. Seçimler sonucu iktidarı kim kazanacak olursa olsun, öncelikle, kimsenin dışlanmayacaiğı şekilde Türkiye’nin tüm fikirsel ve siyasi güçlerinin bir araya gelmesinin koşullarını yaratmalıdır.
Genel Affı gerçekleştirecek yeni parlamento tüm kritik sorunlarımızın tartışılmaya başlandığı bir platform olabilir. HDP’nin oradaki varlığı, Kürt sorununda bu kez öncekinin tersine, sonuç alıcı bir görüşme ve tartışma yürütülmesi için güvence olacaktır. En çok diyaloğa ve çoklu tartışmaya ihtiyacımız var.
Önceden belirlenmiş, tarif edilmiş, bilinen bir adil, doğru, iyi ve güzel, tanımlanmış bir hakikat; böyle bir şey yok. Adil, doğru, iyi ve güzel olanı, hakikati birbirimizi dinleyerek bulabiliriz ancak. Hakikatı birlikte arayarak birlikte kurabiliriz.
Ayrımsız, koşulsuz bir genel af tarihimizde yeni bir dönüm noktası – gerçek bir diriliş – başlatabilir. O zaman tüm dünyaya anlatacak yeni bir hikâye de yazmaya başlayabiliriz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.12.2023
21.08.2020
5.06.2020
5.04.2020
21.01.2020
2.02.2019
21.11.2019
19.10.2019
13.10.2019
10.10.2019