Erol KATIRCIOĞLU
Seçim, partiler arasındaki yarışı hızlandıran bir olgu olduğundan her zaman biraz gerginlik taşır. Seçim gününe yaklaştıkça da bu gerginlik doğal olarak artar. Bizde seçimler partiler arasında gibi gözükse de aslında farklı kimlikler arasında cereyan ettiğinden artırdığı gerginlik de doğal olanın üstüne çıkar ve ülke bir tür savaş havasına bürünür. Nitekim son günlerde HDP’ye yapılan ve üstelik de “sistematik” gibi gözüken saldırılar bu savaş havasının bir parçası.
Tabii bu savaş havasının solunduğu ortamlarda yaşanan fiziki şiddeti bir kenara bırakırsak (bırakmamız gerekmiyor tabii ki ama) bu savaşın aslında daha çok propaganda diline yansıdığını görürüz. Liderlerin meydan konuşmalarında birbirleriyle ilgili söyledikleri sözlerin şiddetine bakınca, insan, “Yahu bu adamlar seçim sonrasında da aynı parlamentoda olacaklarına ve çeşitli vesilerle karşılaşacaklarına göre, nasıl birbirlerinin yüzlerine bakacaklar, nasıl birbirlerinin ellerini sıkacaklar” diye düşünmeden edemiyor. Bu gerginlik seçim sonrasında da bitecek değil hoş. Çünkü önümüzde bu seçimlerden daha da önemli Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Ama her durumda seçim sonrasında her bir partinin aldıkları sonuçlar nedeniyle, kendi içlerinde kısa da olsa bir sarsılma geçireceği açık. Çünkü, hiçbir parti (BDP ve HDP hariç) istediği sonuçları elde edemeyecek ve aşağı yukarı (doğrusu bunun çalışmasını yapmadım ama) yıllar içinde aldığı oyların yalnızca yüzde 2-3 sapmayla “ortalaması” çerçevesinde oy alacaklar. Böyle düşünmemin nedeni ise bu seçimlerde AKP’nin de, CHP’nin de MHP’nin de yaslandıkları “kimliklerin” geleneksel oyları ne kadarsa o kadar oy alacakları. Bir diğer değişle bu seçimde sürpriz olmayacak, olacaksa, sürpriz yalnızca BDP’nin ve HDP’nin aldıkları oylarda olacak.
Çünkü siyasi partiler arasında gerginlikler her bir partinin dayandığı kimlik mensuplarını kendi partileri etrafında birleşmeye iter. Etrafta yüzer-gezer oy kalmaz. Sandığa gidildiği son günde, bir seçmen, haklarında binbir uygunsuz iş duymuş olsa bile yine de şu ya da bu sebeple dahil hissettiği kimliğin içinden, o kimliğin temsil olunduğunu düşündüğü partiye oy verir ve de verdirir.
BDP’nin ve HDP’nin sürpriz yapacağını düşünmemin nedeni ise bu partilerin geleneksel bir kimlik siyasetinden demokratik bir siyasete adım atmış olmalarındandır. Bu partilerin bu seçimlerde yaslandıkları Kürt kimliğinin dışında diğer kimliklerle de dayanışarak yeni bir demokrasi arayışı içine girmiş olmaları bu seçimde böyle bir sürpriz yapma olasılığını da gündeme getiriyor bence. Doğrusu bu yaklaşım, bir zamanlar AKP’nin de neden ve nasıl sürpriz yaptığını da açıklar. Çünkü “mağdur” bir kimlik partisi olarak AKP, iktidar olana kadar yalnızca İslami kimliğin değil dışındakilerin de oylarını alabilme yönünde davranmıştı (demokratik bir siyaset yapmıştı) ve böylelikle de Türk siyaset tarihinde bir sürprizin de temsilcisi olmuştu. Şimdi ise yalnızca kendi tabanı üzerinde bir konsolidasyon sağlamanın peşinde. Yazının girişinde, seçim sonrasında her bir partinin aldıkları sonuçlar nedeniyle, kendi içlerinde kısa da olsa bir sarsılma geçireceğini söylemiştim. Böyle bir fikre varmamın nedeni ise gerek siyaset elitinde ve gerekse de toplumda “kimlikler” etrafındaki siyasetten, “çok-kimlikli demokratik” bir siyasete doğru bir eğilimin bir zamandan beri görünür hale gelmiş olmasıdır. Üstelik böyle bir siyasetin sosyolojik bir temeli de bu ülkede vardır. İslami kimliğin “milliyetçiliğe” prim vermeyen söylemi ve bu söylemin kolaylıkla bugünün çok-kimlikli, çok-kültürlü dünyasına adapte edilebilme olanağının bulunması, bu, “çok-kimlikli demokrasi”nin yaratılabilmesinin de zor olmayacağını söylüyor. Özellikle Kürt sorunu, Alevi sorunu dediğimiz kadim sorunların çözümü de böylelikle sağlanabilir.
Yeter ki “din kardeşliğinden” “hak ve hukuk” konuşmaya geçebilelim.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.07.2025
19.06.2025
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025