Hidayet Şefkatli TUKSAL
Geçtiğimiz perşembe çok şiddetli bir griple boğuşuyordum ancak cuma-cumartesi günü Mardin’de yapılacak olan bir sempozyumu izlemek üzere önce uçakla Diyarbakır’a gittim, sabah da minibüsle Mardin’e geçtim. Diyarbakır uçağına binerken, eşofmanlı ve sırt çantalı, küçük oğlumun yaşlarında birkaç gencin konuşmasına şahit oldum. “Sen de mi kaydırmasın” diye soruyordu sarışın bebek yüzlü olanı esmer gence. Verilen cevaplardan, orada birbirini bulmuş bu gençlerin komando birliklerinden güneydoğuya, yani sıcak çatışma alanına kaydırılan askerler olduğunu anladım. O bebek yüzlü sarışın çocuk, katılacağı birliğin bulunduğu yere gidecek yol olmadığı için helikopterle“atılacaklarını” söylüyordu arkadaşına. Yolu bile olmayan bir dağ başına “atılacak” bu çocuk için içimde bir yerler “cızz!” etti aniden. Ancak çocuk yüz hatlarındaki gerginliğe rağmen sakin görünüyordu, ben de herhâlde bunun eğitimini almışlardır diye düşündüm. Sonra uçağa bindik. Yanıma oturan bir başka asker çocuk, emniyet kemerini orasından burasından çekiştirip, bir türlü nasıl bağlanacağını çözemeyince, uçağa ilk defa bindiğini anladım. Sarışın çocuk iki arkamda çaprazıma oturmuştu. Uçak kalkmaya hazırlanırken, aralarda hızlıca gidip gelen bir hostesi durdurdu ve bir şeyler söyledi. Onun ne dediğini duymamıştım ancak hostesin verdiği cevaptan, çocuğun uçaktan korktuğunu ve bayılma endişesi içinde olduğunu anladım. İşte o an, içimdeki “cızz!” sesi büyüdü, büyüdü, ta yüreğime kadar işleyen bir acıya dönüştü. Demek uçakta bayılmaktan korkan bu çocuk, birliğine havadan helikopterle atılacaktı... Uçağa baktım, gerçek o kadar çıplak ve aleni şekilde ortadaydı ki...Uçağın diğer yolcuları, yani bizler; yaşını başını almış, işlerinde güçlerinde, iyi kötü bir düzen tutturmuş olanlar, hayatlarımıza rahat rahat devam edebilelim diye, bu “uçaktan korkan ana kuzuları” Allah’ın bilmem hangi dağında PKK yolu gözleyecek ya da operasyona çıkacaktı öyle mi? O an içimden bin tane bela okudum bu horoz dövüşünün patronlarına, önderlerine, siyasetçilerine, hepsine, hiç ayırt etmeden tümüne... Koskoca Türkiye Cumhuriyeti, tek günahı 18 yaşına gelmek olan bu çocuklarla vatanı koruyacaktı, PKK ise gene bu yaşlarda çocuklarla vatanseverlik saldırıları düzenleyecekti ölümüne... Sonra bir gün, o er ya da geç “gelecek” olan bir gün “barış” yapılacaktı; birileri barışın önderi, kahramanı, ıvırı zıvırı olacaktı ama bu gencecik, daha hayatın ne olduğunu bile anlamamış çocuklar o dağlarda canlarını, kanlarını vereceklerdi, öyle mi? Uçak yolculuğum boyunca bir yandan Allah’a onları koruması için dua ederken, bir yandan da bu dövüşün patronlarına bela okumaya devam ettim...
Sabah Mardin’e geçtim. Nasıl bir apartmanlaşma bu Allah’ım? Bahçeye bile lüzum görmeyen, hemen arkadaki apartmanın tam önüne, onun bütün ışığını kesme pahasına dikilmiş beton bloklar... Bu gidişle caddeler yüksek duvarlı birer koridora dönüşecek ve insanlar sokaklarda bile klostrofobi duygusundan kurtulamayacaklar. Toplantının yapılacağı otele bu duygularla vardığımda içim daralmıştı anca karşılaştığım dost ve tanıdık yüzlerle sıkıntım biraz hafifledi. BuradaHrant Dink Vakfı, Mardin Tabipler Odası, Mardin Barosu, Mardin Sinema Derneği, Turabdin Süryani Kültür Derneği ve Mardin KAMER’in işbirliği ile düzenlenen “Mardin ve Çevresi Toplumsal ve Ekonomik Tarihi” adlı uluslararası bilimsel toplantıyı izledik iki gün boyunca. Beş oturum hâlinde gerçekleşen toplantıda, açılış konuşmasından başlayarak, bir Müslüman olarak zor anlar yaşadığım pek çok konuşma dinledim. Rakel Dink önümde oturuyordu ve bir yazıklanma ritmiyle iki yana durmaksızın sallanan başından, anlatılanları bizden çok daha fazla can evinde hissederek dinlediğini görebiliyordum. O bir Mesih imanlısı olarak kıyıma uğramış kurbanlarla özdeşleştirirken kendini, ben bir Müslüman olarak katillerle özdeşleştirmek durumunda kalıyordum. Bu, çok ağır ve çok kötü bir miras. Zaman zaman düşünmüşümdür aslında, bu kötü olayları hatırlamak yerine unutmayı tercih edenler daha mı iyi yapıyorlar diye, ama bu toplantıda bir kere daha “hatırlama”nın bir tercih değil bir mecburiyet olması gerektiğine ikna oldum. Hannah Arendt’in o meşhur saptamasıyla “kötülüğün sıradanlığı”na karşı, bizzat kendimizin potansiyel vahşet ve dehşetine karşı uyanık olabilmemiz için “hatırlamak şart!”
Toplantı Cengiz Aktar’ın salı günkü yazısında ayrıntılı bir şekilde bahsettiği gibi, “Mardin ve Çevresinin Genel Görünümü”, “Bölgenin Etnik Çeşitliliği”, “Bölgeye Müdahaleler, Milliyetçiliklerin Ortaya Çıkışı”, “Mardin’de Şiddet, Pogrom ve Soykırım” ve “Travma Sonrası Yaşam” başlıklı beş oturum hâlinde gerçekleştirildi. 1839-1938 yılları arasını masaya yatıran çeşitli tebliğler, Süryani ve Ermenilerden oluşan kalabalık Hıristiyan nüfusuyla Mardin’in 19. yüzyıl sonuna kadar tipik bir Osmanlı şehri olduğunu gösterdi bize. Hatta Hıristiyanlara yönelik Batı kaynaklı misyonerlik faaliyetlerine ne kadar müsamahakâr davranıldığını da öğrendik. Ancak bütün bunlar 19. yüzyılda kalmıştı ve 20. yüzyılda Mardin’in Hıristiyan halkı, devletin “vur!”emri üzerine Kürt aşiretlerin kılıcıyla, kıyıma uğratılmıştı. Bu gerçeklerle yüzleşmek gerçekten çok ağır ve zor! Ama yapmak zorundayız. Bunu, hem bu kıyımların mazlum tarafında duran insanların travmalarını sağaltmak adına, ama aynı şekilde kendimizi de sağaltmak adına yapmak zorundayız. Ölenler ölmüş olsa da, geriye kalanlar için yapmak zorundayız.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.04.2021
28.03.2021
12.12.2020
23.11.2020
2.01.2020
13.10.2020
29.09.2020
21.09.2020
13.09.2020
5.09.2020