Mehmet TIRAŞ
30 Mart 2014 yerel seçim sonuçları sosyal,siyasal ve kültürel olarak çok yönlü değerlendirmeler yapılsa da, üzerinde durulması gereken belirleyici olan ekonomi olmuştur.
30 Mart seçimlerinin propaganda sürecinde muhalefet Gezi olayları ve 17 Aralık’ta ortaya çıkan rüşvet ve yolsuzluk üzerinden sonuca gitmeye çalışırken,toplumun olmazsa olmaz denilecek ekonomik taleplerini istisnalar dışında pek dillendirmedi.
Mesela gelir dağılımındaki adaletsizlik,yoksulluk,kayıt dışı,taban fiyat,tarımın sorunları,AKP’nin 12 yıllık iktidarında iş kazlarında ölen 12 bin 350 iş cinayetleri,Uludere katliamı gibi gündemde olması gereken can alıcı olayları ve sorunları neredeyse muhalefet hiç seçim meydanlarında programına almadı,meydanında gündemine sokamadı.
Muhalefet bunları konuşmayınca doğal olarak ta Erdoğan’da bunlara hiç girmedi ve seçmeninin de kafasını karıştırmadı.
Erdoğan, seçim sürecini Gezi olaylarını bu bana karşı bir başkaldırı ve darbe provası idi, bunda başarılı olamayan iç ve dış güçler,17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunu bahane ederek, yargı üzerinden bana ve iktidarıma darbe yapmaya kalktılar ;bu yolsuzluk ve rüşvet operasyonu değil, bana karşı bir yargı darbesi diye seçmenini konsolide etmeye çalıştı,sosyal ve ekonomik politikalarını anlattı ve istediği oyu da aldı.
Aldı derken Erdoğan rakipleriyle de eşit şartlarda yarışmadı bunun da altını çizmeliyiz.
Seçimin arifesinde sosyal medya da bir fenomen olan Twetter ve YouTopu kapatması,merkezi ve yerel iktidar avantajını kullanması,yargıya yaptığı darbe ile paralel devlet var,devletin içinde bir çeteleşme politikasıyla topluma korku salması kendi seçmeninde karşılık gördü.
En önemli faktörlerden birisi Erdoğan’ın kendine yarattığı havuz medyası ve tetikçi yazar kadrosunun yanında, Anadolu Ajansını(AA) bir devlet ayağına dönüştürmesi toplumu yönlendirme ve kendi doğrularından bilgilendirme de çok etkili oldu.
Ekonominin seçimlerde ne kadar önemli olduğunu anlamak için kısa bir istatistik rakamlara bakmak konuya ışık tutacaktır.
“TÜİK verilerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 20’si yoksulluk sınırında yaşıyor.”
Bu rakamları genel nüfusun üzerinden hesapladığınızda 15 milyon insanın günde 2 dolarla hayatını idame ettiğini görüyoruz.
“Ekonominin yüzde 48’i kayıt dışı ve merdiven altı bir ekonomi hız kesmeden devam ediyor.”
“Dünya da gelir dağılımı bozuk beş ülkesinden birisiyiz ve en varlıklı olanla yoksullar arasında tam 15 kat gelir farkı var.”
“Toplumun yüzde 80’i borç içerisinde yaşıyor”
“20 Milyon çalışanın 11 milyonu asgari ücretten maaş alıyor”
“20 milyon çalışanın ancak yüzde 5’i sendikalı.”
“Bankalardaki mevduat hesabın yüzde 52’si 37 bin kişiye ait”
Peki bu veriler üzerinden baktığımızda AKP’’e neden girdiği önceki seçimlerde de olduğu gibi yine birinci parti olarak çıkıyor, hem de en yakın siyasi muhalifine 15 puan fark atarak?
Bu ekonomik verilerle ortaya çıkan resmi toplum peki nasıl görmüyor veya görmek istemiyor mu?
Görüyor..Yoksul kesim AKP iktidarında kendine verilen desteği ve yardımı karşılıksız bırakmıyor,aşağıda vereceğimiz rakamlarda Erdoğan’a ve partisine oy olarak dönüyor..
“AKP her yıl 2 milyon insana kömür ve gıda yardımı yapıyor,bu da neresinden baksanız blok bir oy potansiyelidir.
Şu soruyu da sormadan geçemeyiz Türkiye zenginleşiyor da neden yoksulluk sayısı artıyor? Yoksul kesime devlet eli yeni uzandığından, geçmişe göre vatandaşın kıyaslaması kadar doğal ne olabilir.
“AKP,8.5 Milyon özürlüyü ortaya çıkartmış ve sakatlık derecesine göre maaş bağlamış, sakatına bakana da maaş bağlamış.”
Özürlüsünün devletten aldığı aldığı maaşıyla ve hastasına bakıcılık yaparak hayatını idame eden on binlerce aile var.
Türkiye toplumu 16 milyon aileden oluştuğuna göre her evde bir özürlü ortaya çıkıyor,bunun sandıkta oya dönüşmeyeceğini kim hesapa katmaz.
“Yine 65 yaşını doldurmuş sosyal güvencesi olmayanlara yaşlılık maaşına bağlamış ve kamunun toplu taşıma araçlarında bedava hizmet vermesi, 53 milyon seçmenin ve yakınlarında nasıl bir etki yarattığını düşünün?
“Bir başka sosyal devlet politikasını uyguladığı alan çocuklu dul kadınlara her ay 250 Türk Lirası para ödemesi.”
“Yoksulluk maaşı bağlaması”
“Sağlık hizmetinde getirdiği ve verdiği hizmetleri de yabana atılacak türde değil,istenilen düzeyde olmasa da geçmişle kıyaslandığında önemli bir hizmet verdiği tartışılmaz bir vaka.”
Bu verileri ayrıntılarıyla değerlendirip oya çevirdiğinizde AKP’nin birinci parti olarak çıkmasına da şaşırılacak bir şey yok..
Böylesi yoksulluğun ve gelir dağılımının bozuk olduğu yerlerde geçmişle bugünü kıyaslayan seçmen kitlesi, seçim sonucunu belirlemez, diyebilir miyiz?
Bu hizmetleri alan ve hayatını idame eden yoksul,düşkün ve özürlülerin sandığa giderken kararsız olduğunu görmeliyiz.
Ortaya çıkan fotoğraftan baktığımızda eğitim düzeyi düşük,hukuka yabancı, yargı algısı aklına bile gelmeyen çoğunluk,özgürlük ve demokrasiden yana tavır alır mı?
Başbakan Erdoğan yaşadığı toplumu iyi etüt eden bir siyasetçi ve lider,toplumun yüzde 55’i karşısında olsa da toplumu iyi tanıyor her ortamda ekonomi üzerinden konuşuyor.
Rüşvet ve yolsuzluk AKP’yi iktidarda görmek isteyen büyük bir seçmen kitlesini çok fazla da etkilemediğini görüyoruz.
Devlet ekonominin patronu olduğu yerde devleti yöneten siyasi iktidar her zaman seçimlerde favori gösterilmiştir.
Bu verileri ve toplumun yoksul kesimini ve özürlüsünü gören devletin sosyal hizmetini götürene de, yoksul kitle karşılığını sandıkta veriyor..
Seçmenin büyük bir kesiminin dünyasında yolsuzluk,rüşvet kayıt dışı ekonomi, demokrasi,hukuk,yargı bağımsızlığı ve özgürlükler çokta umurunda değil.
Demokrasi eğitim düzeyi yüksek,hukukla olayları sorgulayan ve yorumlayan,muhalefeti iktidar kadar önemseyen,medya özgürlüğünü savunan,örgütlü sosyal zengin toplum sistemidir.
Açlıkla boğuşan toplumlarda yoksulun önceliğinde demokrasi ve Özgürlük bir yaban otu gibidir.
Bizim AB standartlarında bir demokrasiyi hayata geçirmemiz için yoksulluğu yenmeden,yolsuzluğu ve rüşvetin üstesinden gelmemiz için daha çok katedecek yolumuz var.
Böyle bir yoksulluğun,gelir dağılımındaki adaletsizliğin ve kayıt dışı ekonominin olduğu yerde,hukukla haşır neşir olmayan,kendini yeryüzüyle kıyaslamayan örgütsüz bir toplumdan, demokrasi çıkar mı?
Bu seçimde de olduğu gibi toplum ekonomiden yani cebinden bakmıştır,ekmeğini düşünmekte!.
Bunların hepsi doğru da ,17 Aralıkla ortaya dökülüp saçılan yolsuzluk ve rüşvet,internete düşen telefon evdeki paraları sıfırla oğlum tapeleri nasıl aydınlatılacak?
Hukuku devre dışı bırakılmış bir ülke nasıl yönetilir,yargı kararlarının yürütme tarafından uygulanmadığı bir toplumda, kuralları kim belirleyecek,ortada duran rüşvet ve yolsuzluk iddiaları nasıl sonlandırılır, önümüzde ivedilik taşıyan yarına ertelenmeyecek can alıcı sorunlar, bu değil mi?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025