Mehmet TIRAŞ
Kürt Sorunu’nun çözülememesinin Türkiye’ye maliyeti nedir?
Kısa bilançosunun özetinin hatırlayalım:
Sadece ekonomiyi değil iç barışımızı yıllardır nasıl tehdit ettiğini ve son 40 yılda bu savaşta binlerle ifade edilen ölen insan sayısı ile ödendi ve ödenmeye de devam ediyor.
“Kürt sorunun çözülmemesi ve düşük yoğunluklu savaşın sonucunda son 40 yılda ülke kaynaklarını kurutarak geniş tabanlı ticari kaybımız,3 trilyon dolara mal oldu.
Doksanlı yıllarda binlerce köyün ve mezranın yakılıp-yıkılıp zorla boşaltıldığı,boşalan köy ve mezralarla bölgedeki illerin nüfusunun artışı ile yarattığı sıkıntıları, tarım ve hayvancılığı nasıl yok ettiğini..
Kürt bölgesinden doksanlı yıllarda yaşanan olaylarla, bölgenin demografisinin nasıl bozulduğunu ve Batı illerine göçe zorlanan insan kitlesine,bölgede uyuşturucu ticaretinde dönen milyar dolarlara yer vereceğiz.”
Tabii ki daha fazlası da var:
1987 ile 1994 yılları arasında, köylerde ve mezralarda yaşayan insanlar,PKK ile Devletin acımasız vahşi baskısı ve şiddet politikaları arasında kalması ile 1.600 kişi öldü.
Devlet 3 bin 150 köy ve mezrayı boşaltmaya karar aldı.Buralar zorla boşaltıldı…
Köylerin boşalması ile Güney Doğu ve Doğu Anadolu’nun 5 ilinin nüfusu dört yıl içinde,tam iki veya üç kat arttı.
*Batman 1990 yılında nüfusu 148.000 binden,1994 yılında 260.000 bine,
*Diyarbakır 1990 yılında nüfusu 380.000 bin iken, 1994 yılında 950.000 bine,
*Hakkari 1990 yılında nüfusu 38.000 binden,1994 yılında 100.000 bine,
*Şanlıurfa 1990 yılında nüfusu 276 binden,1994 yılında 650.000 bine,
*Van 1990 yılında nüfusu 153 bin iken,1994 yılında 300.000 bine çıktı.
Bu göç dalgası kentlerde işsizlik,yoksulluk ve barınma sorunları yarattı..Kentlerde korku ile birlikte açlık ve yoksulluk kol gezer oldu..
Binlerce insan kendi ülkesinde yıllarca sokaklarda evsiz barksız,naylon çadırlarda hayatlarını sürdürdüler,yurtlarında mülteci gibi yaşadılar.
Doksanlı yıllarda bu kentlerde barınamayan 2.5 milyon insan aş ve iş için Batı illerine göç etmek zorunda kaldı.
Başta İstanbul,Ankara,İzmir,Bursa,Antalya,Adana,Mersin, ve Kocaeli birer Kürt şehri oldu.
Özellikle Adana ve Mersin çok büyük göç alan iki il oldu.
Siirt,Muş ve Mardin’de göç alan illere katıldı.
İstanbul’da yıllar önce katıldığım bir toplantıda ”Adana Diyarbakırlılar Dernek Başkanı” Adana’da sadece 90 bin Diyarbakırlı yaşıyor demişti.
İki milyon nüfusu olan Kocaeli’de 300 bin Kürt kökenli insanın yaşadığını da belirtelim.
Batı illerine sürgün edilen Kürtler meşru zeminde siyaset yapmalarına rağmen hep yasaklara,baskılara maruz kaldılar.
Kürt sorunu üzerinden siyaset yapan HEP ile başlayarak HDP ile devam eden bu partiler de örgütlendiler…
Günden güne büyüyerek partilerini Batı illerinde de Partilerini anahtar parti konumuna getirdiler.
Artık buralarda milletvekili çıkartıyorlar, Belediye başkanlık seçimlerinde belirleyici oluyorlar…
Bunun son örneği 2019 yılında yapılan yerel seçimlerde İstanbul ve Ankara Büyük Şehir Belediye başkanlık seçiminde gösterdiler.
Son yapılan genel seçimlerde de HDP’e İstanbul’da üçüncü parti olmasının yanında, Meclisin de üçüncü büyük grubu olan partisi oldu.
Ama hala…
Siyaseti bir dava olarak muhalefeti de düşman olarak görenler ,yine bildik yolda savaş tamtamcılığı yapmaya;”Kürt sorununu da” terör sorunu olarak görmeye devam ediyorlar.
Üstelik,1980 ile 2020 yılları arasında TSK ile PKK arasında çıkan çatışmalarda 43 bin PKK’lı ölürken,8 bin de Güvenlik görevlisinin hayatını kaybetmesinden de hiç rahatsız olmadılar.
Halbuki…
26.Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ 5 Temmuz 2010 Tarihinde katıldığı Star televizyon kanalında; Uğur Dündar’ın “Arena programında” yaptığı mülakatta şöyle diyordu:
“1984-2010 Yıllarında 30 bin PKK’lı öldürüldü,10 bin de yaralı PKK’lı ele geçirildi. PKK’nın Dağ kadrosu ortalama 6 bin kişiden oluşuyor,biz yılda 5 bin PKK’lıyı etkisiz hale getirdik.Çözümün siyasilerde olduğunu söylüyordu.”
-Siyasilerin hala “Kürt sorununu bir terör sorunu olarak ” görmesi;Kürt coğrafyasının sıkıyönetimle,OHAL ve sokağa çıkma yasağı ile yönetmesi…
-,Kürtlerin seçme ve seçilme haklarının elinden alınması ve iradelerinin yok sayılması,..
Bölgenin demokratik bir ortama dönüşmesini istenmemesi insana başka çağrışımlar yapıyor..
Kürt bölgesinin uluslar arası “Uyuşturucu trafiğinin geçiş güzergahı olması”, uyuşturucunun Afganistan’dan çıkıp İran üzerinden Hakkari den geçip, Mersin limanından Kıbrıs’a 100 milyar dolarla ifade edilen doların, Avrupa’ya çıkması insanı çok yönlü düşünmeye ve araştırmaya sürüklüyor.
Gazeteci Neşe Düzel’in “Türkiye’nin Gizlenen Yüzü” adlı eserinde;Kürt coğrafyasında ilginç ve çarpıcı uyuşturucu iddiası ile karşılaştım ve bu iddia, bugüne kadar hiçbir istihbarat birimleri ve yetkili tarafından da tekzip edilmemiş.
MHP’nin eski Genel Başkan Yardımcılığı ve Milletvekilliği yapmış partinin önde gelen isimlerlinden Şevket Bülent Yahnici,12 Haziran 2000 Tarihinde Radikal Gazetesine Gazeteci Neşe Düzel’e verdiği mülakatta şöyle diyor:
“Çok net söylüyorum Türkiye’de Yüksekova Marsilya yolunda 100 Milyar dolarlık uyuşturucu payı vardır ve bu üleşilir.Polis yol verir Tırlar yürür,önde polis arabaları gider,arkada bilmem neler eskort yapar,bu uyuşturucu bir şekilde 25 ile 50 senedir gider.Hala da gidiyor bu.100 Milyar dolarlık bu uyuşturucunun 20 milyar doları yakalanır.Geri kalan 80 milyar dolarlık bölümün beşte biri 15 milyar doları içeride bölüşülür.60 Milyar doları da dışarı gider.”
Kürt sorunun çözülmemesinde uyuşturucunun güzergahı olan bu bölgeden geçen, ‘100 milyar doların’, etkisinin olmadığını kim yok sayabilir ki?
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları










































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025