Akif BEKİ
Hiçbir şeyin bir daha eskisi gibi olup olmayacağını söylemek için erken. Ama hiç değilse bir konuda şimdiden doğrulandı bu kehanet.
Düşünce ve eleştiri özgürlüğü artık eskisi gibi değil.
Kanunlar değişmedi ama salgın vesilesiyle uygulama değişti, hukukun kitabı fiiliyatta yeniden yazılıyor.
Yargı reformu paketi 24 Ekim 2019'da yürürlüğe girdiğinde, Adalet Bakanı Gül şöyle demişti: "Sıra uygulamada, reform ancak iyi ve doğru bir şekilde hayata geçirildiğinde hedeflerine ulaşacaktır."
"İktidara eleştiri, dava ve ceza konusu olamaz" demişliği de var Bakan'ın.
E gördük, görüyoruz nasıl uygulandığını da...
Düşünceyi açıklamak suç olmayacaktı mesela.
İçişleri, düzenli güncelliyor rakamları. Son 3 haftada, sosyal medyada 'asılsız ve provokatif paylaşım'dan gözaltına alınanların sayısı 229'a ulaşmış.
Anonsu şöyle: "Provokatif paylaşım yaptığı değerlendirilen 616 şüpheli şahıs tespit edildi. şüphelilerden 229'u yakalanırken, diğerleri ile ilgili adli süreç devam ediyor."
Provokatif olup olmadığı nereden mi çıkarılıyor? Şuradan:
"İlgili kurum ve görevlilerce gerekli ve yeterli tedbirlerin alınmadığı, konunun halktan saklandığı"nı söylemek, bir.
"Toplumu korku, panik ve endişeye sevk etmek", iki.
"Yetkili ve sorumluları kamuoyu nezdinde hedef gösterme amaçlı provokatif paylaşımlar" yapmak, üç.
Bakanlık, bir de bunların çeşitli terör örgütleri ve marjinal gruplar tarafından yapıldığı sonucuna varmış.
Düşünceyi açıklamak ve iktidara eleştiri, reformdan önce de suç değildi oysa zaten.
Hatta Yargıtay, AYM ve AİHM içtihatlarına göre eleştiri sarsıcı, rahatsız ve şok edici yani provokatif olsa bile ifade özgürlüğüne girerdi.
Anlamayanlar da suç olmadığını kafalarına iyice soksun diye, Terörle Mücadele Kanunu'na bir cümle ilavesiyle açık seçik yazıldı da böyle.
"Terör örgütünün cebir, şiddet veya tehdit yöntemlerini meşru gösterecek, övecek ya da buna teşvik edecek propaganda yapan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi hâlinde, verilecek ceza yarı oranında arttırılır” maddesine ek:
“Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz."
Bundan da önce Yargıtay 16. Ceza Dairesi; örgüt üyeliği, örgüte yardım ve propaganda suçlarında kriterleri değiştirmişti.
'Bilerek ve isteyerek' örgüte yardım kastı kanıtlanamıyorsa 'adeta amaç ve ağız birliği' içinde görünmenin, örgütsel faaliyet ve yardım suçlamasına dayanak sayılamayacağı gibi.
Somut cebir ve şidddet eylemi, zor kullanmaya alenen çağrı yoksa, iki laf sebebiyle darbe girişimi ithamından ceza verilemez gibi.
Esasen, hepsi mevcut kanunlarda yazıyordu. Yargıtay, bu içtihatlarla yenilik getirmedi, bilineni tekrar bildirdi.
Yine de zihniyeti değiştirmeye yetmedi.
Sıkça başvurulan TCK'nın 216. maddesi mesela, halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçu. Toplumsal barışı tehlikeye atacak açık, yakın ve gerçek bir tehdit şartına bağlanmıştı. Keyfi yorumlanmasın diye. Ama aranıyor mu hiç o şart?
Hukukun kapsama alanı dışındakiler
Propaganda ve örgüte yardım suçlamalarıyla eleştiri özgürlüğü arasındaki çizgi, yargı reformuyla güya belirginleştirildi.
‘Bana mısın’ demeyen yine demiyor.
Reforma ve değişime ayak direyen o kafa, şimdi de koronavirüs salgınını fırsata çeviriyor.
Aradaki örgütsel bağı ve suça kasten, bile isteye iştiraki maddi delille ispatlayacaktınız. ‘Yağma yok’ diyordu Yargıtay.
“Filan kişi de iktidarı eleştiriyor, falanca terör örgütü de, tesadüf mü” gibi dahiyane akıl yürütmeler, aralarında adeta örgütsel bir bağ, sanki bir amaç ve ağız birliği olduğu suçlamasını ispata yetmezdi.
İktidarla ilgili benzer his ve fikirlere sahip, hatta aynı şeyleri düşünüyor, söylüyor olmak, örgütlü faaliyete girmez, suça ortak da yapmazdı.
Kişinin, suç işlemek için örgütlenildiğini bilerek eyleme katılması, isteyerek kasten yardımda bulunması gerekirdi.
‘Adeta amaç ve ağız birliği’ içinde göründüğü iddiası, örgütsel faaliyet ve yardım suçlamasına dayanak oluşturamazdı yani.
Var mı takan!
Kanunlar, korona vesilesiyle fiilen yeniden yorumlanıyor. Meclis’teki korona affı bile, bu fiili yorumlarla terör ve örgüt suçlarına sokulanları kapsamıyor.
“İnfazda ilke; iyi hal, tehlikelilik ve topluma kazanmadır” diyor ceza hukuku hocaları.
Oysa...
Düzenleme yasalaşırsa, kasten öldürmekten suçu yeni kesinleşen mahkum, 3 yıl erken çıkacak. Ama kazayla ölüme sebebiyet vermekten tutuklu yargılaması süren şüpheli, içeride kalacak.
Belki de suçsuz bulunacak, ceza almayacak sonunda, sadece şüpheli ve zaten tutuksuz yargılanması gerekirken haksız yere tutuklu. Korona affından yararlanamıyor. Çünkü adı, infaz
indirimi, cezası kesinleşen hükümlüleri kapsıyor.
Tutuksuz yargılamayı esas alan yargı reformundan da yararlandırılmadıkları için cezaevinde kalan tutuklulara, ev izni de yok.
İçerde yer yok diye, silahlı çatışmaya karışan şüphelilerin bile tutuksuz yargılanmak üzere adliye kapısından çevrildiği söyleniyor.
Ama provokatif paylaşım yaptıysanız, şiddete çağırmamış ya da bulaşmamış olmanız sizi kurtarmaz, hepinize yer var, geri göndermiyorlar.
Tecavüzcüyü, uyuşturucu tacirini, katili, gaspçıyı, hırsızı uğursuzu eve gönderecek düzenleme, sizi dışarda tutuyor.
Hukukun kapsama alanı dışındakiler arasında bir kategori daha var:
Muhalefet milletvekillerine, belediye başkanlarına yönelikse, isterseniz terör örgütlerine Ankara’yı İstanbul’u teslim etmeye çalıştıklarını, darbe planladıklarını, daha çok insan ölsün de iktidar yıpransın diye katliam tezgahladıklarını uydurun. Hatta dilerseniz bunu ekranda söyleyin, gazetede yazın...
Kamu yetkililerini hedef gösteren, kurumlara güveni sarsan ve halkı panikleten ‘asılsız ve provokatif paylaşım’ suçundan polis kapınızı çalmaz, size ilişen olmaz. Fiili hukukun kapsama alanı dışında kalırsınız, aranan numaranıza ulaşılamaz bile.
Buna da kısaca, üstünlerin hukuku değil de hukukun üstünlüğü diyoruz. Yarasın.
Bunlar daha iyi günlerimiz mi?
Washington Post “Ekonomi serbest düşüşte” manşeti atıp, koronayla mücadelenin kötü yönetildiğini yazabilir.
Guardian gazetesi, bakımevlerinde koronadan ölen bin kişinin resmi kayıtlara geçmediğini yekten başlığa çekebilir.
Sakın özenmeyin; bırakın tiviti, manşet bile atsanız İçişleri dayanmıyor oralarda kapınıza.
ABD’de, İngiltere’de sizi tutuklatmak için kendini paralayan bir medya karteli ve onun örgütlü tetikçileri de bulunmaz.
“İktidar uyuyor mu, devletimiz çok merhametli, Türkiye’de olsa devleti yalancı çıkaranın gözyaşına bakmazlar, o sunucu niye hala konuşturuluyor, bu gazeteci nasıl yazdırılıyor, tek tabanca kalmış filan ekran neden karartılmaz, kenarda köşede duran falan gazete niçin kapatılmaz, devletin resmi açıklamalarına güveni sarsanlar susturulmayacak mı, susturmak da yetmez niye cezalandırılmıyorlar” diye organize kampanya açan çeteleri mi var?
Ayağını denk almayanlara devlet ağzıyla gözdağı veren ‘asılsız ve provokatif’ paylaşımlar, altın çağını yaşıyor bizde. Özgürlüğün tadını onlar çıkaradursun, hedefe oturttuklarını sırada neyin beklediğini Allah bilir.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları










































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.12.2025
27.12.2025
25.12.2025
24.12.2025
18.12.2025
13.12.2025
10.12.2025
9.12.2025
5.12.2025
4.12.2025