Ali BAYRAMOĞLU
Kimi zaman olur, global rüzgarlar, dünya koşulları, ülkenin güç ve konumu, memleketinizde atılan anti-demokratik adımları tokat gibi yüzünüze vurur. 1980 darbesi döneminde olduğu gibi Avrupa Konseyi üyeliğiniz askıya alınır, ambargolarla karşı karşıya kalırsınız.
Kimi zaman gelir, global rüzgarın yönü değişir. Bir ülkeye yönelik stratejik beklentiler, o ülkenin konumu, onunla iş birliği arayışları özellikle Batı için demokrasi ilkelerinden daha çok önem taşır. Bugün İmamoğlu’na yönelik adımları Avrupa’nın, Amerika’nın sınırlı tepkilerle geçiştirdiği gibi…
Şu örnek yeter: Genişlemeden sorumlu AB komiseri Kos’un İmamoğlu’nun tutuklanması gerekçesiyle belki Türkiye gelişini ve Fidan’la görüşmesini iptal ediyordu; ancak diğer taraftan Türk ve Fransız dışişleri bakanları geleceğe yönelik stratejik iş birliği toplantısı yapmaktan geri kalmıyordu.
Erdoğan, İmamoğlu adımını atarken, uluslararası iklimi ve Türkiye’nin bu iklimdeki yerini, stratejik değerini ayrıntılı düşünmemiş olsa bile, refleksif olarak değerlendirmiş olmalıdır.
Türkiye, Suriye’de ve Ortadoğu’da önemli bir bölgesel bir güç ve oyuncu, önemli bir müttefik adayı, güçlü bir orduya sahip ve Avrupa Birliği’nin kendi ordusunu inşa arayışında önemli bir güç, ABD ve Avrupa arasında önemli bir tampon…
Bu tablo Batı nezdinde İmamoğlu adımını bastırıyor, maskeliyor.
Diğer bir deyişle, ne yazık ki, global rüzgarlar otoriter değerleri, istikrar, devlet, güç ve lider unsurlarını yükseltiyor.
Bu durum ise Türkiye’nin anti-demokratik ilerleyişine imkan ve hız veriyor.
Global rüzgarları nasıl okumalı?
Global düzeyde üç büyük kriz veya yarılma yaşanıyor.
İlki şu:
Avrupa, ABD’yle birlikte global dalgalara yön veren sıcak güç merkezlerinden birisi. Uzun süredir Doğu Avrupalı Macaristan, Polonya, Çekya gibi ülkelerin liberal demokrasi ve milli egemenlikte yetki devri gibi konularda direnciyle karşılaşıyor ve içinde bir yırtılma yaşıyor. Liberal demokrasinin karşısına bu ülkeler liberal olmayan demokrasi anlayışıyla çıkıyorlar. Avrupa’nın kurucu özü kökten zarar görüyor, liberal demokrasi kurumları güç yitiriyor.
İkinci kriz gelince…
Bu, tüm Avrupa’yı kuşatıyor ve ikinci sıcak global merkez ABD’ye de uzanıyor. Liberal siyasi değerler, kurumlar ve kurallar, milliyetçi, milli-devletçi, içe kapanmacı toplumsal ve siyasal eğilimler karşısında gerileme yaşıyorlar. Yerlilik fikri, tek kültüre dayanan toplum dokusu içerideki azınlıklar ve ötekiler karşısında galebe çalıyor. Bu dalga Avrupa’nın iki dünya savaşı arasında gördüğü liberal kriz ve milliyetçi yükselmeden sonra karşılaşılan debisi en yüksek benzer toplumsal-siyasal hal.
Üçüncü kriz ise Trump’un çıkışları sonucu Batı güvenlik mimarisinin sarsılmaya başlamasıyla ilgili. 2. Dünya savaşı sonrası Sovyetler, ardından Rusya karşısında NATO üzerinden güvenliğinin sağlanmasını ABD’ye havale eden Avrupa, Washington’un dengeleri bozmasıyla bir varoluşsal siyasal bir sarsıntı yaşıyor. Global dengeler ve ittifakların değişmesi riski bir yana, Ukrayna örneğini dikkate alıp Rusya’yı bir tehdit olarak gören, ABD’nin geri çekilmesini veri alan Avrupa kendi güvenliğini sağlama ve silahlanma istikametinde arayışlara girmiş durumda. Silah-güvenlik-devlet-otorite bağları bu çerçevede güçleniyor, pasifik olan geriliyor.
Bu durum, Türkiye’ye bakışa yukarıda çizdiğimiz çerçevede yansıyor. Ankara’dan demokrasi ve insan haklarından çok, güvenlik ve istikrar merkezli beklentiler öne çıkıyor.
İkinci krizin yol aldığı yatak ile Türkiye’nin ilerlediği istikamet yükselen içe kapanma değerleri bakımından aynı…
İlk kriz, illiberal demokrasinin Avrupa içindeki varlığı, doğal meşruiyeti Türkiye’nin otoriter yürüyüşünün önündeki engelleri kaldırıyor.
Özetle durum bu…
CHP siyaseti bunu bilerek, görerek, karşı bayrağını oluşturma ve adalet etrafında herkesi birleştirme çabası içinde yürütmeli…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025