Alper GÖRMÜŞ
Ahmet Taşgetiren, Türkiye’nin bu günlerinde kendisini 28 Şubat döneminden bile daha kısıtlanmış hissettiğini söyledi diye başına gelmeyen kalmadı.
İktidar ve destekçisi basın 28 Şubat’la bugünlerin kıyaslanmasından nefret ediyor ama, galiba bu nefret, şimdinin birçok açıdan 28 Şubat’tan gerçekten de daha kötü olduğunu bilmelerinden ve fakat bildiklerinin tersini savunmak zorunda olmalarından kaynaklanıyor.
Kişisel dünyalarımızdaki tartışmalarda da öyle değil midir? Haksız olduğumuzu bilip de bunu itiraf edemediğimiz durumlarda, açığı kapatmak için, haklı olduğumuza inandığımız durumlardan bile ateşli bir tarzda savunmaz mıyız “haklılığımızı?”
İnsan hakları ve hukuk alanı mesela... Birileri çıkıp 28 Şubat’la günümüz arasında bu alanda kıyaslamalı bir tartışma dizisi başlatsa, herhalde iktidarın ve iktidar basınının sesi en gür bu alanlarda ortaya çıkar, kıyaslamayı başlatanları Ahmet Taşgetiren’den beter ederlerdi.
Fakat ne yazık ki gerçek böyle: İnsan hakları ve hukuk alanındaki cari durum, 28 Şubat’la kıyaslanamayacak kadar kötüdür.
Bugün bu karşılaştırmayı hukuksuzluğun en korkunç biçimlerinden biri olan “adam kaçırıp kaybetmeler” üzerinden yapmaya çalışacağım.
“Ne adam kaçırması, ne kaybetmesi?”
Şimdi aranızdan birçoğunun “ne adam kaçırması, ne kaybetmesi” dediğinizden eminim. Tıpkı 2017’de Ankara’da güpegündüz sokaktan polis olduklarını söyleyen kişilerce kaçırılan 11 kişiyle ilgili olarak yazdığımda dediğinizi düşündüğüm gibi (“Medya, ‘kaybedilen insanlar’da haber değeri bulamıyor!”, Serbestiyet, 26 Temmuz 2017):
“Ülkede olup bitenleri öğrenmek için Türk basınını izlemekle kifayet edenler, bu yazının başlığından bir şey anlamayacaklar. Haklılar, çünkü izledikleri gazeteler, televizyonlar ve internet siteleri, ‘FETÖ’cü’ oldukları öne sürülen bazı insanların son aylarda sokak ortasında, evlerinin önünde polis olduklarını söyleyen kişilerce kaçırıldığı yönündeki iddiaların hiçbirinin peşine düşmek ihtiyacı hissetmediler.”
Orada öykülerini anlattığım insanlar, bazısı haftalar bazısı aylar sonra işkence görmüş perişan halleriyle ya serbest bırakıldılar ya da yargılanıp cezaevine konuldular.
Peki, ben şimdi neden yeniden “kaybedilen insanlar” mevzuuna dönüyorum? Çünkü birkaç aydır, üstelik bu defa Ankara’yla sınırlı olmamak kaydıyla yeni kaçırılma vakaları gerçekleşti (sayıları şimdilik altı, hiçbiri dönmedi) ve sizin onlardan da haberiniz yok; bilmem yanılıyor muyum?
Adam kaçırma, cezaevlerinde kötü muamele, işkence ve benzeri “cız” konuları artık ne yazık ki gazetecilerden değil, gazeteci gibi çalışan ve zaman zaman kamuoyuna yayın yapan milletvekillerinden öğreniyoruz. Bu milletvekillerinden ikisi özellikle öne çıkıyor: Halkların Demokratik Partisi’nden (HDP) Ömer Faruk gergerlioğlu ve Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) Sezgin Tanrıkulu.
Son altı kaçırmanın öyküsü
Ömer Faruk Gergerlioğlu, son altı kaçırılma vakası ile ilgili olarak Ahval internet sitesine şunları anlattı:
“Yaklaşık 2.5 ay önce kaçırılan ve kendilerinden bir daha haber alınamayan altı kişi var. Bu kişiler İstanbul, Ankara, Antalya ve Edirne’de kaçırıldılar. Yasin Ugan, Özgür Kaya ve Mustafa Yılmaz Ankara’da; Gökhan Türkmen Antalya’da; Erkan Irmak İstanbul’da; Salim Zeybek Edirne’de kaçırıldı.
“Biz OHAL dönemi içinde toplam 20 kaçırılma olayı görmüştük, yakından takip etmiştim, birçok vakayı bire bir hikâyeleriyle iyi biliyorum. Çoğu, işte şehrin ana caddelerinde yürürken siyah bir transporter’a bindiriliyor, kendilerinden bir daha haber alınamıyor, aylar sonra bir kenara atılmış olarak bulunuyordu. Son derece bitkin, perişan bir şekilde ortaya çıkıyordu bu insanlar ve gizli mekânlarda işkence gördüklerini söylüyorlardı.
“Son iki buçuk ayda kaçırılan altı kişiden hâlâ bir haber alınabilmiş değil. Erkan Irmak, evinin önünde bekleyenlerin üzerine çullanmasıyla kaçırıldı. Salim Zeybek Edirne civarında ailesiyle birlikte araba sürerken kendisini polis olarak tanıtan kişiler tarafından kaçırıldı. Salim Zeybek ayrı bir arabaya bindirildi, eşi Fatma Betül Zeybek ve çocukları ayrı bir arabaya bindirildi. Siz kimsiniz, diye soran Fatma Betül Zeybek’e, ‘Biz devletiz, karıştırma bu işi’ gibi ibareler kullandılar. Bu kişiler Edirne’den Ankara’ya kadar aileyi getirip evine bıraktılar ve Salim Zeybek’i alarak meçhule karıştılar. Gökhan Türkmen Antalya’da gündüz yol ortasında, Mustafa Yılmaz Ankara’da bir şekilde birden yok oldu. Yine Yasin Ugan ve Özgür Kaya da evlerine gelen 15-20 kişilik bir ekipçe kaçırıldı. Gelenler, komşulara, Ugan ve Kaya’nın mahkemede yargılandığını söyleyip dosya numarasını gösterdiler ve ikisinin de başlarına poşet geçirerek kayıplara karıştılar.
“Altı kişi için de soru önergesi verdim, her hafta TBMM’de basın toplantısı yapıyorum, Cumhurbaşkanlığı’na, İçişleri Bakanlığı’na çağrıda bulunuyorum, hiçbirinden cevap gelmiyor. Yakınları feryat ediyor, babalarımız, eşlerimiz nerede diye, fakat hiçbir yerden cevap yok.
“Özgür Kaya ve Erkan Irmak’ın avukatları Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) acil başvuru yaptı ve AİHM başvuruyu kabul etti ve Türkiye Cumhuriyet hükümetine, ‘incelediğimiz evraklardan, bu kişiler hakkında hiçbir ciddi araştırma yapılmadığını görüyoruz’ şeklinde Türkiye’nin yüzünü kızartacak sorular sordu.”
28 Şubat dönemiyle kıyaslama
1990’lar karanlığı binlerce faili meçhul ve gözaltında insan kaybetmelerle hatırlanır. Doğru, fakat devlet içindeki birtakım çeteleşmiş grupların adam kaçırma eylemleri 1990’ların sonuna doğru azalmaya başlamış, 2000’lerin başında ise sönümlenmişti. O nedenle, 2001’de gerçekleşen bir “karakolda kaybolma” olayı, eski karanlık günleri yeniden hatırlatarak bölgede büyük bir gerilime yol açtı.
Tek bir vakadan söz ediyoruz, fakat bu tek olay, kamuoyunda günümüzdeki onlarca kaçırılmadan daha geniş bir ilgi uyandırmıştı. Çünkü o günlerin basınının iktidarın hoşlanmayacağı haberlerin üzerine gidebilme iradesi her şeye rağmen bugünkünden daha güçlüydü. Olayı ve yansımalarını kısaca hatırlayalım:
Dönemin legal Kürt partisi Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) Silopi İlçe Başkanı Serdar Tanış ile İlçe Sekreteri Ebubekir Deniz 25 Ocak 2001 günü davet edildikleri jandarma karakoluna gittiler ve o tarihten sonra bir daha kendilerinden haber alınamadı.
Güneydoğu’da halkı büyük bir tedirginliğe sevk eden bu olay ne yazık ki küçük bir haberle dahi olsa büyük basının ilgi alanına giremedi. Ulusal gazetelerin ve televizyonların bölgede çalışan muhabirleri, günler boyunca oraların bir numaralı haberi olarak kalan “Silopi kayıpları” ile ilgili bir haberi gazetelerinde ve televizyonlarında yayımlatabilmek için çırpındılar, fakat onların bütün çabaları yazı işleri salonlarında eridi... Ta ki iki hafta sonrasına kadar...
Silopi olayı ve Hürriyet
13 Şubat 2001’de, başyazar sıfatıyla yazıları Hürriyet’i de bağlayan Oktay Ekşi beklenmedik bir yazı kaleme aldı ve olayı köşesine taşıdı.
Hürriyet, nihayet iki Kürt siyasetçinin kaybedilmelerinin birinci ayında ayıbını telafi etmek istercesine Silopi’deki olayı bir sayfalık ayrıntılı bir haberle sayfalarına taşıdı.
Onu öbür gazeteler izledi ve Silopi olayı üzerindeki medya otosansürü bitti.
Bugünkü kaçırılma iddiaları ve medya
2001’de tek bir “kaybedilen insanlar” haberinin sayfalarına girmesine birkaç hafta direnebilen medya, bugünkü 30’a yakın benzer olaya rağmen direnişini sürdürüyor.
Bu direnişi herhalde iktidarın genel tutumundan ayrı düşünemeyiz.
Hukuksuzluğun en zelil uygulamalarından biri olan insan kaybetme ölçütüyle durumumuz işte böyle... Şimdi bu tabloya bakıp da bugünün 28 Şubat’tan daha beter olduğunu söyleyeceklere karşı iktidarın ve iktidar destekçisi basının söyleyecek sözü olabilir mi?
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.07.2025
14.07.2025
23.06.2025
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025