Aslı Aydıntaşbaş
Washington— ABD bir transatlantik gibidir. Ancak bir kez burnunu çevirdiğinde geri döndürmek zor olur derler.
Bu yüzden de Ankara ve Washington arasındaki vize krizinin çok kısa soluklu olmayacağı yolundaki tahminimi, geçen yazımda belirtmiştim.
Birkaç gündür ABD başkentindeyim ve fikrim değişmedi. Görüntü olarak Amerikalı yetkililer Türkiye konusunda nazik ve güleryüzlü. Geçen yıl Rusya’yla yaşanan krizde Moskova cephesinde gördüğümüz o sert ifadeler, o tehditkâr cümleler yok. Birçok farklı kanaldan diyalog yürüyor.
Ancak ABD tarafının vize kısıtlamasının kaldırılması için öne sürdüğü şartların değiştiğini sanmıyorum. Özünde Washington, farklı dosyalarla gözaltına alınan ABD konsolosluk çalışanları Metin Topuz ve Hamza Uluçay’ın bırakılmasını istiyor. Bu iki ismin de masum olduğuna ve gözaltına alınmalarına neden olan “temasların”, bizzat konsolosluktaki görevleri gereği alınan randevular olduğunu söylüyorlar. Geçen hafta Ankara’daki toplantılarda, Türk makamları ise Metin Topuz’un FETÖ davasından firari polis müdürleriyle teması olduğu konusunda ısrarcı oluyor. ABD cephesi ise Metin Topuz’un görev tanımının bizzat Türk polisi ve kolluk gücüyle irtibat kurmak olduğunu ve söz konusu temasların o şahısların resmi makamda olduğu döneme ait olduğunu söylüyor.
Ve tartışma böyle uzayıp gidiyor.
Bu iki şahsın durumu ötesinde edindiğim izlenim, Amerikalıların, en az Sarrafdavası sonuçlanana kadar, Türkiye’de hükümetin Amerikan karşıtlığı üzerinden siyasi söylemi yaygınlaştıracağı beklentisi içinde olduğu. Tavuk ve yumurta durumu. Türkiye bir yandan Washington’la krizi çözmek istiyor, diğer yandan da Sarraf davasının olası sonucuna (ve bunun piyasalardaki etkisine) karşı siyasi olarak ön almak istiyor. Haliyle buradaki beklenti, Ankara’nın daha çatışmacı bir üslup kullanacağı yolunda.
Şunu hemen belirtmeliyim. Bizim medyada sanıldığı gibi ABD başkentinde kimse “Türkiye’nin ipini çekmiş” falan değil. Türkiye’nin önemli bir bölgede kritik bir müttefik olduğu düşüncesi hâlâ yaygın. Doğrusunu isterseniz, Amerikalıların derdi Türkiye’deki karanlık insan hakları tablosu ya da Tayyip Erdoğan’a muhalefet falan da değil. Sadece Ankara kendi ayağına basmasın istiyorlar, basınca tepki veriyorlar.
İki müttefik neredeyse bir asırdır çok yakın bir ilişki içinde ancak birbirlerinin huyunu, suyunu hiç anlayamıyor. Amerikalılar, 15 Temmuz travmasını ve bu travmada hükümet ve toplumun geniş bir kesiminin, “ABD parmağı” olduğu yolundaki inancına gülüp geçiyor. Ciddiye almıyor. Türkiye’de hükümet ve halihazırda ittifak yaptığı güvenlik bürokrasisinin sahiden buna inandığını göremiyorlar.
Türkiye ise dünyaya yaydığı “otoriter devlet” imajının ABD başkentinde hamle yapmayı ne kadar güçleştirdiğini, içeride kullandığı propagandist söylemin dış dünyada hiçbir karşılığı olmadığını anlayamıyor. Amerikalılara yandaş medyanın manşetleriyle konuşmaya çalışıyor ve sonuç alamıyor. Ankara, her yıl ABD başkentinde farklı lobi ve halkla ilişkiler şirketlerine milyonlarca dolar harcıyor. Ancak mevcut ortamda bu şirketler, Türkiye’den gelen pat pat haberler karşısında sadece “kriz yönetimi” yapabiliyor.
Peki, bundan sonra ne olur?
“Ne olur?” sorusunun cevabı yok. En azından Sarraf davasının sonuna ikili ilişkiler limoni gider. Eğer Sarraf davasının ekonomi ve dolar üzerinde bir etkisi olursa, Ankara faturayı Washington’a keser. Amerikalılar oflayıp poflamaya devam ederler.
Ancak önünde sonunda “karşılıklı ihtiyaç” üzerine kurulu bu ilişki, yeni ihtiyaçlar doğduğunda yeniden gündeme gelir. Ortadoğu’nun bu çalkantılı döneminde yarın karşımıza ne çıkacağı belli değil.
Tahminim, sinirler yatışınca, iki taraf da ite kaka da olsa bu gemiyi yürütme derdine düşer.
Yazarlar
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.08.2018
26.08.2018
23.08.2018
20.08.2018
18.08.2018
13.08.2018
10.08.2018
5.02.2018
3.02.2018
29.07.2018