A.Turan ALKAN

A.Turan ALKAN
A.Turan ALKAN
Tüm Yazıları
Dünyaya erken gelmiş bir hürriyetçi fikir kadını: Halide Edib Adıvar
16.03.2014
2347

 Üsküdar İskelesi’nin sırtlarındaki Halide Edib Adıvar Lisesi, bugünlerde benzeri pek çok okul gibi tamamen yıkılarak yeniden yapıldı ve açılmak üzere. Onu, okullara adı verilen Türk büyüklerinden biri zannedenler yanılmış olurlar.

Halide Edib Hanım, Cumhuriyet tarihimizin en kayda değer şahsiyetlerinden biri olmakla kalmaz; aynı zamanda Milli Mücadele’nin en öne çıkan kadın karakteridir ve sanılanın aksine onun siyasî rolü, edebiyatçılığından ve ilmî şahsiyetinden daha önde yer tutar. Halide Edib Adıvar’ın yakın tarihimizde tuttuğu önemli yeri bana, İpek Çalışlar’ın “Biyografisine sığmayan kadın: Halide Edib” adlı eseri hatırlattı.

Halide Edib, Meşrutiyet devrinin en karizmatik ve etkileyici kalem ve aksiyonerlerinin başında gelir. Milli Mücadele’yi, işgalin başladığı günlerden itibaren büyük riskler üstlenerek savundu; ardından kalem mücadelesini kâfi görmeyip Anadolu’ya geçti ve Ankara’da M. Kemal Paşa’nın karargâhında görev aldı. Harbin en ateşli günlerinde cepheye giderek ülkesine hizmet etti. Aksiyoner şahsiyetini kendine mahsus bir idealizmle hayatının mihveri haline getirmiş biridir o.

Tabii eğilimi ve eğitimi icabı “Halide Onbaşı” Anglo-Saxon tarzında hürriyetçi bir demokrasiye taraftardı. Zaferden sonra “Cumhuriyet”in giderek otokrat karakter kazanması üzerine Gazi’ye duyduğu bağlılık ve hayranlık solgunlaştı. Tutucu ve otokrat bir karakter kazanan Cumhuriyet yönetimine karşı pek de aktif sayılmasa da net bir muhalif duruşa büründü. Alkışçıların hizasında durmak ve yeni rejime güzellemeler yağdırmak yerine onun suskunluğu tercih etmesi bile dikkatlerden kaçmadı. Meselâ o günlerde Gazi’nin direktifi olmadan kalem oynatamayan takımından Yusuf Ziya (Ortaç) Halide Hanım’ı kastederek, “Vatan kurtuldu ve siz işsiz kaldınız... Mebusluk mu istiyordunuz, vekillik mi, kimbilir gönlünüzde ne aslanlar yatıyordu?” satırlarıyla Ankara’nın onu artık makbul görmediğini göstermişti. 1924 yılında eşi Adnan Adıvar’la yurtdışına çıktılar ve bu birkaç aylık seyahat, Türkiye’de rejimin Takrir-i Sükûn Kanunu ile diktaya dönüşmesi üzerine 1939’a kadar sürdü.

Gönüllü sürgün yıllarında İngiltere’nin Türkiye Büyükelçisi Ferid Tek, Halide Hanım’a dostluk göstermedi; Ferid Bey’in eşi Müfide Ferid, o günlerde kaleme aldığı Pervaneler adlı eserinde Halide’ye sert eleştiriler yöneltmiş, Amerikan kültürünün gönüllü misyoneri gibi davranmakla itham etmişti. İpek Çalışlar kitabında geçen bir anekdota göre, M. Kemal Paşa, Türkiye’deki İngiliz diplomatı Hoare’ye Halide Edib hakkında sitemlerde bulunmuştu (s. 344); buna göre Gazi, sözü Yahudi tehdidine getirmiş ve bu tehdidin Halide Edib’in şahsında ortaya çıktığını, onun vaktiyle Türkiye’ye ABD mandası getirmek istediğini ve o günlerde İngiliz aleyhtarı olduğunu, şu anda ise İngiltere’nin onu sığınak teşkil etmesinden hoşlanmadığını imâ etmişti. Bir devlet başkanının, gönüllü sürgününde zor şartlar altında kendi geçimini temin eden bir vatandaşını, o ülkenin diplomatına şekvâ etmesi, eğer doğruysa pek acıdır. (Bugünle

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar