A.Turan ALKAN
Sabah sabah bizim muhalif gazetelerden bir kaçını okumak bile yaşama sevincini pörsütmeye kâfi. Ekranlarda ve sosyal medyada aynı minvâlde şeylerle karşılaşınca psikolojimiz öfkeyle keder arasına sıkışıyor. Uzun yaz Ramazanında suları kesenlerin istediği de bu zaten!
Sızlanmak acıyı azaltıyordur belki de, ‘Vuran elin kırılsın’ diye öflenmek, “Şunu bile yaptılar, bunu bile yaparlar’ sızlanıp durmanın faydası nedir bilmiyorum. O meşhur sosyal medya fenomeni elemanın, tam da bu cinsten operatör olduğu kanaatindeyim artık, ‘Yaşadıklarınızı boşverin, başınıza bundan daha beteri gelecek; şunu yapacaklar, bunu edecekler!’ ana fikri etrafında dönüp duran kehânetlerin bir bir çıkması tevekkeli değil. Muhalif medyanın genel tutumu da en az o fenomen kişi kadar insanlara bedbinlik, kötümserlik yayıyor. Hal böyleyken saraya bağlı bürokrasinin Can Erzincan TV’yi kapatmaya kalkışması bana pek hesaplı-kitaplı bir proje gibi gelmedi; bu medyaların etkili bir muhalefet geliştirebilme potansiyeli çok sınırlı zaten; politik tavır bakımından kesin inançlı diyebileceğimiz bir zümre tarafından seyrediliyor ve netice itibariyle öfke ve kederden boğulan gönüllere çok çok bir vantilatör efiltisi tesiri yapabiliyor; serin bir bahar rüzgârı, bir akşamüstü ferahlığı değil sadece havayı biraz dalgalandıran ve kederi yaygınlaştıran küçük bir hareketlilik…
Bu medyalar daha etkili ve enerjik bir istikamette yayın yapabilir ama pardon: Bu sunuş tarzı sahici bir alıcı kitlesine hitap ediyor ve müşteriler üründen memnundur. Başka sınırlayıcılar da var, hatta resmen otosansür: ‘Filan konuya hiç girmeyelim, ümmetin aklı karışmasın’, ‘Bu konu itikadı bozabilir, uzak durmakta fayda var’, ‘Durup dururken kırgınlığa vesile olmayalım’, ‘Oo eğer bu nüktelerden bahsedersek sürüde koyun kalmaz; herkes kafasına göre müçtehid takılmaya başlar…’
Meydan gazetesinde İhsan Yılmaz’ın ‘İslam siyaset felsefesi ve fıkhı neden korkutucu?’ başlıklı yazısını okumayanlar bir zahmet ağır ağır, tane tane okuduktan sonra tecdid-i iman etsinler. İhsan Yılmaz bir süreden beri destursuz girdiği bağda yine mahsûlâta zarar verir miyim endişesine kapılmadan çatır çutur yazılar yazıyor.
Diyor ki özetle, “Devleti, imameti, iktidarı ve güçlü olmayı” yani Müslümanların doğrudan ve İslam adına iktidar olması gerektiğine dair şu boyumuzu aşan büyük iddialardan vazgeçelim, daha sade ve duru bir yaklaşım benimseyelim, yani, “İnsanı, makasıdı, onurlu bir kul olmayı, ahlakı, hürriyeti ve insan haklarını, adaleti ve yardımlaşmayı merkezine alan, gerekirse ezilmeyi, yenilmeyi, geri çekilmeyi ve diyar değiştirmeyi ama temel prensiplerden ve ahlaktan taviz vermemeyi öncüleyen bir siyaset felsefesi ve fıkıh.”
Size peşinen bir şey söyleyim: İhsan Yılmaz’ın kışkırtıcı (!) ve her yönüyle tartışılması gereken tezini tartışmanın mümkünü yok fiilen. ‘Nasıl yok yahu; işte yazıyorsunuz” denilebilir karşıdan bakılınca; öyle değil işte. Hiç kimse, neticesinde kesinlikle dinden, ilimden ve cemiyetten tard edileceği bir tartışmanın figürü olmak istemez. Böyle yüksek kalibreli münakaşaları yürütmek ve hayırhah sonuçlara varmak için lazım gelen entelektüel vasat yok. ‘Karşı tarafın İslamcısı’nı ‘Ama siz hırsızlığa fetva verdiniz, devlete karşıyız derken devletin bedenine büründünüz’ diye eleştirmek çok kolay fakat bu zaafiyetin tarihteki köklerine yönelerek önyargısız bir fikir jimnastiği geliştirmek istediğinizde itikad jandarması kapıya dayanıveriyor. Sen kimsin ki bu bağda destursuz dolaşabiliyorsun? Kimi Müslümanlığınızı beğenmez, beriki Türklüğünüzden işkillenip tam teşekküllü hastaneden kan tahlili ister! Bu vasatta fikri tartışma olmaz, nefsî muaraza olur; neticesi de ebterdir.
Onun için biz yine asıl dertlerimizi bırakıp saray bürokrasisisin zulmünü eleştirmeye ve sızlanmaya devam edelim. İhsan Yılmaz’ın tezine gelince, çocuklukla cahillik arası bir kıvamda naif şeylerdir ve acaba müellif, abdestin rükünlerini kemâliyle bilmekte midir ki, ‘Bırakalım bu İslamcılığı, sade müslüman olsak ne devlet’ gibi iri lokmalar gezdirmektedir avurdunda?
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016