Aydın ENGİN
Başlık bir dönem, Erbakan’ın Refah’ı koalisyon ortağı olduğunda, ardından Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kazandığında çok ve uzun tartışıldı.
“Bunlar takiyye yapıyorlar” yüzeyselliği kol geziyordu. Tayyip Erdoğan’ın “Demokrasi bir tramvaydır. Gideceğimiz durakta ineriz” incisi tartışmanın derinleşmesinin önünde sahici bir engeldi. İslam elbette Tayyip Erdoğan’ın sınırlı siyasal kültüründen ibaret değildi. Ancak ülkedeki siyasal islamın parlayan yıldızı da oydu. Tartışma onun soruna yaklaşımındaki sığlıkta yürüdü gitti.
Oysa başlıktaki soru ciddi ve özellikle Ortadoğu ve o yüzden de bütün dünya için yakıcı önem taşıyordu ve taşıyor.
Soru çok yalın: İslam ile demokrasi bir arada varolabilir mi ?
Suriye, İran, Irak, Cezayir, Tunus, Mısır sorunun yanıtının arandığı ve çoğu kez olumsuzyanıtlandığı ülkeler. Suidi Arabistan’da, Katar’da, Birleşik Arap Emirliklerinde ise zaten soruyu bile mümkün değil.
“Arap Baharı”nın, özellikle Mısır’daki askeri darbeden sonra “Arap karakışı”na dönüp dönmediği tartışılırken soru derinlemesine ele alınmayı gerektiriyor. Farklı görüşlerin sergilendiği canlı, yapıcı, karşı tarafı bitirici cevaplar aramak yerine islam ve demokrasininbir arada varolabilmesinin koşulları var mı, yok mu; varsa ne, yoksa neden ekseninde ve derinliğinde yürümesi gereken bir tartışma…
* * *
Tartışma ucundan kıyından Türkiye’nin de gündemine geldi.
17 Ağustos’ta “Hizb-u’t Tahrir” adlı küçük, etkisiz, tabansız, radikal İslamcı, hilafet ve şeriat savunucusu bir grup Cuma namazınrdan çıkınca Fatih Camiinin avlusunda pankart açtı:Kahrolsun demokrasi !..
Önemsiz bulunabilirdi. Her yerde böylesi siyasal sapkınlar çıkar denebilirdi. Ama o çevreleri iyi tanıyan ve konuyu önemseyen Ahmet Hakan, Hürriyet’te hatırlattı:
“O gruba bakıp marjinal diyebiliriz. Ama iki gün önce Başbakan, demokrasinin sorgulanabileceğini açıkça telaffuz etti. O yüzden konu marjinal değil manidardır” dedi.
Gerçekten de Mısır darbesine batının sessiz kalmasına çok öfkelenen Tayyip Erdoğan 14 Ağustos’ta Türkmenistan gezisine çıkarken, giderayak bir demeç patlattı:
“...Böyle giderse demokrasi tüm dünyada sorgulanır ve bu Türkiye için de geçerlidir”
Tayyip Erdoğan’ın incisine “İmama kızıp abdest bozuyor”, “Kahrolsun demokrasi” diye pankart açan Hizb-u’t Tahrircilere de “Bunlar namazdan da vazgeçiyor” deyip dalgamızı geçebiliriz.
Onlara karşı T24 yazarı Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun son yazısı (“Yaşasın Demokrasi”) ne kadar övülse yetmez bir yanıt. İslami kesimden bir yazarın demokrasi üstüne bu kadar net ve dik duruşu o kesimden kaç kişiyi etkiler bilemiyorum. Bildiğim Gergerlioğlu o kesimde sorunu olanca ciddiyeti ve derinliği ile tartışmaya hazır olan az sayıda kişiden biri.
* * *
Soru: İslam demokrasiyle bir arada olabilir mi, olamaz mı ?
Buna pratik, günübirlik yaşamdan süzülmüş cevaplar aramak mümkün.
Örneğin Murat Belge 20 Ağustos’ta Taraf’ta bunu denedi.
Önce İslam ile demokrasi arasında bir uyumsuzluk, bir karşıtlık olmadığını savunanları sorguladı:
“…Bunu yapanlar ayetlerden, oldukça bağlam-dışı birkaç cümle seçiyor, ayrıca da icmadiyor, meşveret diyor, bunlarla soruya cevap vermiş oluyorlar. Oysa bugün ‘demokrasi’ dediğimizde, karşımızda uçsuz bucaksız bir umman var; teorisiyle, pratiğiyle, kurumlarıyla, geçmişiyle, geleceğiyle bir umman. Sorun da son analizde pratik bir sorun: ‘Teoride İslâm bunlarla bağdaşabilir mi?’ değil, öncelikle. Bağdaştığı bir örnek var mı? Tarihte görülmüş mü? Bu soruların cevabı olumsuz. Deneyler var, çabalar var, ama ‘Buyurun, işte örnek burada’ denecek bir şey yok...”
Murat Belge haklı. Ama yine de soru cevapsız. Tamam, soru “İslam’da icma var, meşveret var” cevaplarındaki kolaycılıkla cevaplanamaz. Ama pratikte başarılı bir örnek olmayışı “Demek ki bir arada olamazlar” yargısına da ebelik etmek için yeterli değil.
* * *
Yaşam boyu hapis cezasına çarptırılmış bir önceki diktatör Mübarek’i serbest bıraktıracak kadar pervasızlaşmış General Sisi’nin halkına karşı cankırımlar uyguladığını, bunu yapmasaydı bile darbe yaparak demokrasiye karşı en ağır suçu işlemiş biri olduğunu hiç unutmadan, “seçilmiş” Mursi’nin seçilişini de sorgulamak gerekmiyor mu ?
Sayıları yuvarlayarak söyleyelim: Seçimlere Mısırlı seçmenleri yarısı katıldı ve Mursi bunların yarısının oyunu alabildi. Yani Mursi seçme hakkına sahip Mısır halkının dört birinin oyları ile seçildi ve Mısır’ı yönetme hakkı kazandı.
Bu bir gerçek ve bu gerçek Mısır’la sınırlı değil. Dünyanın başına bela olan George Bush ve ekibi de benzetilebilir oranlarla iktidara uzanmıştı.
Bu gerçek, temsili demokrasi denen ve demokrasiye halkın katılımını dört yılda bir “vekiller seçmek”ten ibaret gören demokrasi tanımını sorgulamak için yeterli. Bu bağlamda bir yandan “Demokrasi rejimlerin en iyisi değil, en az kötüsüdür” özlü sözünü hatırlatarak demokrasiyi savunmak ya da bu olumsuzluk da içeren teselliyle yetinmeyi reddedip katılımcı demokrasi, doğrudan demokrasi gibi iletişim devrimi sonrasında hiç de ütopik olmayan yöntemleri öne çıkararak uygulanan demokrasiyi eleştirmek mümkün.
Ama –en azından bu yazı çerçevesinde- tartıştığımız, demokrasinin aksadığı, olumsuza da hizmet edebildiği noktaları sergilemek değil. Yazının başından beri yinelediğimiz yalın soruya cevap aramak:
İslam demokrasi ile bağdaşır, bir arada olabilir mi ?
Yer kalmadı. Yani tartışma yarın da sürecek…
Yazarlar
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları



















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021