Aydın ENGİN
Başlığa bakıp yine Kürt sorunu üstüne bir Tırmık okuyacağınızı düşündüyseniz yanıldınız.
Ortadoğu’nun cetvelle çizilmiş sınırları Kürt sorununu da içeren ama onu çok aşan bir büyük soruna işaret ediyor. Birinci Dünya Savaşı sonrasında klasik sömürgeler dönemi biterken İngiliz, Fransız, Belçika sömürge imparatorlukları Ortadoğu’yu kendi aralarında yeniden düzenlediler. Dünyanın en büyük petrol yataklarının üstündeki topraklar ağırlıklı olarak Arap aşiretleri arasında paylaştırılıp yapay devletler oluşturuldu. Yapay devletlerin sınırları da yapaydı. Benzetme hiç de yanlış değil: Cetvelle çizildi. Haritaya bakın, bana hak vereceksiniz. Cetvel çoğu kez petrol yatakları üstündeki ince hesaplara göre sağa, sola oynadı. Aşiret reisleri kral, onlara bırakılan topraklar da bağımsız birer devlet oldu. Ancak gözden kaçmasın, 1. Dünya Savaşı sonrası örneğin Balkanlar’da, örneğin Doğu Avrupa’da son ve sahici ulus-devletlerin doğduğu dönemdi ama Ortadoğu’da oluşan devletlere ulus-devlet demek pek mümkün değil. Nitekim Irak, Suriye, Lübnan, Ürdün, hatta Kuzey Afrika ülkelerinden söz ederken her biri başka bir ulus’a ait devletlerden değil; Arap ulusunun yapay devletler üstünden parçalanmasından söz edilebilir.
Bir Arap ulus bilinci için 1950’lere gelinmesini, 1952’de Mısır’da iktidarı alan Cemal Abdülnasır’ın izinden yürüyen siyasal hareketleri beklemek gerekecekti. Bugün çağını doldurmuş Baas (=Arap Sosyalist Diriliş Partisi) o dönemde bütün Arap halklarını etkileyen diri ve umutlar yeşerten bir hareket olarak doğdu. Ama ne Arap ulusunu tek bir ulus-devlet çatısı altında birleştirmek mümkün oldu, ne o yapay sınırlarda bir değişiklik.
Üstelik o sınırlar Ortadoğu’yu bir Arap yurdu olarak tahayyül eden bir düşüncenin ürünüydü. Oysa Ortadoğu Arapların çoğunlukta olduğu ama Araplardan ibaret olmayan bir kadim halklartoprağı. Araplar, Kürtler. Ermeniler, Türkmenler, Süryaniler gibi...
Dahası o dönemlerde çok da önem taşımayan ya da önemi göz ardı edilen dinsel farklar ve ayrılıklar bugün etnik kökenler kadar, hatta ondan da çok etkisi olan bir ayrışma etkeni.
Bugün bunu yaşıyoruz.
Sünni mezhepler arasında bile gözlenebilen farklılaşma ve yer yer düşmanlaşma yönelimlerden ayrı çok sayıda farklı dinsel yönelimler, hareketler bugün Ortadoğu’da öne çıkıyor. Uzatmamak için iki gün önceki Tırmık’tan bir paragraf aktarayım:
İslamın hemen hemen bütün renkleri: Sünni mezheplerin tümü, Aleviler diye nitelenen Nusayriler, İran Şiiliğinin (Şia) –mesela- Rafiziler gibi bir kaç kolu, İsmaililer... Hristiyanlığın üç ana mezhebi ve hepsinin alt kolları. Mesela Ortodoksluğun alt kolu sayılan Suriye ortodoksluğu, Süryani Ortodoksuluğu, Gregoryen ortodoksluğu. Keldaniler, Nasturiler, Monofizitler, Aramiler... Bunlara İslam dışı sayılan Dürzileri, Yezidileri ve Yahudileri filan da ekleyin.
Etnik ve dinsel farklılıkların böylesine öne çıktığı, çatışmalara ebelik ettiği Ortadoğu artık neredeyse 100 yıl önce çizilmiş o yapay sınırları taşıyamıyor, o sınırlar anlamlarını hızla yitiriyor.
Irak için egemen bir üniter devlet demek mümkün mü ? Kuzeyinde Kürtlerin, güneyinde Şii Arapların, orta bölgelerde Sünni Arapların yeniden bir araya gelip tek bir devlet çatısı altında kardeş kardeş yaşayabileceğine inanan var mı ?
Baas sonrası Suriye acaba “Esed ve Baas iktidarı gitti, yerine filanca iktidar geldi ve Suriye bir iktidar değişikliği ile yoluna ve yaşamına devam ediyor” diyen biriyle dalga geçilmez mi?
Birleşik Arap Emirlikleri denen devletler (Devletler?), Kuveyt, Ürdün, Lübnan bağımsız birer devlet olarak niye var?
Bütün alametler belirdi: Ortadoğu’da bir dönemin daha sonuna gelindi. Üstelik Ortadoğu halklarının kendi kaderlerini ve geleceklerini kendilerinin özgürce belirleyecekleri bir dünyadan söz etmiyoruz; edemeyiz. ABD, AB, Rusya, Çin de bu kargaşada belirleyenlerden biriolabilmek için bir satranç oyuncusu titizliği ve hesabıyla “oyunun” içindeler.
Önerimdir: Türkiye’nin Kürt sorununa, Suriye’de olup bitenlere, Irak’ta olup biteceklere, Mısır’daki sakin görünen ama için için kaynayan kazana bir de bu gözle, bu açıdan bakalım.
O zaman AKP’nin dış politika çizgisine yön veren “Sultan” Recep Tayyip Erdoğan ile “Sadrazam” Ahmet Davutoğlu’nun yapıp ettiklerine de, söylediklerine de, yağıp gürlemelerine de ancak gülünebileceğini daha kolay göreceğiz...
* * *
Not: Yolum Brüksel’e düştü. Bu yazı da önceki gün yazıldı. Gel gör ki benim bilgisayarın fişi ile otel odasındaki prizin kesinlikle anlaşamayacağını fark ettiğimde saat gece yarısını geçmişti ve Tırmık o yüzden dünü ıskaladı, bugüne kaldı.
Hoşgörün e mi?
Yazarlar
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021