Ayşe HÜR
1980'lerde Alevi/Kızılbaş uyanışı, Kürtler arasına ayrımcılık ekmek için doğrudan devletçe yönetiliyordu. Bugün de Zazalık meselesine böyle yaklaşılıyor.
Geçen haftaki Koçgiri yazısına olumlu, olumsuz pek çok tepki aldım. Olumsuz tepkiler yazıda geçen 'Kürtler/Zazalar' terimine yönelikti. Benzer tepkiyi “Şeyh Said İsyanı, Sünni Zazaların isyanıdır” dediğimde de almıştım. Kürtler/Zazalar ifadesini, bu tartışmalardan kaçmak için kullanmıştım ama tam tersi oldu.
Bazı okurlar Kürtler ve Zazalar diye iki ayrı etnik grup olmadığını, Zazalık kavramını devletin 1980'den itibaren Kürtleri bölmek için uydurduğunu, benim de bu projeye alet olduğumu söylediler. Bazıları ise, Kürtler ve Zazaların kesinlikle iki ayrı etnik grup olduğunu, Türk ve Kürt milliyetçiliklerinin Zazaları yok saydığını veya asimile etmeye çalıştığını belirterek, Kürtler/Zazalar formülasyonumun bu süreci gözden kaçırmaya yaradığını belirttiler.
Koçgirililer Zaza mıdır, Kürt müdür? Bir de Koçgiri Aşireti konusunda somut eleştiri ve katkılar vardı. Dilek Kızıldağ Soileau (özetle şöyle diyordu: "Koçgirililerden/Koçgiri Aşireti'nden bahsediyorsak eğer, 'ezici çoğunluğu' değil tamamı Kızılbaştır ve Kürttür (Kurmanc). Zaza yok denecek kadar azdır. (Bir kaç köyde yaşayan bir kaç aile onlar da Kürtleşmiştir.) Olaylardan sonra Ovacığa giden bazı Kürtler vardır ki onlar da Zaza değildir zaten. Bu konu özellikle önemli çünkü daha önceki bir yazınızda "Koçgiri Zaza Ayaklanması" diye bahsetmiştiniz onun için netleşsin istedim. Koçgiri Aşireti'nde Alevi/Sünni Türk zaten hiç yoktur. Eğer 'Koçgiri bölgesi'nden bahsediyorsak; o zaman Zara Kangal bölgesinde çok az da olsa Zazalar vardır (Karabel bölgesi) ki onlar Koçgiri Aşireti'nden değildir! Dersimden göçen Çarekan Aşireti'ndendirler. Ayrıca bölgede Alevi Türk ve Sünni Kürtler de mevcuttur. Bu konularda iyi bir kaynak olarak Erdal Gezik'in Aşiret’ten Cumhuriyet’e iki Alevi örneği: Varto ve Koçiri, (Kırkbudak Yayınevi 2005) adlı kitabını tavsiye edebilirim."
Dilek K. Soileau ayrıca kendisine 'Halife Ordusu Müfettişi' unvanı veren ve Temmuz 1920'de Refahiye-Kangal bölgesini kontrol eden kişinin Alişan Bey değil Alişer Efendi olduğu belirtti. Kendisine bu düzeltmesi için de teşekkür ediyorum.
Gekil Jiyan ise Koçgirililerin Zaza olmadığını söyledikten sonra şöyle devam ediyor: "Yakın ve uzak tarihlerdeki ne Kürt beyliklerinin organizasyonlarında, ne de Kürt örgütlenmelerinde 'Kürt-Zaza' diye bir farklılık hiç bir zaman söz konusu olmamıştır. Ancak 80 li yıllardan sonra özellikle Avrupa'da bu kavram işlenmeye başlamış ve 'Zazaların ayrı bir ulus' olduğu tezleri öne sürülmüştür. Fakat bu tezler çok sınırlı sayıda kişiler dışında kitleler üzerinde etkili olmamıştır. Çünkü lehçe veya dil farklı da olsa bazen tek başına ayrı bir kültürel grubu oluşturmaz. Masalları, şarkıları, dansları, motifleri birdir ve bu ortak özelliklerinden dolayı kendilerini bir olarak görürler. Ne Kurmanji konuşanlar Zazacayı, ne de Zazaca konuşanlar Kurmanji'yi yabancı bir dil olarak görmez. Belki bazı istisnalar olabilir ama genellikle kendi dillerinin 'ikinci bir versiyonu' olarak kabul ederler. Ve nihayet şunu büyük bir memnuniyetle tesbit edebiliriz ki hiçbir ciddi Kürt hareketi (özellikle Türkiye Kürtleri için) dildeki farklılıkları bir problem olarak görmüyorlar. Genel eğilim her ikisinin de korunup, geliştirilip güçlendirilmesi yönünde."
Zazalık-Kürtlük ilişkisi Zazaların (yöreye göre kendilerine Kırmanc, Kırd, Dımıli veya Zaza diyorlar) ayrı bir etnik grup mu yoksa Kürtlük (Kurmanc) ailesinin bir üyesi mi olduğu, veya Zazacanın (yöreye göre dillerine Kırdki, Kırmancki, Dımılki veya Zazaki diyorlar) ayrı bir dil mi yoksa Kürtçenin (Kurmanci, 'Kuzey Kürtçe') bir lehçesi mi olduğu konusunda genel bilgi için Wikipedia'nın 'Zazalar' maddesine bakılabilir. Bu maddeden anlaşılacağı gibi Zazalar devletin 1980 sonrasında 'icat ettiği' bir etnik grup değil. Ancak, 1980 sonrasında devletin bunu kullanarak Kürt siyasal hareketini etkisizleştirmeye çalıştığı doğru.
Bunun hikâyesini Hollandalı Kürdolog Martin van Bruinessen’in "Aslını inkâr eden haremzededir" başlıklı yazısından özetlemek istiyorum. Bruinessen'e göre 1970’lerin siyasal kutuplaşması, sağcı ve solcu radikallerin bu cemaatleri ikmal bölgeleri olarak seçerek, karşılıklı şeytanlaştırmaya katkıda bulunmalarıyla Sünni-Alevi zıddiyetini şiddetlendirmişti. Çorum’da, Kahramanmaraş’ta yaşanan Alevi katliamları, ortak bir Alevi bilinçliliğini güçlendirmede etkili oldu çünkü bu çatışmaların yer aldığı bölgelerde, Kürt ya da Türk olmak çok da önemli değildi; kişinin aslî kimliği dinsel olandı.
1980'lerde Batı Avrupa’daki Türk ve Alevi göçmen cemaatleri arasında gerçek bir kültürel ve dinsel yeniden doğuş yaşandı. Farklı eğilimlerden eylemciler, solcular, Sünni Müslümanlar, faşistler, Kürt milliyetçileri- daha önceden bu cemaatleri örgütleme girişimlerinde bulunmuşlardı, ancak Türkiye’deki 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra çok sayıda tecrübeli örgütçünün, sığınmacı olarak Batı Avrupa’ya gelmesiyle yeni bir aşamaya geçildi. Bu kadrolar arasında en başarılı olanlar, radikal Sünni Müslümanlar ve daha sonra içlerinden PKK’nin çıkacağı Kürt milliyetçileriydi.
'Alevi ulusu' ve Alevistan Bu arada Türkiye’deki rejim, belli başlı cami federasyonlarını merkez alarak ve Sünni İslam’ın ‘Türk-İslam sentezi’ olarak bilinen aşırı muhafazakâr ve milliyetçi kanadını destekleyerek göçmen cemaatler üzerinde yeniden denetim sağlama çabasına girmişti.
Bruinessen'e göre bu faaliyetler yıllarca kimliklerini gizli tutan Alevilerin (Kızılbaş) de örgütlenmesi konusunda teşvik edici oldu. İlk defa büyük Alevi dinsel törenleri kamuya açık olarak düzenlendi. Alevi örgütleri kuruldu ve bu örgütler, daha önceleri çeşitli solcu ve Kürt yapılanmalarda ön planda yer alan birçok genç Aleviyi kendine çekti. Pek çok kişi, Marksist-Leninist kimliklerinin yanı sıra Alevi kimliklerini de vurgulamaya ve ‘Alevistan’ diye ayrı bir yurttan söz edecek kadar Alevilerin bir tür ulus olduğunu düşünmeye yöneldiler.
Maocu bölücülerin işi mi?
Aslında Alevistan kelimesi ilk kez, 1976 yılında Hürriyet gazetesinin Almanya’daki bölücü faaliyetler ile ilgili bir raporunda yer almıştı. Gazeteye göre, güya devletin Maoist düşmanları, Türkiye’yi doğuda 'Kürdistan', merkezde 'Alevistan' ve batıda 'Sünni Türk bakiye' şeklinde bölmek için komplo kuruyorlardı. Gerçi 1980’lerde Almanya’da benzer bir şekilde Alevistan’ı bağımsız kılmak niyetini açıklayan Kızıl Yol adında kısa ömürlü aşırı solcu bir örgüt vardı ama birçok Kürt milliyetçisi ve başka eğilimlerden solcular, bu girişimlerin ‘Sünni ve Türk’ bir milliyetçi tepki yaratmaya çalışan Türk istihbarat servisinin oyunları olduğundan şüpheleniyordu.
Sonuçta, Avrupa’daki bu faaliyetler Türkiye’de aşamalı siyasal liberalleşmeyle birleşerek, Türkiye’de de Alevi uyanışını harekete geçirdi. Görünüşte laik, aslında Sünni olan Türk devletinin PKK’nin sesini artık güçlü bir biçimde duyurduğu 1980’lerin sonunda, PKK’nin Kürt ve Zaza Aleviler arasında daha fazla destek kazanmasını önlemek amacıyla Alevi kimliğine geçit vermeye yönelmesi de bu eğilimi destekledi.
PKK'nin Sünnilikle barışması
Yazara göre PKK’nin kuruluşunu gerçekleştirmekte büyük zorluklarla karşılaştığı ve her zaman diğer siyasal radikal hareketlerle yarışmak zorunda kaldığı bölge Dersim’di. Dersim halkı, en azından 1960’lardan beri, her zaman Kürt milliyetçiliğinden ziyade solcu radikalizme meyilli olmuştu. Başlangıçta militan bir şekilde din karşıtı olan PKK, 1980'lerin ortalarından itibaren, Sünni bölgelerde daha çok halk desteği sağlamak için gittikçe Sünni İslam’a karşı uzlaşmacı bir tavır benimseyince bu durum, PKK’nin Aleviler arasındaki popülerliğine katkıda bulunmadığı gibi muhtemelen başta Dersim olmak üzere pek çok bölgedeki Alevi öznelliğini güçlendirdi.
PKK’ye göre ise, Alevi/Kızılbaş uyanışı, Kürtler arasına ayrımcılık ekmek için doğrudan devletçe yönetiliyordu ve buna önayak olanların tümü ajandı. Bu yaklaşım, bir yandan Alevilerin PKK’den soğumalarına, bir yandan da PKK saflarındaki Alevilerden kuşkulanılmasına ve onların tasfiyesine yol açtı. Dinsel boyutun giderek daha önem kazandığı bu süreçte Sünni köktenciliğine ve kapsayıcı Kürt milliyetçiliğine karşı bir tepki, asli bir kimlik olarak Aleviliğe yapılan vurgu güçlenmeye başladı.
Zazalık ve Zazaistan
Bu arada, Zazalığı dil ve kültür temelinde tanımlama konusunda bazı gelişmeler yaşanıyordu. İlk modern Zazaca (Kırmanci) metinler Mehemed Malmîsanij tarafından Türkiye'de 1979 yılında İzmir'de 3 sayısı çıkan, 1980 darbesi yüzünden 4. ve son sayısı Stockholm'da çıkan Tîrêj dergisinde yayımlanmıştı. Yazara göre Zazaca Kürtçenin bir lehçesi idi.
1983’te Paris’te Kürt Enstitüsü kurulurken, ortak bir standart dile dair eski rüya yeniden su yüzüne çıkmış; ancak ne Kurmanci ne de Sorani (halen Kürdistan Bölgesey Yönetimi'nin resmi dili olan 'Orta Kürtçe') konuşanlar ötekine imtiyaz tanımadıklarından, Kürdistan’ın tüm kesimlerinden okuyucuları hedef alan dergiler, hem Kurmanci hem de Sorani dillerinde bölümlere yer vermişlerdi. Kürt Enstitüsü’nce aynı yıl yayımlanan Hêvî/Hîwa dergisine bir de Zazaca bölümü eklenmişti.
Zazaca dergiler
Zazaca yayıncılık, siyasal nedenlerden ötürü dilsel ayrımcılığa şiddetle muhalefet eden belli milliyetçi entelektüel çevrelerde sert olumsuz tepkilere yol açtı. Ancak, “Zazaca ayrı bir dildir ve Zazalar ayrı bir halktır” diyen ilk Zaza aydını olan Ebubekir Pamukçu’nun 1985 yılında İsveç’te çıkardığı Ayre dergisi ile Zaza kimliği ve varlığı daha güçlü biçimde gündeme gelmeye başladı. Bunu 1988’de İsveç’te yine Pamukçu’nun çıkardığı Piya dergisi izledi. Dergide Zazaca (Kirmanci), Türkçe, İngilizce makaleler olduğu halde Kürtçe (Kurmanci) makale yoktu ve Zazalardan, kimlikleri uzun zamandan beri sadece Türk devletince değil, Kürtlerce de reddedilen ayrı bir halk olarak söz ediliyor ve coğrafi bir ad olarak Kürdistan teriminin yerine ‘Zazaistan’ terimi öneriliyordu. Derginin ilk başta çok küçük bir okuyucu çevresi oldu ama bir süre sonra artan sayıda okur, derginin görüşlerini benimsedi.
1991’de İsveç’te 'Raya Zazaistani' (Zazaistan Yolu) adlı bir örgüt Sünni ve Alevi Zazalar arasındaki suni duvarların yakılması, omuz omuza, kalp kalbe davranarak devrimci milli kurtuluş ve demokrasi mücadelesini yükseltme çağrısı yapıyordu.
Zazaların kaderini tayin hakkı
1992 yılında Almanya’da “Zaza Halklarının Haklarını Koruma Komitesi” adına yapılan bir açıklamada, Zazaların 5 milyon kişi olduğu, Sivas, Dersim (Tunceli), Elazik (Elazığ), Bingöl, Bitlis, Palu, Varto, Siverek, Diyarbekir (Diyarbakır) ve diğer yerlerde yaşadığı, Kürtlerin bir alt başlığı olduğu iddialarının doğru olmadığı, çünkü bilimsel araştırmaların Zazaların ne Türk, ne de Kürt olduğunu gösterdiği ileri sürülüyordu. Manifestoda Zazaların Kuzey Batı İran halklarından olduğu ve 9. Yüzyılda, Hazar Denizi’nin güneyinden (bilhassa Deylam’dan) şimdi yaşadıkları bölgelere göç etmek zorunda kaldıkları yazıyordu. Bildiri Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Zazaların milli kimliğini tanıması gerektiği, Zazalara kendi kaderini tayin hakkı tanıması gerektiğini söyleyerek bitiyordu.
Halen örgütlü bir milliyetçi Zaza hareketi görünmemekte ama hepsi Zazaların Kürtlerden farklı olduklarını iddia eden, Avrupa’da yayımlanan iki dergi (Desmala Sure ve Ware) ve Türkiye’de yakın zamanda çıkan bir dizi kitap ile yayımcılık faaliyetleri giderek artmakta. Bir zamanlar Aleviyim/Kızılbaşım demek bölücülük sayılırken, bugün PKK hareketi bu kimlikle barışmış durumda ancak bu sefer de 'Zazayım' demek anti-Kürtçülükle eş tutulmaya başladı.
Aynı şekilde benim gibi şu veya bu nedenle Zazalıktan veya Zazacadan bahsedenler, devletin şu veya bu projesi ile ilintilendiriliyor. Halbuki bugün devlet, Kürt siyasal tezleriyle uyumlu bir şekilde, Zazacayı Kürtçenin bir lehçesi sayıyor ve TRT 6'da bu yönde yayın yapılıyor. Yani devletin bugünkü politikası, yukarıda anlattığım hikâyenin tam tersi istikamete yönelmiş durumda. Zazaların ayrı bir etnik grup olduğunu söyleyenler devlet dışı aktörler.
Benim bu konudaki yaklaşımım şu: Eğer bir kişi kendini 'Zaza' olarak görüyor ve/veya 'Zazalığın Kürtlükten farklı bir etnik kimlik' olduğunu ileri sürüyorsa ona kimsenin “Hayır sen yanılıyorsun, sen Zaza değilsin” ve/veya “Sen Zaza olabilirsin ama Zazalık Kürtlüğün alt koludur” demesi doğru değil. Bunun aksi de geçerli. Bir kişi kendini Zaza olarak tanımlıyor ama Zazalığın sadece dil ve kültürle ilgili olduğunu, etnik köken olarak Kürtlük şemsiyesi altına girdiğini' düşünüyorsa, ona da kimsenin “Hayır Zazalık ayrı bir etnik gruptur” demesinin bir anlamı yok. Aynı şekilde Zazalığı Türklüğün bir kolu olarak görenlere de itiraz etmeye hakkımız yok. Ama bu demek değildir ki, etnik, dinsel veya dilsel vb. kimlikler hakkında konuşmayacağız, tartışmayacağız, araştırmayacağız. Tevfik Fikret ne demiş: “Müsademe-i efkârdan barika-i hakikat doğar!”
Özet Kaynakça: Martin van Bruinessen, Kürtlük, Türklük, Alevilik: Etnik ve Dinsel Kimlik Mücadeleleri, İletişim Yayınları, 2009 ve “Aslını İnkâr Eden Haramzadedir”, Çeviren: Özgür Gökmen, http://www.birikimdergisi.com/birikim/dergiyazi.aspx?did=1&dsid=82&dyid=2000; Zilfi Selcan, Zaza Milli Meselesi Hakkında, Zaza Kültürü Yayınları, 1994; Ebubekir Pamukçu, Dersim Zaza Ayaklanmasının Tarihsel Kökenleri, Yön Yayınları, 1992. M. Malmisanij, Kırd, Kırmanc, Dimili veya Zaza Kürtleri, Deng Yayınları, 1996; Roşan Lezgin, "Toplumsal Kürt Gruplarından Zazalara Genel Bir Bakış", http://www.zazaki.net/haber/toplumsal-kurt-gruplarindan-zazalara-genel-bir-bakis-291.htm
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2024
9.09.2024
17.11.2022
6.11.2022
7.06.2019
26.12.2017
21.03.2016
13.03.2016
6.02.2016
28.02.2016