Cafer Solgun
Geçenlerde Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nin (MLSA) açıkladığı “Türkiye’de Gazetecilik: Güvende Hissetmiyorum” başlıklı rapor, geçmişten günümüze medyanın, gazeteciliğin durumu üzerine düşünmeme vesile oldu. (İlginç ve düşündürücü veriler içeren raporun tamamı için bkz.)
Rapor, son 5 yıllık süreci kapsayan bir araştırmanın sonuçlarını kapsıyor. Buna göre her 10 gazeteciden dokuzu kendisini “güvende” hissetmiyor ve çoğu da işini “gözaltına alınma veya tutuklanma” endişesi taşıyarak yapıyor.
Gazetecilerin kendilerini “güvende” hissetmemelerine neden olan tehdit, hakaret, hedef gösterme gibi baskı ve şiddet biçimlerinin kaynağı, sürpriz yok, kolluk kuvvetleri, savcılar, mahkemeler, kısacası devlet. Sosyal medyada önüne geleni tehdit eden, hakaret eden, hedef gösteren “trollerin” de bir şekilde devletle “iltisaklı” oldukları, yaygın kanaat.
Gazetecilik kendinizi “güvende” hissetmediğiniz, kaygı ve endişelerle birlikte işinizi yaptığınız bir meslek; ama bu, son 5 yılın meselesi olmadığı gibi bütün meslek erbabı için geçerli olan bir durum da değil. Aslına bakarsanız, “bize özgü” bir durum da değil.
Çünkü, gazetecilik araştırmak, sormak, sorgulamak, haber vermek, eleştirmekle ilgili bir “iş” ve tam da bu nedenle güç ve iktidar sahiplerinin hazzetmedikleri bir meslek. Bu yüzden ellerinden geldiği ölçüde medyayı kontrol etmek, bağımlı kılmak, mümkünse kendi propaganda organları, borazanları haline getirmek isterler.
İyi kötü “demokrasi” olan ülkelerde güç ve iktidar sahipleri bu isteklerini gönüllerinden geçtiği gibi gerçekleştiremiyorlarsa, bu, o ülkelerde medyanın nispeten “bağımsız” bir güç olması ve genel olarak da toplumun mücadele ederek kazandığı hak ve özgürlüklerini sahiplenme, savunma konusunda sorumlu ve duyarlı olmasıyla ilgili bir durumdur.
Direkt diktatörlük olan ülkeler bir yana, demokrasi “imiş” gibi görünen ülkelerde ise, “anaakım” denilen medya genellikle iktidarın güdümündedir. “Muhalif” medya da vardır aslında ama onlar da kendilerine çizilen sınırları zorladıkları zaman “terör örgütü üyesi”, “terör propagandası” gibi gerekçelerle kendilerini devlet karşısında bulurlar.
Bu nedenle örneğin ülkemizde “yandaş medya” olarak adlandırılan kuruluşlar ve bu kuruluşlarda beklendiği, sipariş edildiği, arzu edildiği biçimde işlerini maaşlı birer propagandacı olarak yapanlar tabii ki baskı altında değillerdir, “güvenlik” sorunları yoktur ve gayet mutlu mesut gazetecilik mesleğini yozlaştırmakla, tanınmaz hale getirmekle iştigal etmektedirler.
Nitekim “Türkiye’de en güvendiğiniz kurum hangisi?” anket ve araştırmalarında medya uzun süredir hep sonuncu sıradadır. En son geçtiğimiz yılın sonunda Asal Araştırma’nın düzenlediği ankette ortaya çıkan sonuç da buydu.
Medyanın bağımsız ve özgür olmasına ilişkin çok şey söylenebilir kuşkusuz ama sanırım en önemlisi, sorunun demokrasi standartlarıyla, ne kadar “demokrasi” olunduğuyla doğrudan ilgili olmasıdır. Örneğin düşünce ve ifade özgürlüğü alanında “çok iyi” durumda olup da medya/basın özgürlüğü konusunda “çok kötü” olmak mümkün değildir. Tersi de doğrudur elbette; medya/basın özgürlüğü alanında kayda değer bir sorun yok ise, bu, düşünce ve ifade özgürlüğü hakkının kullanılması konusunda da “iyi” durumda olduğunuza delalettir. Yani sorunu bir bütün olarak Temel Hak ve Özgürlükler sorununun bir parçası görmek gereği var.
***
Türkiye’de medyanın “basın” olduğu zamanlarda da durum bugünkünden farklı değildi. İlla kıyaslamak doğru olmayabilir ama galiba daha kötüydü. Gazetecilik, yine “güvenli” bir iş değildi ve gözaltı, tutuklama, mahkeme, dava, işkence, eziyet, takibat, toplatma, yasak, yaptığımız işin “olağan” birer parçası gibiydi.
1987 yılında, Metris’ten çıktığım sene, aylık bir sosyalist dergide çalışmaya başlamıştım (Yeni Çözüm). Hemen her sayımız için dava açılıyor, toplatma kararı veriliyordu. Sosyalist basın bu baskılara göğüs gererek gazetecilik yapmaya çalışırken, maruz kaldığımız baskılar sonradan adı “anaakım medya”ya çıkan gazetelerde kısa bir haber dahi olmuyordu. Devlet, o zaman da “Ama onlar gazeteci değil ki” diyordu ve malum gazeteler de “devlet ne derse o” havasındaydı.
1988 yılında aynı “kaderi” paylaşan sosyalist yayınlar olarak bir platform oluşturduk ve “Sosyalist basın susturulamaz” adını verdiğimiz bir kampanya başlattık. Amacımız sorunu kamuoyuna mal etmek, diğer basın ve meslek kuruluşlarını duyarlı olmaya zorlamak, parlamentodaki muhalefet partilerini harekete geçirmek ve sonuç olarak yoğun baskıları bir nebze olsun geriletmekti. Kampanya kapsamında yapacağımız şeylerden biri gazeteleri ziyaret etmek ve yöneticileriyle görüşmekti. O zaman, hatırlayanlar bilir, gazeteler, dergiler, dizgi ve grafik büroları, velhasıl basınla ilgili kuruluşlar genellikle Cağaloğlu’ndaydı.
Hürriyet’inden Cumhuriyet’ine bütün gazeteleri ziyaret ettik. Görüştüğümüz gazete yöneticilerine sosyalist basının maruz kaldığı baskıları anlattık ve daha duyarlı olmaları gerektiğini söyledik. Birkaç ay süren kampanyamız boyunca bütün etkinliklerimizden bu gazeteleri haberdar ettik ama sadece bir kez birinde (Milliyet) pul kadar kısa bir haber olduk.
Kampanya süresince ve sonrasında çok enteresan şeyler de oldu. Bir gün bir vesileyle anlatırım.
1990’lı ve sonrasında 2000’li yıllar açısından da tanıklıklarım var. Anlatacağım. Yaşadığımız durumu değiştireceğinden değil ama ders çıkarmak gereken çok şey olduğu için...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.06.2025
1.06.2025
23.05.2025
10.05.2025
27.04.2025
19.04.2025
13.04.2025
4.04.2025
29.03.2025
24.03.2025