Celal BAŞLANGIÇ
Yakılıp yıkılan Kürt kentleri, yaşamını yitiren yüzlerce insan, dokunulmazlıkları kaldırılan Kürt milletvekilleri; kayyum atanan Kürt belediyeleri, görevden alınan ve çok büyük bölümü Kürt olan eğitim emekçileri, gelecekte daha da ağırlaşacak toplumsal çatışmanın vahim habercisi.
İlgiyle dinliyordu büyük usta Aziz Nesin.
“Biliyorsunuz ki bizim resmi ideolojide Kürt yoktur” dedim, “Dağda yaşayan Türk vardır. Bunlar dağ Türkü’dür. Dağdaki kar ayazdan sertleşir. Bu dağ Türkleri kara basınca ‘kart kurt’ diye ses çıktığı için onlara ‘Kürt’ denmiştir. Böyle diyor resmi ideoloji.’
İnce bir çizgi olarak, belli belirsiz konmuştu dudaklarına gülümsemesi:
“Bunca yıllık mizahçıyım, bunu ben bile uyduramam.”
14 Eylül 1992’de Şırnak’a doğru gidiyordu Aziz Nesin, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) heyetiyle birlikte. Çünkü yakılıp yıkılmıştı Şırnak. Yaşanan olayların sorumlularıyla ilgili inceleme yapacaktı heyet.
Şırnak Tugay Komutanı Tuğgeneral Mete Sayar’dan da randevu alınmıştı.
Görüşmede, Tuğgeneral Sayar, belki de “Şırnak’ı kim bastı” tartışmasını sona erdirecek bir cümle söyledi:
“Ben burada güzel bir tablo yapmaya çalışıyorum. Bu tabloya küçük bir leke yapmaya kalkarlarsa o tabloyu Şırnaklıların başına geçiririm. Nitekim geçirdim de…”
Aziz Nesin bu sözün altında kalmamıştı:
“Siz kentin girişine ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ yazmışsınız. Ben katıksız bir Türküm ama mutlu değilim. Bir Kürt nasıl mutlu olsun!”
1990’lı yılların ikinci yarısı biterken devlet vazgeçmişti bütün Kürtleri “dağ Türkü” yapmaktan! Artık Kürt’e Kürt denilebiliyordu.
Belki de “Kürt sorunu” açısından 90’lı yılların en belirgin karekteristiklerin biri buydu.
Ancak, Kürt’ün varlığını kabul etmek zorunda kalan anlayış bu kez de “Türk’ün gücünü Kürtlere gösterme” sevdasına düşmüştü!
‘KÜRT OLUŞUMU ASLA!’
Şu anda içinde yaşadığımız sürecin en belirgin karakteristiği de hâlâ daha, “Türk’ün gücünü göreceksiniz” kıvamında.
Devlet politikası olarak başlayan bu yaklaşım Kürtlerin yaşadığı bölgelerden Türkiye’nin batısına, güneyine, kuzeyine doğru yayılıyor.
En üst kademelerden aşağıya doğru uygulanan bu pratik artık halkın içine, mahalle aralarına kadar bir “Kürt düşmanlığı” olarak nüfuz ediyor.
Resmi “Kürt karşıtlığı”, sivil hayatın bir parçası olarak yaygınlaştıkça bu ülke geri dönüşü zor bir gerilim ve çatışma ortamına doğru yol alıyor.
Sakın ola ki, “Kürtler bizim kardeşimizdir. Biz PKK’ye, teröre karşıyız” demeyin. Bu, “Kürt karşıtlığını” gizlemek için takılmış bir maskedir.
Bu politika zaten sadece Türkiye ile de sınırlı değil. Irak’tan Suriye’ye kadar geniş bir coğrafyaya yayılmış durumda.
Bu tutumu ustalıkla gizlemeye çalışsalar da, zaman zaman iktidar sözcüleri ağızlarından kaçırıp gerçek niyetlerini “faş” ediyorlar.
Örneğin 22 Ağustos 2016’da yapılan Bakanlar Kurulu toplantısından sonra açıklama yapıyor Başbakan Binali Yıldırım:
“Türkiye’nin güneyinde bir Kürt oluşumu meydana getirmek, bu asla Türkiye olarak bizim kabul edebileceğimiz birşey değildir. Komşu ülke olarak Türkiye, yakından ilgili İran başta olmak üzere Rusya, Amerika, hatta bazı körfez ülkeleri de Suudi Arabistan’ın da rol alacağı bir modelle artık daha fazla zaman kaybetmeden Suriye’de yeni bir sayfanın açılması hayati öneme sahip.”
Yani, İran olur, Amerika olur, Rusya olur, hatta Körfez ülkeleri de, Suudi Arabistan da olur ama asla Kürtler olmaz…
Dil sürçmesi olamaz, çünkü Başbakan Yıldırım iki gün sonra ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden görüşmesi sonrası da aynı “dil sürçmesi”ni yaşıyor:
“Güney sınırımızda yeni bir Kürt oluşumu kabul etmiyoruz.”
Oysa Başbakan Yıldırım’ın bu ayın başında gittiği Diyarbakır’da dili hiç “sürçmüyor”du!
“Bizim dünyanın hiçbir yerinde Kürtlere karşı mücadelemiz yok, aksini söyleyen Diyarbakır meydanına gelsin!”
Aslında bugünkü Suriye ile ilgili yapılan “Kürt oluşumu” 1990’lı ve 2000’li yıllar boyunca Irak’ta kurulan Kürdistan Özerk Bölgesi için de yapılmıştı. Devleti yönetenler “Kuzey Irak’ta bir oluşuma izin vermeyiz” diyorlardı.
Devletin bu tavrı AKP iktidara geldikten sonra da sürdü. 6 Haziran 2007’de Kanal 24’te canlı yayına çıkan dönemin başbakanı Erdoğan, “Bizim muhatabımız oradaki Kürt liderler değildir” görüşündeydi:
“Bizim muhatabımız Irak’ın Merkezi Hükümetidir. Ben Merkezi Hükümetin Cumhurbaşkanıyla da görüştüm, Başbakanıyla da görüştüm. Bunun dışındaki bir kabile reisi ile ben görüşemem.”
Bugün AKP iktidarının “Kuzey Irak’taki Kürt oluşumu”nun başındaki Barzani ile “can ciğer kuzu sarması” olması hayli uzun sürmüştü. Şimdi aynı durum yıllar sonra Suriye üzerinden yaşanıyor.
KÜRT DÜĞÜNÜNE POLİS MÜDAHALESİ
Elbette Suriye’de yaşanan bu “Kürt gerilimi” ülke içinde, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olan Kürtlerle de yaşanıyor. Bu çatışmalı süreç ülkenin dört bir yanında ilçelere, sokaklara da yansımaya başlıyor.
Daha yeni biten bayram arefesinde Sinop’un Durağan ilçesinde yaşananlara bakın…
Basit bir alacak meselesinden başlayan tartışma bir linç girişimine, bir Türk-Kürt çatışmasına dönüşüyor.
Bölgede, çoğu yüz yıllar önce göçmüş 30 bine yakın Kürt’ün yaşadığı tahmin ediliyor.
Merkez medyanın sıradan bir olay gibi göstermeye çalıştığı olaylarla ilgili sosyal medyaya düşen görüntüler ciddi bir linç girişimini, Kürtlere dönük saldırıyı gözler önüne seriyor.
16 yaşında bir çocuğun yaşamını yitirdiği, 14 kişinin yaralandığı, ev ve işyerlerinin tahrip edildiği, üç Kürt muhtarın görevden alındığı, sokağa çıkma yasağı ilan edildiği olaylarla ilgili ortaya çıkan görüntüler gelecekte Türkiye’nin başka bölgelerine yayılma eğilimi taşıyan çatışmanın vahim bir habercisi.
Görüntüde yüksekçe bir yere çıkmış komutan var. Irkçı göstericiler “Komutanım bunları Durağan’a sokmamaya gücünüz yetiyor mu? Eğer bunlar girerse silahlanıyoruz. Haberiniz olsun. Bu bayrağın altında PKK sempatizanlarına bu sloganları arttırmayız biz” diye bağırıyor. Başka bir görüntüde, “Buraşı Şırnak, Cizre değil, burası Durağan. İstemiyoruz” diyorlar.
Görüntülere atılan sloganlar da yansıyor:
“Her Şey Vatan İçin”, “Bu Gelen Türk’ün Ayak Sesleri”, “Buralar Bizimdir, Bizim Kalacak”, “Allah-u Ekber”, “Ne Mutlu Türk’üm Diyene”.
JİNHA’dan Sibel Yükler’in bu haberinde yer alan ayrıntıları uzun bayram tatili boyunca; yandaş medyada, biat etmiş merkez medyada göremediniz elbette.
Bu Türkiye’nin kuzeyinde yaşanan bir olaydı. Mersin’de önceki gün, yani Türkiye’nin güneyindeki bir habere de bakalım. Bu haber Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi’nde “Kürtçe şarkılardan rahatsız olan polisler düğün evine saldırdı” başlığıyla çıktı önceki gün:
“Mersin’in Toroslar ilçesine bağlı Demirtaş Mahallesi’nde dün gece yapılan bir sokak düğününe polis saldırdı. Yeni evlenen Kürt bir çiftin düğüne katılan davetlilerin yöresel kıyafetler giymesinden ve düğün esnasında Kürtçe şarkılar çalınmasından rahatsız olan polisler, düğünün yapıldığı sokağa gelerek düğüne katılanlara saldırdı. Damadın babası Maruf Dündar, o anları şu sözlerle anlattı: Düğün alanına gelen polisler, Kürtçe şarkılar çalınmayacağını ve geleneksel kıyafet giyen davetlilerin ise emniyete götürüleceğini söyledi. Davetlileri kendilerine teslim etmeyeceğimi söylemem üzerine ise polisler biber gazı ve silahlarla düğünü dağıttı.”
BÜTÜN KÜRTLER HEDEFTE
Büyük bir çatışma sürecinden geçiyor Türkiye. Ana nedeni de “Kürt sorunu”.
Bir yıla yakın süredir Kürt kentleri bombalandı, yıkıldı, yüzlerce insan yaşamını yitirdi.
Kürtlerin kazandığı belediyelerden 24’üne kaymakamlar, vali yardımcıları kayyum olarak atandı.
Zaten bugüne kadar da seçilen Kürt belediye başkanları, meclis üyeleri, görevden alınmış, bir kısmı tutuklanmış, bir kısmı ağır cezalara çarptırılmıştı.
TBMM’de dokunulmazlıkları kaldırılan HDP’li vekillere savcılıklar ifade vermeleri için çağrı üzerine çağrı yapıyor. Yandaş kalemler, “Bazı HDP’li vekiller tutuklanacak” diye yazıyor. Bölgeden seçilen Kürt milletvekillerinin çok büyük bölümü tutuklanmak tehlikesiyle karşı karşıya.
Kürtlerin kurduğu partilerin genel başkanları, merkez yöneticileri; il, ilçe başkanları, yerel Kürt siyasetçiler gözaltına alınıyor, tutuklanıyor.
Son olarak 11 binden fazla öğretmen görevden alındı. İşin ilginci bu operasyon da ağırlıklı olarak Kürtlere yönelik. Çünkü görevden alınan eğitim emekçilerinin büyük bölümü KESK’e bağlı Eğitim-Sen üyesi. Büyük bölümü Kürt. Aleviler, devrimci demokrat öğretmenler de var içlerinde. Görevden alınan öğretmenlerin büyük bölümü Kürtlerin yaşadığı kentlerden; Diyarbakır, Dersim, Mardin, Batman, Van, Adıyaman, Şanlıurfa, Bitlis, Elazığ, Iğdır, Gaziantep….
Dün başlayan yeni ders yılında öğretmensiz kalan lise öğrencileri Diyarbakır’da, “Öğretmenimi istiyorum” diye gösteri yaptıkları için yaka paça gözaltına alınıyordu. Üzerlerinde “Öğretmenime dokunma” yazan tişörtler giyen öğretmenler gözaltına alınıyordu.
Yakılıp yıkılan Kürt kentleri, yaşamını yitiren yüzlerce insan, tutuklanma tehlikesiyle karşı karşıya olan Kürt milletvekilleri; kaymakamların, valilerin kayyum olarak atandığı Kürt belediyeleri, görevden alınan ve çok büyük bölümü Kürt olan eğitim emekçileri, gelecekte daha da ağırlaşacak toplumsal çatışmanın vahim habercisi.
Bütün bu yaşananlar “Kürtler yoktur” cumhuriyetinden “Kürt olmak suçtur” devletine doğru koşar adım gidişin vahim işaretleri.
Büyük usta Aziz Nesin’in 1992 yılında Şırnak Komutanı Tuğgeneral Mete Sayar’a verdiği yanıt belli ki yaşadığımız bu süreci de en anlaşılır biçimde açıkladığı için bir kez daha aktaralım:
“Siz kentin girişine ‘Ne Mutlu Türküm Diyene’ yazmışsınız. Ben katıksız bir Türküm ama mutlu değilim. Bir Kürt nasıl mutlu olsun!”
—————————————————————————-
NOT: Sayın Fahir Yumuk, 16 Ağustos 2016’da bu köşede yayınlanan yazımla ilgili bir düzeltme göndermiş. Yumuk’un düzeltme talebi şöyle:
“Yazının sonunda, ’20 Temmuz 2015’te Suruç’ta IŞİD çeteleri Kobane’ye gitmek üzere olan sosyalist gençlerin içinde canlı bomba patlatıyor, HDP bileşenlerinden olan 30’dan fazla genç yaşamını yitiriyor’ gibi bir ifade kullanmışsınız. Şunu belirtmeliyim ki Kobane’ye gitmek üzere yola çıkan arkadaşlarımızın hepsi sosyalist değildi. Suruç katliamında yitirdiğimiz Alper Sapan, Evrim Deniz Erol, Medali Barutçu, Serhat Devrim, Vatan Budak isimli arkadaşlarımız anarşistlerdi ve onlar dışında patlamadan yaralı olarak kurtulan anarşist yoldaşlarımız vardı. Ayrıca hiçbiri HDP bileşeni olan kurumlardan da değillerdi.”
Düzeltir, Suruç’ta yaşamını yitiren anarşist ve sosyalist gençlerin anısı önünde saygıyla eğilirim.
C.B.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları




























































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2023
17.03.2023
1.01.2023
17.11.2022
9.09.2022
10.07.2021
26.06.2021
22.06.2021
8.06.2021
4.06.2021