Cemil KOÇAK
CHP-MSP koalisyonu ümit dolu bir başlangıçtı diye hatırlıyorum; ancak sonraki yıllarda ayrışmalar kaçınılmaz oldu. Ben Almanya’dan 1975 yılının yaz sonunda döndüğümde koalisyon bozulmuştu bile.

CHP-MSP koalisyonu döneminde Almanya’da idim. Ama babam; gelişmeleri izlemem için bana Türkiye’den gazeteleri her hafta tomar tomar posta ile iletiyordu. Hükûmet içi tartışmalar, kısa sürede göz ardı edilemeyecek hâle gelmişti bile…
Sıkıntılar; sıkıntılar…
İlk ciddî anlaşmazlık konusu; af meselesi idi. Aslında hükûmet protokolünde; 12 Mart döneminde mahkûm olmuş olanlar dahil bir genel af çıkarılması benimsenmişti. Hatta hükûmet programında da bu talep açıklanmıştı. Lâkin MSP içindeki bazı milletvekilleri, bu girişimden memnun kalmadılar. Af yasası Meclise geldiğinde, kimi MSP milletvekilleri, TCK’nın 141 ve 142. maddelerinden dolayı mahkûm olanları affetmek konusunda çekingen davrandılar. Bu maddeler, komünistleri cezalandırıyordu. Bu bakımdan af yasa tasarısının bu kısmına oy vermediler. Gerek koalisyon ve gerekse hükûmet protokülüne karşın bu davranış, CHP açısından sıkıntı yarattı.
Her ne kadar koalisyon sürse de, araya bir kere soğukluk ve güvensizlik girmişti. Anayasa Mahkemesi’nin af yasasının bu eşitliğe aykırı hususunu iptal ederek, diğer mahkûmların da affedilmesini sağlaması; hiç olmazsa kısa vadede bir miktar yatıştırıcı etkide bulundu.
Kıbrıs harekâtı
Kıbrıs’taki darbe; ardından başlayan harekât, bir anlamda koalisyonun kamuoyundaki prestijini artırdı ve millî birlik havasının oluşumuna katkıda bulundu. Ne var ki, Kıbrıs politikası, iki parti arasındaki bütün anlaşmazların üzerine adeta tuz biber ekti. Bülent Ecevit; Kıbrıs ‘başarısı’ndan yararlanarak, bir erken seçimde partisinin tek başına iktidara gelebileceğini hesap ederek, koalisyonun erken seçime gitmesi için adım atmaya başladı. Diğer yandan; MSP de, Kıbrıs’ın ‘başarısı’nı kendi hanesine yazdırmak için harekete geçmişti. O kadar ki, Kıbrıs adasının tamamının ‘alınması’ndan bile söz ediliyordu artık… Yaz ayları sona erdiğinde; ‘tarihsel hata’nın giderilmesi için kurulan hükûmetin, bizzat kendisinin bir ‘tarihsel hata’ olduğundan söz edenler birdenbire artmıştı!
Açık denize doğru
Ecevit, erken seçim istemişti; ama istemek yeterli değildi; çünkü CHP, tek başına Meclis’ten erken seçim kararı çıkaramazdı; nitekim çıkaramadı da... 18 Eylül 1974 tarihinde istifa eden Ecevit hükûmetinin yeri doldurulmaz değildi de ondan! CHP dışındaki partiler erken seçim önerisini reddettiler. Ecevit, yeniden hükûmeti kurmak için uğraştı; ama başaramadı. Yıl sonuna doğru; ki ben bu sırada Ankara’da SBF BYYO’ya (bugünkü İletişim Fakültesi) kayıt yaptırmış ve üniversite öğrencisi olarak eğitimime başlamıştım; eski CHP’lilerden Sadi Irmak, eski modelde bir partiler üstü hükûmet kurmak için girişimde bulundu ve bizim okul açılırken, 17 Kasım’da Irmak kabinesi de ilân edildi.
Ne var ki, bu çeşit bir ‘teknokratlar hükûmeti’, 12 Mart döneminin bir ürünüydü. Dönemin şartları tükendiğinden, yeni siyasal koşullarda bu türden bir hükûmetin ayakta kalması güçtü. Hattâ imkânsızdı. Nitekim Irmak kabinesi Meclis’ten güvenoyu alamadı ve düştü. Sadece 17 milletvekili hükûmete güvenmişti! Ama yeni hükûmet kuruluncaya kadar da görevinin başında kaldı!
Önce Irmak, bir daha hükûmet kurmayı denedi; ardından Ecevit, denemeyi bile reddetti. CHP-MSP hükûmetinin görevden ayrılmasından sonra aradan 200 günü aşkın süre geçmişti; ama ortada hâlâ bir hükûmet yoktu!
Milliyetçi cephe (MC) hükûmeti
Bu defa Demirel atağa geçti; DP’nin içinden kopmalarla birlikte; AP, MSP, MHP ve CGP arasında Meclis’te çoğunluk oluşturacak bir hükûmet modeli üzerinde anlaşmaya varıldı ve 1975 yılının Nisan ayında yeni hükûmet güven oyu aldı. MC hükûmeti ile birlikte bir süre önce başlamış olan sokak çatışmaları, silâhlı vuruşmalara dönüştü ve 12 Eylül sabahına kadar da artarak sürdü.
Koalisyon, 1977 yılında yapılan seçime kadar sürdü. Bu sırada yapılan ara seçimlerde CHP, oyunu % 43’e kadar yükseltmeyi başarırken; AP de, oy oranını % 41’e eriştirmeyi başardı. İki büyük partinin oy oranları neredeyse başa baş geliyordu.
Bu dönemde koalisyon ortakları arasında siyasal çekişme ve çatışmalar hiçbir zaman son bulmadı. Siyasal ve ekonomik kararlar, bu nedenle, son derece güçlükle ve genellikle de geç kalınmış olarak alınabildi ya da hiç alınamadı. Bürokrasiye atamalar bile partiler arasında aylar süren anlaşmazlıklara neden oluyor ve bu nedenle önemli atamalar ya gecikiyor ya da vekâleten idare ediliyordu. Hükûmetin bir zayıf noktası da, parlamentoda zayıf bir çoğunluğa dayanıyor olmasıydı. Güçlü CHP muhalefeti, hükûmeti pek çok kez köşeye sıkıştırıyordu.
Kısa bir süre sonra; Türkiye’de çok uzun zamandan beri pek görülmemiş ölçüde ekonomik sıkıntılar, gündelik hayatı etkilemeye başladı. Bir yandan, sokaktaki silâhlı çatışmalar; diğer yandan sosyal huzursuzluklar; ekonomik sorunların üzerine adeta tüy dikiyordu.
1977 seçimi ve kâbus yılları
5 Haziran 1977 seçimi, erkene alınmıştı. CHP, bu kez % 41 oy oranı ile yine birinci partiydi; 213 milletvekili çıkardı. AP, % 37 oy oranı ile 189; MSP, % 8,5 kadar oy oranı ile 24 ve MHP de 16 milletvekili kazanmıştı. Senato kısmî seçiminde ise, CHP’nin oy oranı % 42’yi geçmişti. Seçime katılma oranı çok yüksekti.
Ancak CHP az bir farkla yine parlamentoda çoğunluğu sağlayamamıştı. Seçim, tek parti iktidarı açısından adeta son ümit sayılırdı. Seçmenlerin önemli bir kısmı, bir kez daha Ecevit’i denemeye karar vermişti. Ecevit’in üzerinde hükûmeti kurması için ezici bir baskı vardı. Ne var ki, siyaset ile matematik örtüşmüyordu.
Ecevit, hükûmeti kurmak için bir deneme yaptı; CHP-AP koalisyon hükûmeti için de bir talep olduğu görülüyordu. Ne var ki, partiler arasındaki siyasal ve ideolojik ayrışma, son yıllarda daha da derinleşmişti. Partiler birbirinden kopmakla kalmamış; fakat bunun yanında partilerin seçmen kitleleri de birbirinden ideolojik bakımdan uzaklaşmıştı. Aradaki derin engellerin aşılması güçtü; belki de imkânsızdı.
Ecevit’in azınlık hükûmeti
Ecevit, eksik kalan on üç milletvekilini bulamadan bir azınlık hükûmeti kurdu. Oysa, karşısında yer alan diğer sağ kanat partiler, böyle bir hükûmeti desteklemeyeceklerini zaten ilân etmişlerdi. Bu zorlama bir girişimdi aslında; sonuç alma şansı da hemen hemen hiç yoktu. Nitekim Ecevit hükûmetine güven oyu verilmedi ve kabine düştü. Ecevit’in başbakanlığı ancak iki hafta sürebilmişti! Bunu üzerine Ecevit, istifa etti ve bir tarafsız başbakanın liderliğinde CHP-AP hükumeti önerdi. Öneri makul sayılabilirdi; fakat çok geç kalmıştı. Çünkü, sağ kanat partiler arasında bir koalisyon hükûmeti için anlaşmaya varılmıştı bile…
Yeniden MC hükûmeti
Demirel’in başbakanlığında AP, MSP, MHP koalisyon hükûmeti kurulduğunda; tarih, 1 Ağustos 1977 idi. Bu kez ikinci ayın sonunda bir hükûmet formülü bulunmuştu. Ama muhalefet de güçlüydü; aynı yılın sonlarında yapılan yerel seçimlerde CHP’nin oy oranı % 42 idi ve 42 ilde de belediye başkanlığını kazanmıştı! CHP’nin seçmen tabanında güçlenmesi, genel siyasal ortamı da etkiledi. Aynı sırada AP içinden on bir milletvekili partilerinden ayrıldılar. 1977 yılının son günü MC hükûmeti düştü.
ECEVİT, HÜKÛMETİ KURUYOR
Hemen ardından yeni yılın ilk günlerinde Ecevit, AP’den ayrılan üyelerle birlikte CHP hükûmetini kurdu. Hükûmette fire olmaması için bütün bağımsız, yani AP’den ayrılan milletvekillerine bakanlık verilmişti! Hattâ, hükûmete DP ve CGP’den ayrılan üyeler bile alınmıştı! Elbette bu ‘yöntem’ çokça eleştirildi. Bir yandan, gerçek bir CHP hükûmetinin kolunun kanadının kırılarak kurulmuş olması, geleceğe yönelik ümitleri ortadan kaldırıyordu. En azından bazıları açısından… Kimileri için ise, bu türden ‘transferler’le kurulan bir kabinenin geleceği olamazdı.
Muhalefet ise, ‘pazarlıklar’la kurulan hükûmetin etik olmayan yönüne işaret ediyordu! Yeni hükûmetten ana beklenti; anarşinin önlenmesiydi; olmadı; hatta silâhlı eylemler daha da arttı. Yıl sonunda meydana gelen Maraş olayları, yüzün üzerinde ölümle sonuçlandığında, yeniden sıkıyönetim ilânı gündeme gelmişti bile… 1979 yılının kışında Abdi İpekçi’nin öldürülmesi, suikastların geldiği noktayı gösteriyordu. Çıkmaz bir sokağa girilmiş gibiydi.
Son AP iktidarı
1979 yılında yapılan ara seçimi CHP, büyük farkla kaybetti ve bunun üzerine Ecevit, hükûmetten ayrıldı. Yerine AP, azınlık hükûmeti kurdu. Yıl sonu gelmişti. Ordunun ‘uyarı mektubu’ basında yayınlandı. Azınlık hükûmeti, parlamentoyu çalıştıramıyordu. Dahası, Cumhurbaşkanı seçimi, aylar süren sonuçsuz oylamalara takılıp kalmıştı! Partiler arası kavga, sokaktaki kavgaya adeta eşlik ediyordu. 12 Eylül, perdeyi kapattı!
HAFTAYA: 90’LI YILLAR
Yazarlar
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları

























































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016