Cengiz AKTAR
Dört yıl önce bu aralar hop oturup hop kalkıyorduk. Bir asır evvel Ermenilerin maruz kaldığı kıyamı bir asırdır konuşamayan memlekette bu sessizlikten hicap duyan ve Ermenilerin acısını paylaşan otuz bir bin Türkiyeli kamusal alanda yüksek sesle özür dilemişti. Dört yıl, yaygın hafızasızlığı bilince çok kısa bir süre. Ama kötü hafızayla tanışmak, eskide olanları idrak etmek babında o vakitten bu yana gözle görülür yol alındığı kanaatindeyim. Tüyleri diken diken eden “soykırım” kelimesi bile normalleşti. Elbet hafıza çalışması imza kampanyasıyla başlamadı. Belge ve Aras kitabevleri, Agosgazetesi, Hrant’ın kendisi, 2005’teki Osmanlı Ermenileri konferansı, hafızasızlık duvarını çatlatan kilometre taşlarıydı. İmza çağrısıyla hafızaya davet kamusal bir boyut kazandı sanırım.
Nereden nereye gelindi. Çetelesini tutmak dahi çetin iş artık. Türkiye’de süregelen hafıza çalışmasını ağırlıklı olarak bireyler ve toplum üstlendi. Pek çok mütedeyyin ne mutlu ki artık ön saflarda. Siyasî irade, hep arkadan gelse ve devlet ile tabularına sahip çıkan reflekslerle cevap verse de bu çalışmayı artık kösteklemiyor. Hatta bazı nokta atışı girişimlerle destekliyor. Van Ahtamar Kilisesi’nin kamusal kaynaklarla restorasyonu simgesel bir katkıdır. Gasp edilmiş gayrımüslim vakıf mallarından bir kısmının iadesi de öyle. Yine de hafıza ve idrakın önündeki yol daha çok uzun.
Bilirsiniz politikacılar aşka geldiklerinde kardeşlik, et-kemik, can-ciğer edebiyatı yaparlar. Umumiyetle üslûp şöyledir: “Bu ülkede her bir etnik unsuru, ülkenin zenginliği olarak görüyorum. Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkesi, Abazası, Boşnağı, Arabı tüm unsurları bir elin parmakları gibi, et ile tırnak gibi görüyorum. Malazgirt’te omuz omuza çarpıştık. Kosova’da, Mohaç’ta, Sarıkamış’ta, Yemen’de, Çanakkale’de, Kurtuluş Savaşı’nda omuz omuza savaştık. Farklı etnik kökenden gelen insanlarımızın tümü canımız ciğerimizdir.”
Dinî aidiyet politikacının vatandaşlık tanımında temel aldığı unsurdur. Politikacı gönül rahatlığıyla Anadolu’nun yerleşik etnik unsurlarını ve sonradan gelenleri art arda sayar. Ama Müslüman’dan önce bu topraklarda yaşayan gayrımüslimi dışarıda tutar! Nitekim siz hiç bu “Türk, Kürt, Arap, Çerkes” grubunun ardından “Ermeni, Rum, Yahudi, Süryanî, Nasturî” dendiğini işittiniz mi? Hiç böyle bir ifade, bu çeşit bir tanım yoktur. Zira Türk ulusu içerik itibariyle İslâm diniyle şekillenir. Türk’ün otomatik olarak Müslüman olması da gayrımüslimi otomatik olarak Türk ulusunun dışında tutar. Cumhuriyet Türkiyesinde “makbul” ya da değil, herkes vatandaştır, gayrımüslimlerden gayri!
Fiiliyatta 1923’ten itibaren sayısız meslek, son dönem Osmanlıdaki uygulamaların aksine soyu Türk yani Müslüman olanlara tahsis edilir. Irkı Türk yani Müslüman olmayanların memur olmalarını engelleyen 1926 tarihli Memurin Kanunu 1965’te T.C. vatandaşlığını temel alarak değiştirildiğinde ise artık pek gayrımüslim kalmamıştır. Bu ayrımcı uygulamaların üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen gayrımüslimlerin lâyıkıyla vatandaş kategorisine dâhil oldukları söylenemez. “Türkiyetürklerindir” gastesinin 2009’da Avrupa Birliği Genel Sekreterliği memur sınavını kazanan bir Ermeni vatandaşımızı güya habercilik adına nasıl sürmanşetten afişe ettiğini hatırlamak kâfi.
Şimdi yüz yıl geriye gidelim. Uluslaşmanın tahribatının farkında olan bir âkil adam, Ahmet Mithat Efendi II. Meşrutiyet’in ilanından iki ay kadar sonra, gazetesi Tercüman-ı Hakikat’in 17 Eylül 1908 sayısında bakın ne yazmış. Alıntı Fazıl Gökçek’in Osmanlı Kapısında Büyümek - Ahmet Mithat Efendi’nin Hikâye ve Romanlarında Gayrimüslim Osmanlılar kitabından.
“Hıristiyan vatandaşlarımız ile kardeşlik akdetmek bizi onlara esir etmek değil, bu esareti tertip eden hilelerden kurtarmak demektir. Fakat bu siyasi cihetleri bir tarafa bırakalım da şu Hıristiyanlarla kardeşlik demek ne demek olduğunu lisan hükmüyle güzelce bir düşünelim. (...) Düşünelim ki bir köyde, bir kasabada, bir şehirde Hıristiyanlar ile kapı bir komşuyuz. Doğan güneş cümlemizi tenvir ve ihya ediyor. Yağan yağmur mahsulât-ı arziyesiyle cümlemizi besliyor. Yangın gibi, zelzele gibi bir afet cümlemize isabet ediyor. Hatta mine’l-kadim duygularımıza girmiş olduğu vecihle birimizin düğünü diğerimizi de neşelendiriyor. Birimizin hastası, cenazesi diğerimizi de kahırlandırıyor. Elhasıl maişet-i medeniyece birbirimizin ortağı sayılıyoruz. Bu kadar cihat-ı camia aramızda bir ‘kardeşlik’ hâsıl eder de buna ‘öz kardeşlik’ ve ‘din kardeşliği’ diyemeyeceğimize mukabil ‘vatan kardeşliği’ der isek kıyamet mi kopar?”
Dedim ya yol daha çok uzun.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.01.2022
18.05.2021
10.05.2021
24.04.2021
24.03.2021
23.02.2021
20.01.2021
12.01.2021
28.12.2020
22.12.2020