Cihan AKTAŞ
“Arap Baharı” bütün dünyada mevcut Arap algısı üzerinde bir şok etkisi yaptı, buna akademik çalışmalar, şarkiyat araştırmaları dâhil. Demek ki tipik Arap, iyi bilindiği sanılan ezilmeye müstahak kişiden bir hayli farklıymış. Öyleyse iyi bildiğimizi sandığımız daha nice veri ve tanım pekâlâ bir yanılgı üzerinden fikir üretmemizi etkilemeye devam ediyor olabilir.
Zachary Lockman, www.dunyabulteni.net’ten Selim Karlıtekin’in kendisiyle yaptığı söyleşide, bu bağlamda ilginç tesbitlerde bulunuyor. Yenilerde Hangi Ortadoğu? isimli bir çalışması yayımlanan, alanında toplumsal tarihçiliğin öncüsü sayılan Lockman çalışmalarını halen New York Üniversitesi’nde sürdürüyor. Joel Beinin’le birlikte yazdığı Nil Nehrinde İşçiler isimli kitabını, elitlerin tarihinin ötesine geçme kaygısının bir ürünü olarak tarif ediyor Lockman.
Şaka yollu, “kolaylaştırılmış Edward Said” olarak nitelendirdiği yeni kitabında cevabını aradığı soru ise şu Lockman’in: “Neden bazı bilgi biçimleri vücut bulup yeniden üretiliyor ve de güçlü hâle geliyor da başkaları değil?”
Kitabın sorunsallaştırdığı gündemlerde ağırlığını koruyan bir kavram, “medeniyet”.
Bloklar hâlinde oluşturulmuş, indirgemeci bakış açısıyla medeniyet algısı giderek oksidentalizme evriliyor, Lockman’a göre. Tek bir blok hâlindeki Doğu, tek bir blok hâlindeki Batı’yı oluşturdu.“Medeniyetler Çatışması” ifadesinin mucidi Bernard Lewis’le birlikte kavram Bin Ladin figürü üzerinden keskin bir “biz-onlar” şeklinde bir ayrımla konuşulmaya başlandı.
Bu ayrımın keskinleştirdiği bir eğilim, ayrıntıların bağlamını önemsizleştiren, bireysel renklere kör olmayı getiren kitlesel görme biçimi.
Lockman, bu görme biçiminin dışına taşan Ortadoğu çalışmalarının ülkesinde sağcı siyasetçiler tarafından ciddi bir saldırıya uğradığını belirtiyor. Akademi çalışmalarına verilen maddi destek azalırken bunun yerini düşünce kuruluşları ve medya uzmanlarının alması, “yönlendirilebilir bilgi”akışının güçlenmesi anlamına geliyor.
Söyleşinin dikkat çekici bir bölümü, “feminist araştırmaları” üzerine. Feminist araştırmaların Müslüman kadına dönük perspektifinin dünden bugüne bir değişim geçirdiğinden söz edilebilir mi?
Bir zamanların Müslüman kadın, tesettür ve benzeri konularda hâkim klişeleri son derece kökleşmiş hâliyle, geri kalmış bir Ortadoğu çalışmaları anlamına geliyordu Lockman’e göre. 1980’lerde başlayan feminist yönelim hızla ivme kazanırken alanı dönüştürmeye başladı. Bu dönüştürmenin bir sonucu, toplumsal cinsiyetin tıpkı sınıf kavramında olduğu gibi merkezî bir kategoriye yükselmesi.
İslam ve kadın arasındaki ilişki, feminist araştırmalarla çoğulcu bir açılım sunmaya başlamıştı. Ancak görünen o ki oryantalist metinlerden seçilen Müslüman kadım imgesinin tek gerçeklik olarak dolaşımda kalması konusunda yetersiz kalıyor, çoğulcu çalışmaların sunduğu analizler. Niye böyle oluyor? Çünkü aynı metinler pekâlâ siyasi manipülasyonlar için kullanılabilecek işaretlerle okunabiliyor. Bu seçmeci okuma biçimi nedeniyle de İran’da kadın, üniversitelerde yüzde 65’e ulaşan kız öğrenci oranına karşılıkTahran’da Lolita Okumak kitabının sunduğu atmosferin ötesinde bir gerçekliğe ulaşamıyor. (Tabii İran’daki başörtüsü mecburiyeti bu okuma biçimini kolaylaştırıyor. Ancak pek çok ülkede süren başörtüsüne kamusal yasağın tersi bir uyarıyı sağladığı da söylenemez.)
Afganistan’ın işgali sırasında feminist araştırmaların çeşitliliği sadece burkaya indirgenmişti. İranlı sosyolog Roksana Behramitaş, feminizmin Beyaz Batılı Kadın seçkinciliğinin vardığı nihai nokta olarak “oryantalist feminizm” kavramını öne sürüyordu bu indirgeme karşısında. ABD’nin Afganistan’a müdahalesi sözkonusu değilken, dünyanın ve ABD’nin gündeminde bir “Afgan kadın”problemi yoktu. Afganistan’ın işgalinden sonra Afgan kadınların konumunda pek bir değişme gerçekleşmediği hâlde, “sorun” anılmaya değmez bulunan bir seviyeye gönderildi.
Behramitaş gibi Lockman de 11 Eylül’e doğru ABD işgali için dayanak teşkil eden türde feminist metinlerin çoktandır Batı’nın Müslüman kadına karşı güç kullanımının bir parçası hâline geldiğini dile getiriyor.
ABD işgalini meşrulaştırmada dolaşıma sokulmuş burkalı kadın imgelerinin rolü bu gün daha rahat konuşuluyor. Ama bir taraftan da akademik klişeler hâlâ baskısını sürdürüyor. New York Üniversitesi’nin Ahu Dhabi kampusunda okul yönetimi Arap Emirlikleri’ndeki kadınları özgürleştirme misyonu biçiyor kendine. Bunun klasik oryantalizmin çalışma tarzından ne farkı var?
Lockman üniversitelerde yanlış olduğu genellikle bilinse de, toplumsal planda benzeri Müslüman kadın imajların hâlâ yaygın olduğunun altını çiziyor. Üniversitelerin topluma sınırlı etkisinin yanı sıra Amerikan kültürüyle kamusal yaşamında çok güçlü olan entelektüel karşıtlığı, bunun sebebi.
İşte böylesine sorunlar üreten Avrupa-merkezci tarih görüşünün zayıflayıp yerine başka bir paradigmanın gelmesi için alınması gereken uzun yoldan söz ediyor Lockman. Önemli başlangıçlara rağmen birkaç nesil sürecek bir çaba istiyor bu değişim.
twitter.com/chn_aktas
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.03.2021
9.08.2019
16.01.2019
4.02.2018
28.08.2018
15.08.2018
28.07.2018
19.07.2018
21.10.2017
21.09.2016