Enver SEZGİN
Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın 22 Ekim 1993 tarihinde gittiği Lice’de alnından yediği tek kurşunla öldürülür. Resmî kayıtlara “PKK ile çatışmada şehit düşen en yüksek rütbeli asker” olarak geçer. Oysa daha sonra yakalanan Yüksekova Çetesi üyelerinden birinin ifadesi olayda JİTEM parmağı olduğunu işaret eder.
Aydın’ın öldürülmesinden sonra Lice abluka altına alınır. Onlarca sivil öldürülür. Dört yüz yirmi ev ve iki yüz yirmi işyeri ateşe verilir. Şehir yerle bir edilir. Dönemin CHP Genel Başkanı Deniz Baykal bir başçavuş tarafından ilçe girişinde geri çevrilir. Lice otuz yıl devam eden çatışmalardan en çok etkilenen ve bu işin çilesini çeken yerleşim birimlerinden biridir.
Hassas bir yöre anlayacağınız.
Ve bu yörede çile devam ediyor.
İlçeye bağlı Kayacık Jandarma Karakolu’nun yeni binasının yapımını protesto eden gruba ateş edilmiş ve bu ateş sonucunda bir genç hayatını kaybetmiştir. Sebep ne olursa olsun bu olayın başta Lice olmak üzere tüm bölgeyi olumsuz bir biçimde etkilememesi mümkün değildir. Diyarbakır Borusu Başkanı Tahir Elçi, jandarmanın “gereksiz, ölçüsüz ve keyfî bir şiddet kullandığını” ifade etmiştir.
Esasen böyle bir olayın olacağı çok önceden belliydi. Daha önce Van, Şırnak, Hakkâri ve Tunceli’de de benzeri eylemler yapılmış ve herhangi önemli bir olay olmadan sonuçlanmıştı. Ama bunun böyle sürmeyeceği ve bir yerlerde istenmeyen sonuçlarla karşılaşacağımız apaçık ortadaydı. Tehlike geliyorum dedi ve olan oldu. Buna rağmen gerekli önlemler alınmadı.
Şimdi, göstericilere “ölçüsüz” bir biçimde müdahale edilmesini sağlayan ve bir insanın ölümüne sebep olan görevliler hakkında soruşturma açmak, sorumluların yargı önüne çıkmalarını sağlamak hükümetin boynunun borcudur.
Evet, bu hadise çözüm sürecine zarar vermiştir. Ancak sadece buradan yola çıkarak sürecin akamete uğradığını ileri sürmek doğru olmasa gerek.
Benzeri şekilde, Gezi Parkı olaylarının patlak vermesinden hemen sonra çözüm sürecinin sona erdiğini ileri süren görüşler ortaya atılmış ve artık süreci ileri götürmenin mümkün olmadığı iddia edilmişti.
Gezi Parkı gösterileri sırasında polisin aşırı güç kullanımı, Başbakan’ın sert söylemleri barış atmosferine zarar vermiş olabilir, ancak Barış ve Çözüm Süreci’nin bir dinamiği vardır ve bu dinamik esas itibariyle gücünü bizzat halkın ihtiyaçlarından ve (yine halktaki) çözüm iradesinden almaktadır.
Gezi Parkı olaylarından sonra Abdullah Öcalan’ın sürecin büyük zarar gördüğü yönünde bir açıklama yapacağını bekleyenler az değildi. Lakin öyle olmadı.
Öcalan yaptığı açıklamada; “Bazı güçlerin engellemelerine rağmen süreci ilerletmekte kararlıyım. Ve başarılı olacağımıza inanıyorum,” diyerek kimi beklentileri boşa çıkarmış oldu.
Elbette Lice’de meydana gelen üzücü olay barış yürüyüşüne zarar vermiştir. Üstelik gerekli önlemler alınmadığı takdirde benzer olayların olması ihtimal dâhilindedir.
İşin bu aşamasından sonra hükümetin alacağı tutum, atacağı adımlar belirleyici olacaktır. Belirttiğim gibi olayın gerçek nedenini ve suçluları ortaya çıkarmak çok önemlidir.
Ama yetmez.
Özellikle sınır boylarında bulunmayan karakolların yapımına en azından bir süreliğine ara verilebilir diye düşünüyorum.
Öte yandan ‘koruculuk sistemi’nin geleceği ile ilgili belirsizliğin sürmesi Kürt halkında var olan birtakım endişelerin artmasına neden olmaktadır. Dahası, örneğin Van’da 960 kişinin korucu kadrosuna alınması sürece zarar vermekten başka hiçbir işe yaramamaktadır.
Olan olmuştur.
Şimdi yapmamız gereken, Lice olayının yarattığı olumsuz havayı dağıtmak ve çözüm yolunda ilerlemeyi sağlamak olmalıdır. Şahsen BDP yönetiminin bu olay karşısında takındığı sorumlu tutumun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Olaydan hemen sonra Selahattin Demirtaş’ın, “Bütün halkımıza ve herkese dikkatli olmalarını, provokasyonlara karşı duyarlı olmaları çağrısı yapıyorum” demesi, (a) tansiyonun daha fazla artmasına engel olduğu gibi; (b) bizlere birtakım olumsuzluklara rağmen bu partide sağduyunun egemen olduğunu da göstermiştir.
Çekilme süreci ile ilgili tartışmalara gelecek olursak:
PKK güçlerinin kaçta kaçının sınır dışına çıktığı yönündeki tartışmalar gereksiz bir güvensizlik ve kötümserlik ortamını körüklüyor. Kendi adıma bu tartışmaların faydasız olduğunu düşünüyorum. Esas olan çekilmenin devam edip etmediğidir. Bu bağlamda hükümet, demokratik adımlar atmak için son silahlı unsurun sınır dışına çıkmasını beklemek zorunda değildir. Bir kere “Demokratik Reformlar” halkın ihtiyaç duyduğu ve herhangi bir koşula bağlı olmaksızın atılması gereken adımlardır. Ayrıca eğer var olan ve pek de güçlü olmayan güven ortamının güçlenmesine yardımcı olacaksa bir an önce harekete geçmenin ne gibi bir zararı olabilir ki?!
Lice’ de meydana gelen olaylar bize bir kez daha Barış ve Çözüm Süreci’nin o kadar kolay devam etmeyeceğini göstermiştir.
Zor olan barış yapmak değildir; asıl zorluk, barışın önündeki engelleri ortadan kaldırmakta yatıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015