Etyen MAHÇUPYAN
Anayasa sürecinin ilk dönemi doğal miadını doldurur ve seçim dönemine yaklaşılırken, AKP yeni bir stratejiyi hayata geçirmeye niyetli gibi görünüyor.
Geçen hafta içinde Arınç art arda iki açıklama ile sanki son derece doğal bir durumdan bahsediyormuşçasına ezber bozdu ve yeni bir konuşma hattının temelini attı. Arınç'ın demeçlerinin iki unsuru vardı: Birincisi Kürt meselesinde insani bir duyarlılığı, normalleşmeyi mümkün kılacak psikolojik zeminin oluşturulması için bir çıkış noktası oluşturmak, ikincisi ise Kürt meselesi bağlamında şu an yürürlükte olan ve meşruiyet zaafı içeren yasal düzenlemenin değiştirilmesine yönelik bir imkân üretmek. Bu iki unsur birlikte ele alındığında hükümetin BDP'ye yönelik bir ‘davette' bulunduğunu söylemek mümkün. Nitekim demeçlerinden birinde Arınç, BDP'nin atabileceği muhtemel adımı da zikretmekten çekinmedi. Önce işin psikolojik zeminine bakalım. Kürt kimliğinin hakkaniyet içerisinde ele alınmasını engelleyen en önemli öğelerden biri Kürt olmayanların zihninde ‘Kürt' kavramının halen sıkıntı yaratmakta olması. Kürtler bu coğrafyanın doğal parçası ve üzerinde inşa edilecek olan her türlü idari sistemin eşit paydaşı olarak görülmüyor. ‘Türklerin' zihninde Kürt kimliği yüzeye çıkarılmayan bir pasif ırkçılık malzemesi olarak yaşatılıyor. PKK'nın eylemleri ise bu tepkisel duyguyu yüzeye çekerek bir nefret siyasetine dönüştürüyor. Dolayısıyla AKP için söz konusu duyguyu yok saymak mümkün değil. Buradan çıkış, Kürtleri ‘Türk zihninde' yeniden insanileştirmekle mümkün.
Arınç da bunu yaptı… Tek bir Kürt gazetecisinin bile yazdıklarından ötürü hapiste olmasından üzüntü duyduğunu belirtti. BDP'li bir milletvekilinin gençliğinde yaşadıklarını öğrendiğinde onun niçin bugün saldırgan bir tavır sergilediğini anladığını, onun yerinde olsa belki kendisinin de dağa çıkmayı düşünebileceğini söyledi. Öcalan'ın sıradan namazında niyazında bir gençken şiddete doğru kaymasının ardında MİT'in olabileceğini vurgulamakla kalmayıp şöyle devam etti: “Kürtlüğü inkar ederseniz, senin dilin yoktur derseniz, var diyenlere de cezaevi yolunu gösterirseniz bu işin çözümü olmaz.” Buradan hareketle ‘Kürt sorunu yoktur' dendiğinde, AKP'nin ‘benim kafamda Kürt kimliği ile ilgili sorun yok' demek istediğini beyan etmiş oldu.
Bu psikolojik adımın ne denli değerli olduğunu anlatmaya gerek yok. Ancak görünen o ki hükümetin aradığı yeni dil sadece duygusal bir zemin oluşturmakla sınırlı değil. Arınç'ın hedefi Terörle Mücadele Kanunu'ydu ve mesajı üç aşamadan oluşmaktaydı: 1) “Terörün can yaktığı, şehit cenazelerinin geldiği, ağıtların olduğu bir Türkiye'de” TMK'yı değiştirmek AKP için hiç kolay değildir. 2) Yine de propagandanın yorumlandığı 6. ve 7. maddelerde değişiklik yaparak şiddeti teşvik etmeyen söz ve yazının suç olmaktan çıkarılmasını sağlamak üzere bir değişikliği 4. Yargı Paketi'nde düzenleyeceğiz. 3) “Diğer maddelerde güçlü bir talep olmadıkça” bizim inisiyatif almamız mümkün olmaz, ama ‘terör örgütünün doğrudan mensubu olmasa bile yaptığı faaliyetlerle örgüte destek olmak gibi' aslında kabulü zor maddelerin, hatta bizzat TMK'nın kaldırılması için BDP teklif getirebilir. Arınç, böyle bir teklifin gelmesi durumunda AKP'nin bunu kabul edeceğini söylemiyor. Ancak bu teklifin yaratacağı tartışma ortamı daha özgürlükçü bir bakışa zemin oluşturursa, o yönde adım atılabileceğinin işaretini veriyor. Kısacası Arınç'ın ağzından AKP'nin topluma iki mesajı hâlâ şu: 1) Demokrat değilim, ama demokratikleşmeye hazırım! 2) Risk almak istemiyorum ama sorumluluğu paylaşmaya hazırım!
Dolayısıyla artık muhalefetin ve özellikle Kürt siyasetinin daha gerçekçi bir noktaya gelmesi lazım... AKP yönetmeye devam edecek ve bu oyu aldığı sürece değişmesi de gerekmeyecek. Ama eğer muhalefet değişirse AKP'nin değişmeden kalması mümkün olmaz. BDP'nin bu davete uyması lazım. Haklı ve dolayısıyla talepkâr olan tarafın önüne siyaset imkânı çıktığında kullanmazsa, güçlü olanı hakkaniyetli davranmadığı için suçlamanın içi boşalır.
Not: Hilal Kaplan'a yapılan saldırıya www.habervaktimdenberiyiz.com sitesinde bazı Müslümanların cevabı var. Ahlakı önemseyen herkese bir davet…
Yazarlar
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA“Masada Milyonlar Var” 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023