Etyen MAHÇUPYAN
Uzunca bir süredir ‘yeni anayasa’ yapacağımız fikrini zihnimizde yaşatıyoruz. Aydınlarımız bu vesile ile bir kez daha Türkiye’yi en çağdaş ve demokratik seviyeye getirme önerileri sunuyorlar.
Çıtanın orta bir yerlerde durması kimseyi tatmin etmiyor, bütün reformların bir anda ve tam da şu anda yapılması isteniyor. Diğer taraftan konu açıldığında bu toplumun ilk kez kendi anayasasını yapmaya niyetlendiğini, aslında bir ‘toplum’ olduğumuzu söylemenin bile pek mümkün olmadığını, birlikte yaşama sorununu ne sosyolojik ve kimliksel ne de ideolojik ve siyasi olarak henüz hazmedemediğimizi itiraf ediyoruz. Vatandaşlık kimliğinin devlet tarafından verildiği, halkın kendi kişiliğini kültürüne değil, devletine borçlu olduğu bir ülkede, anayasanın gerçekten de halk tarafından yapılmasının nasıl mümkün olabileceğini pek sorgulamıyoruz. Beka endişesinin derin izler bıraktığı bir coğrafyada, egemen devlet anlayışına karşı olmayı ima eden bir ‘yeni’ yaklaşımın ne tür psikolojik uzantılara sahip olabileceğini es geçiyoruz. Nihayet ‘yeni’ anayasanın vesayet sistemini bertaraf ederek hak ve özgürlüklerin yolunu açacağını vurgularken, aynı vesayet sisteminin aslında sıradan vatandaşın ‘güvenceli’ bir hayat yaşamasını sağlamış olduğunu kavrayamıyoruz. Çünkü Türkiye’de sıradan vatandaş, kamusal alana ait temel kararları devlete terk etmiş bir seyircidir. Şikâyet eder, ama itiraz etmez… Devlete yapılan itirazın tam da o nedenle kendi güvenlikçi dünyasını olumsuz etkileyeceğini düşünür. Vesayet sistemi yıllar boyunca askerin ve yargının siyaset üstünde kurduğu bir tasalluttu... Ama aynı zamanda bu devlete ideolojik olarak razı olan sıradan vatandaş için büyük bir rahatlıktı. Siyasete bulaşmadan siyasetin imkânlarından arta kalanların paylaşılmasını ifade etti ve bu nedenle de ‘eski rejim’ daha zengin, eğitimli ve kentli insanların gerçek tercihini oluşturdu.
Dolayısıyla ‘yeni’ anayasa yapmanın önünde birçok yapısal engel var: Tecrübesi olmayan, demokrat zihniyete uzak bir cemaatler bileşkesinden tutarlı ve ‘ileri’ bir metin beklemekle kalmıyor, ülkenin nüfuz sahibi katmanlarının da sorun çıkarmadan geri adım atacağını öngörüyoruz. TÜSİAD ve CHP gibi kurumların içlerinde oluşan ve başa çıkılamayan ikirciklilik ve tutarsızlıklar, fikren karşı çıkılamayan bir önerme ile ideolojinin ve çıkarların ima ettiği statüko sahiplenmesi arasındaki gerilimden kaynaklanıyor. Bugün artık vesayeti veya kamusal imtiyazları açıkça savunmak mümkün olmadığı için, ‘yeni’ olanın yarım ağızla da olsa önerildiğine tanık oluyoruz. Ancak tartışma rejimin kurucu ideolojisine geldiğinde, beka ve kimlik sahiplenmesi bütün hamaseti ve kibri ile ortalığa çıkacak. İşte o zaman statükoyu daha ‘ulvi’ bir konum ve muhakeme üzerinden savunmak mümkün olacak.
Kürt meselesinin çözümü ‘yeni’ anayasanın yapımını kolaylaştırmayacak… Çünkü artık ‘yeni’ olanın cumhuriyetin kuruluşundan gelen rejimi değiştireceği apaçık hale gelecek. Eğer Kürt meselesi çözüme doğru gidiyor olmasaydı, ‘yeni’ anayasayı bir tadilat olarak tasarlamak, birkaç makyaj darbesi ile sanki reform yapmış gibi hissetmek ve siyasi alanda statüko ile bir koalisyonda buluşmak olanaklıydı. Bu CHP’nin de işine gelen ‘çözümdü’… Hem temelde hiçbir şey değişmeyecek, CHP ve laik kesimin imtiyazlı kanadı devletin ‘esas’ aktörü olmayı sürdürecek, hem de bir tür ‘reform’ yapılmış sayılacak ve üstelik reformun ancak bu kesimle birlikte yapılabileceği tescil edilmiş olacaktı.
CHP gerçekten de yenilikçi olabilseydi, belki o zaman fazla yeni olmayacak bir anayasayı ‘yeni’ diyerek bir süre taşıyacaktık. Ama hükümet için de siyaseten rahatlatıcı bu yol açılmadı. Buna karşılık hayat AKP iktidarına yeni bir kapı açtı… Küresel krizin yaşandığı bir ortamda gelen ekonomik başarı, Irak Kürdistanı ile yakınlaşmanın getirdiği siyasi ve iktisadi sıçrama potansiyeli ile birleşti. Öcalan’ın da aynı potansiyeli görmesiyle birlikte Türkiye son iki yüzyılın en büyük hayalini bir gerçekçi olasılık olarak önünde buldu.
Hedefe ulaşmak için iki adım gerekiyor: Kürt meselesini siyasi alana tahvil etmek ve gerçekten ‘yeni’ bir anayasa yapmak. Ne var ki Kürt meselesinde çözüme gidildikçe, yapılacak anayasanın ‘yeni’ olma ihtimalinin önündeki statükodan kaynaklanan siyasi engel büyüyor ve kimsenin kuşkusu olmasın daha da büyütülecek. Çözüm bu kez gerçekten de halkın elinde… ‘Sıradan’ olmayan, kamusal alana sahip çıkan vatandaşların çoğunluğu oluşturmasına ve geleceğe ağırlığını koymasına ihtiyaç var.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları




























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024