Etyen MAHÇUPYAN
Son dönem yapılan anketler ‘başkanlı parlamenter’ sisteme geçiş konusunda desteğin ilk kez karşı olanların oranını aştığını gösteriyor. Bunda 15 Temmuz’un sembolize ettiği siyasi türbülansın sona ermesi isteği ve Erdoğan’ın zaten süren kendine has yönetme biçiminin pratikte değişmeyeceği gerçeğinin kanıksanması etkili. Devletin en tepesindeki kişinin yönetimdeki en yetkili insan olması da son derece mantıklı… Diğer taraftan seçimle gelen bir cumhurbaşkanının yetkili ve sorumlu olacağı bir sisteme ‘hayır’ demenin sağlam bir temeli zaten yok.
***
Herkesin bildiği üzere, gerçek tutum ve tercihler yürütmenin nasıl dengelenip denetleneceği konusu zihinlerde berraklaştığı zaman ortaya çıkacak. Şu an üzerinde anlaşılan öneri tek bir kişinin aynı anda yasama ve yürütmeyi elinde tuttuğu bir sistem yaratıyor. HSYK üzerindeki hakimiyeti ve yasama üzerinden yargının sınırlarının çizileceğini de düşündüğümüzde, karşımıza bir ‘tek adam’ yönetiminin çıkacağı açık ve bunun toplum tarafından nasıl değerlendirileceğini bilmiyoruz.
Henüz tartışma o noktada olmadığı için anketler de şu ana kadar yeni bir sisteme geçişi ‘içeriksiz’ olarak sormak durumunda kaldılar. Yani ‘cumhurbaşkanlığı sistemi’ soruldu ama bunun ne olduğu, nasıl işleyeceği konusunda fazla bir fikrimiz yoktu. İyisi de kötüsü de olabilecek bir sistemden söz ediliyordu… Ne var ki toplumlar genellikle olası yanlışları ancak yaşayarak idrak edebilir. Öngörülmeleri için ise yoğun bir tartışma dönemi gerekir ve bunun için de ortada somut bir öneri olması lazım.
Şimdi o noktadayız ve önümüzde sert bir tartışmanın içinden geçeceğimiz en az beş ay bulunuyor. İktidarın şimdiden şu gerçeği aklında tutmasında yarar var: Yeni sisteme ‘evet’ oyları muhtemelen şu anki en üst seviyeden başlayarak aşağıya doğru inecek. Tabi eğer tüm siyasi atmosferi etkileyecek ve halkta panik duygusu yaratacak, örneğin savaş hali gibi bir durum ortaya çıkmazsa…
***
‘Başkanlı parlamenter’ sisteme desteğin azalacak olmasının birkaç nedeni var. Biri yukarıda söylendiği üzere denge/denetleme konusunun masaya yatması ve ‘aşırı serbest’ davranabilecek, tüm bürokrasiyi elinde tutabilecek bir yöneticiye onay vermenin daha zor hale geleceği. İkincisi, söz konusu yöneticinin Tayyip Erdoğan olması… Çünkü Erdoğan yeni seçilecek biri değil. Halen ve üstelik bazen zorlayarak bu yetkileri kullanmaya devam ediyor. Yeni sistemde daha da genişleyecek olan hareket alanını nasıl kullanacağı konusu olumsuz spekülasyona açık olacak. Dolayısıyla karar günü yaklaştığında anketler nötr bir sistem değişimini değil, ister istemez Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığını soracaklar. Böylece zaman içinde referandumun konusu kaçınılmaz olarak sistemden kişiye kayacak. Üçüncüsü, böyle bir tercihte hem Erdoğan’ın üslubu ve tutumu, hem de iktidarın performansı tercihleri etkileyecek. Referandum AK Parti için bir tür ‘güvenoyu’ yoklamasına dönüşürse, özellikle ekonomideki sıkışma olumsuz bir faktör oluşturacak.
Unutmamak lazım ki seçimler hep başka aktörlerle mukayeseyi ima eder ve o noktada AK Parti’nin önemli bir avantajı var. Ama referandumda bir rakip yok… Kendinizle karşı karşıya geliyorsunuz. O nedenle seçimde AK Parti’yi destekleyenler için bile referandumda ‘hayır’ demek kolay olabilir.
Batı karşıtlığı ve ‘Kurtuluş Savaşı’ söylemine dayanan bir yeni milliyetçilik popülizmi ile bu dezavantajların üstünden gelinmesi mümkün olabilecek mi göreceğiz… Bu stratejinin halk nezdinde yorgunluk yaratma ihtimalini göz ardı etmemek lazım. Umarım AK Parti kendi eliyle önüne koyduğu engeli aşmaya çalışırken, yine kendi eliyle açtığı hendeğin içine düşmez.
Yazarlar
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024
12.04.2024
11.04.2024
28.11.2023