Etyen MAHÇUPYAN
Borsada ilk çeyrek bilançoları geldiğinde yaptığım değerlendirme, reisçi yazarlar tarafından infialle karşılanmış, kendilerine ‘cahil’ dediğimi öne sürmüşlerdi. Mesele borsadaki hızlı yükselmenin nedeninin ne olduğuydu ve reisçiler doğal olarak bu durumun ekonominin iyi yönetildiğine delil olmasını arzuluyorlardı. Genelde bu beklenti yanlış olmayabilir… Tabi eğer borsanız ülke ekonomisini yansıtan bir derinliğe ve genişliğe sahipse ve de ülke piyasası küresel hareketlerden fazla etkilenmiyorsa. Ne var ki bizde bu iki koşul da yok…
Dolayısıyla borsanın iyi veya kötü gitmesi, ekonomi yönetimine dair güvenilir bir delil sunmuyor. Büyük ekonomilerden para çıkışı yaşandığında ve koşullar bir avuç büyük firma için elverişli olduğunda, o şirketlerin kârları ve buna bağlı olarak borsa endeksi yükseliyor. Türkiye borsasında endeksi belirleyen yirmi kadar firma bulunmakta ve bunların yarısı da banka… Diğer deyişle küresel açıdan elverişli bir dönemden geçiliyor ve bankalarla birlikte az sayıdaki büyük firmalar karlı ise, borsa endeksi de yükseliyor.
***
Soru özellikle o az sayıdaki büyük sanayi şirketinin niçin yüksek kârlar ettiği ve bunun küçük firmalara yayılıp yayılmadığıdır. Eğer bu kârlılıktan herkes yararlanıyorsa ekonominin iyi yönetildiğini söyleme şansımız artar. Ama tersine bazı büyük şirketler çok kazanırken küçükler ‘sürünüyorsa’, ekonomi yönetiminde yapısal sorunlar olduğunu söylemek durumunda kalırız. Hele bu nispeten ufak firmalar yıllar içinde art arda kötü performans göstermekteyse, yapısal sorunların sistemle bütünleştiğini ve ekonomi yönetiminin çok sıkıntılı olduğunu öne sürebiliriz…
İkinci çeyrek bilançolarının ardından, şimdi verilere yeniden bakabilecek durumdayız... Acaba bazı büyük firmalar ilk yarı kârlarını yılın ikinci yarısında da tekrarlarsa, geçen yıla göre nasıl bir performans ortaya koymuş olacaklar? Örneğin Petkim yüzde 83, Ereğli yüzde 125, Tekfen yüzde 138, Tüpraş yüzde 159 daha fazla kazanmış olacaklar. Üretici enflasyonunun yüzde 16 ve genel büyüme oranının zar zor yüzde 5 olduğu bir ülkede…
Bilançolara mukayeseli olarak baktığınızda bu olağanüstü kârların menşeini anlıyorsunuz… Bu şirketlerin hepsinin anlamlı döviz geliri var, finans harcamaları düşük, döviz cinsinden borçları sınırlı ve ayrıca maliyet artışlarını ürün fiyatlarına yansıtma gücüne sahip. Kısacası yüksek döviz ve faiz bu işletmeleri diğerlerinden daha ‘az olumsuz’, hatta belki de olumlu etkiliyor.
Örnek verdiğimiz bu tür firmalarla bankaları bir araya getirdiğinizde, (küresel iştahın etkisini de akılda tutarak) yirmi kadar şirketin ‘sıradışı’ kârlar elde ettiğini görüyor, bu hisselerdeki fiyat artışının borsa endeksini yükselttiğini anlıyoruz. Nitekim 2017 başından Ağustos sonuna Petkim hisseleri yüzde 84, Ereğli yüzde 72, Tekfen yüzde 106 ve Tüpraş hissesi de yüzde 78 yükselmiş.
İyi de, acaba bu iyi performans genele ne denli yansımış? Halen borsaya kayıtlı 400 kadar firmayı taradığımızda gördüğümüz tablo şu: Sadece yüzde 15’i enflasyon üzerinde hisse başına kâr elde edebiliyor ve bunların da üçte biri bankalar, yatırım/faktöring şirketleri ya da yatırım ortaklıkları… Yüzde 40’ının kârlılığı enflasyonun altında… Yüzde 45’i ise nominal olarak da zarar ediyor.
***
Kısacası, ekonominin kötü yönetilmesi ille de borsayı düşürmüyor. Borsa endeksinin yükselmesi de tabi ki ille de ekonominin kötü yönetildiğine delil teşkil etmiyor. Ama bizde ekonominin kötü yönetimi bazen az sayıdaki firmanın ‘işine’ gelebiliyor ve borsa yükseliyor.
Öte yandan doğrusunu isterseniz, memlekette bu konu ile ilgili olanların hepsi durumun farkında. Hiçbiri cahil değil… Ancak cehalet bazıları için siyasi pozisyonun gereği ve onların iflah olmasını beklememek lazım.
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları


































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024