Eylem YILMAZ
Değişim rüzgârı hepimizi önüne katmış yeni bir dünyaya doğru sürüklüyor. Şimdi Türkiye’de de büyük bir adım atıldı. Türkiye üzerindeki ölü toprağını atıyor. Devlet demokratikleşmeye önce o ölü toprağını bu toplumun üzerine atan suçlularını yargı önüne çıkarmakla başladı ve gerisi çorap söküğü gibi geldi.
Savaş her türlü karanlık işi çevirmek için büyük bir özgürlük sağladı. Eğer bu savaş olmasaydı “derin devlet” denilen garabette bugüne kadar yaşamazdı, Susurluk çeteleri ve Ergenekon kendilerine var olacak bir alan bulamazlardı. Savaşın suça ve suçlulara sağladığı bu özgürlük, bu ülkenin insanlarını fakirliğe mahkûm etti. Maddi ve manevi iliklerimize kadar sömürdü. Devlet bu savaşı sona erdirmek için önce “derin devletin” en azından bir bölümünü tasfiye etmeliydi ve etti. Bu İttihat ve Terakki geleneğiyle Türkiye’nin sınırlı bir hesaplaşmasıydı. Ergenekon davası Türkiye’nin demokratikleşmesi, halk iradesine saygı açısından çok önemli bir süreçti ve Kürt Sorununun çözümü de buna paralel gelişti.
Bu devletin yıllarca aşağıladığı muhafazakârlar iktidara geldi ve devletin yapmaktan büyük zevk aldığı kendi halkını aşağılama geleneğine son verdi. Ve “sivil diktatörlük” peşinde olan Başbakan “barış için gerekirse baldıran zehiri içerim” dedi ve bu newroz ilk defa bahar geldi memlekete. O beğenilmeyen AKP tarihe adını altın harflerle kazıdı.
Elbette ki AKP bunu tek başına yapmadı. Dünya değişiyor ve Türkiye varlığını sürdürebilmek için bu değişime ayak uydurmak, kendisine uygar topluluklar arasında bir yer bulmak zorundaydı. Bu değişim içerisinde Amerika’da “alttakileri” simgeleyen bir başkan çıktı. Bir zamanlar zencilerin öldürüldüğü bir ülkenin ilk siyahi başkanı Obama sadece kendi ülkesine değil, küreselleşen dünyaya umut veriyordu. İlginçtir ki, Türkiye’de bir zamanlar aşağılanan muhafazakârlardan bir Başbakan çıkardı. Her iki ülke liderinin ortak özelliği “alttakileri” simgelemesi görünüyor ancak Obama ilk başkanlık konuşmasında şöyle demişti; “Bizim gücümüz, silahların gücünden ya da büyüklüğümüzden kaynaklanmaz, biz gücümüzü demokrasiden ve kaybetmediğimiz ümidimizden alırız.” İnsanın içini titreten bir konuşmaydı. İnsanın içini titreten bir diğer konuşma ise Türkiye’nin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’dan geldi; “Savaş kolaydır, barış zordur. Biz zora talibiz. Barış için gerekirse baldıran zehiri içmeye razıyım.”
Aradaki bu benzerlik durup dururken ortaya çıkmıyor elbette, bunun kaynağı iletişim endüstrisinin gelişiminde yatıyor. Cep telefonları ve internetin sınırları hızla eritmesine paralel ilerliyor her şey. Küreselleşmenin alabildiğine ilerlediği, yerelliğin tarihe karıştığı bu dönemde ise yerellikte ısrar edenleri bu küreselleşme yok ediyor. Ortadoğu’da yaşananların kaynağı, Türkiye’de yaşananların kaynağı işte buraya dayanıyor. Küreselleşme üretimi ve tüketimi paralel götürmediğinden savaş kaçınılmaz bir sonuç oluyor. “Ulus” kavramını yerle yeksan eden bu küreselleşme sürecine direnen yerellik faşizm olarak karşımıza çıkıyor. Suriye örneğinde olduğu gibi eski usul silah alışkanlığından vazgeçmiyor.
Türkiye’ye nihayet bu newroz gerçekten bahar geldi. Bu bahar barışı getirdi ama nasıl? Batı dünyası Türkiye üzerinden Suriye’ye girmeye kararlı. Ancak bunun için önce Türkiye’nin bir iç savaş tehlikesinin olmaması gerekiyordu. Fakat Türkiye Kürtlerle barışmadığından büyük bir iç savaş tehlikesi vardı. Dolayısıyla önce bu sorunun çözülmesi gerekliydi. Aksi halde doğacak sonuç “yağmurdan kaçarken doluya tutulmak” olurdu ki bunu hiç kimse göze almaya cesaret edemezdi. Obama’nın İsrail ziyareti, ardından gelen özür ve özrün kabul görmesi gelen Suriye savaşının ayak sesleridir. Diplomatik bir yöntemle sonuç alınmasının artık imkânsız olduğu Suriye’ye müdahalenin eli kulağında görünüyor. Kimyasal silah kullanımı üzerine konuşmaların artması da yine bize savaşı gösteriyor. Suriye’de kendi halkını her gün öldüren Esed artık gidiyor. Suriye savaşı beraberinde İran savaşını da getirecek görünüyor. Ancak yukarıda da ifade ettiğim üzere “kahrolsun emperyalizm, katil ABD” diye bağırılsın diye değil bunlar. Bu ezberlenmiş sloganları atmak kimseyi savaş savar yapmaz. Unutulmasın ki, Ortadoğu’da değişim talebi toplumdan geliyor ve konjonktürel anlamda karşılık buluyor. Yeterli değilse size işte size Engels’ten bir soru; “neden aynı adada sadece iki kişiyken Robinson Crusoe, Cuma’nın efendisi olabiliyordu?”
Bu soruya vereceğiniz cevap yok olan “efendinin” kendisidir. Türkiye’ye barış böylece geldi ve böylece her yere gidecek.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları









































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.12.2013
9.06.2013
3.06.2013
3.04.2013
24.03.2013
29.01.2013
12.10.2012
12.09.2012
20.08.2012
21.07.2012