Fehim TAŞTEKİN
Elbette Trump bu saldırıdan eli boş dönmüş sayılmaz. Bir kere ‘terörist’ olarak lanetlediği İslamcı militanların gönül defterine ‘Ebu Ivanka’ (Ivanka’nın Babası) olarak yerleşiverdi. Rus lider Vladimir Putin de 2015’te müdahaleye başladığında öte tarafta ‘Ebu Ali’ olarak selamlanmıştı.
Gündem ağır. ABD Başkanı Donald Trump, 59 Tomahawk füzesiyle Suriye’ye had bildirdi!
‘Poker suratlı’ yorumlardan geçilmiyor. Her şey Soğuk Savaş’ın ciddiyetine özgü. Trump sosuyla cilalanmış şu meşhur ‘caydırıcılık’ teranesi dillerde. Henüz ‘Trump Doktrini’nin adını koyan çıkmadı ama ‘Öngörülemez Küresel Kabadayılık’ münasiptir.
Seçime kadar “Suriye’deki kriz ABD’nin problemi değil” deyip duran, Rusya’yı dost, Çin’i ‘yemeğe davet edilemeyecek kadar düşman’ olarak gören Trump tam da Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ı yüklü bir dosyayla Moskova’ya göndermeye, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’i de Florida’da ağırlamaya hazırlanırken Şairat Üssü’ne saldırı emrini verdi. Ben saçma kullandım, mesajı alan alsın der gibi. Mesaj kime?
– Kıtalar arası genişleyen Çin’e…
– Ortadoğu’da Amerikan oyununa çomak sokan Rusya’ya…
– Nükleer silah geliştiren ‘sorumsuz’ Kuzey Kore’ye…
– Irak ve Suriye üzerinden nüfuz alanını genişletip Amerikan-İsrail çıkarlarını tehdit eden İran’a…
– ABD’nin rejim değiştirme politikasını terk ettiği mesajını yanlış yorumlayan Suriye’ye…
Maşallah.
Doğrusu ‘had bildirici’ bu mesajların üzerine büyük iştahla barut saçan yorumcuların sığlığından maazallah!
Sanırsınız ‘kötüler çetesi’ tir tir titriyor!
Vurulduktan kısa süre sonra Şairat’tan havalanan Suriye uçakları mesajı tersinden almışlardı sanki. Hadsizler!
Rusya da Suriye hava sahasında kazaları önlemek için oluşturulmuş Pentagon’la teknik koordinasyona son vererek “Hadi gel biraz sen kaygılan” demeye getirdi! Şimdi Pentagon yetkilileri Ruslarla koordinasyonun önemli olduğunu söyleme gereği duyuyor.
Yine Ruslar bir alem; “Amerikan füzeleri uçuşurken S-400’ler neredeydi” sorusunu geçiştirip, hınzırca, Akdeniz’den fırlatılan 59 Tomahawk’tan 36’sının nereye düştüğünü sorarak Amerikalıları sinir ediyor.
***
Elbette Trump bu saldırıdan eli boş dönmüş sayılmaz.
– Bir kere ‘terörist’ olarak lanetlediği İslamcı militanların gönül defterine ‘Ebu Ivanka’ (Ivanka’nın Babası) olarak yerleşiverdi. Rus lider Vladimir Putin de 2015’te müdahaleye başladığında öte tarafta ‘Ebu Ali’ olarak selamlanmıştı.
Mihenk taşı Washington Post ve New York Times olanlar alınmasın ama Trump ‘yanlış bayrak operasyonu’ gibi duran bir kimyasal felaketi, saldırgan bir fırsata dönüştürerek İdlib cebinde köşeye sıkışmış El Kaide ve müttefiklerinin umutlarını tazeledi. 2013’te dönemin ABD Başkanı Barack Obama’ya “Bizim ahmak liderimize tekrar söylüyorum: Suriye’ye saldırma. Bunu yaparsan çok kötü şeyler olacak ve bu savaştan ABD hiçbir şey elde edemeyecek” diye seslenen, “Bütün bu özgürlük savaşçılarının bizim binalarımıza uçakları uçurmak isteyenler olduğunu hatırla” diyerek Özgür Suriye Ordusu’nun adamlarına kamikaze gözüyle bakan ve yine “Suriye cehenneminden uzak durmalıyız” öğüdünü yinelerken muhalifleri “Asiler en az rejim kadar kötü” diye yeren kişi, Trump’tan başkası değildi.
– Trump ABD’nin geleneksel politikalarının sunduğu konfora alışmış bölgesel müttefiklerinin de yüreğine su serpti. Özellikle üç ülkeden alkış aldı: Suudi Arabistan, Türkiye ve İsrail. Suriye konusunda emelleri örtüşen üç ülke. Muhteşem bir bileşim!
– Bir de evin içine bakmalı. Trump, Suriye’de rejim değiştirme hedefinden vazgeçmesi ve Ruslarla yeni bir sayfa açma planları yüzünden paylandığı Kongre’de bir hayli aferin aldı. Üç ay sonra ilk kez Amerikan başkanı olmanın hazzını tattı. ‘Obamacare’ olarak bilinen düşük maliyetli sağlık sigortası yasasını iptal etme konusunda yaşadığı hezimet ve ekibinin Rus diplomatlarla kurduğu ilişkilerden dolayı sokulduğu cendereden sonra Suriye’de şahinleşmek iyi gelmiş olmalı. Ki Senatör Tom Cotton, New York Times’ta “Saldırı ABD’nin dünyadaki kredibilitesini onardı” diye yazdı. Bunu paylaşmayan senatör sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
Trump bir yerde kendisiyle çelişmedi. Bir tweetinde Obama’ya “İlla aptallığa devam edip Suriye’ye gireceksen filmlerde denildiği gibi önce ateş et sonra konuş” nasihatini yapmıştı. Kendi öğüdüne sadık kalarak kimyasal felaketten kimin sorumlu olduğuna dair BM soruşturmasına geçit vermeden suçluyu ilan edip vurdu. Bu da 2003’te Irak işgaline bahane yapılan kitle imha silahları yalanlarını anımsattı.
***
Trump’ın tek seferlik operasyonu, aylardır üzerinde çalıştığı Suriye siyasetini yolundan saptırabilir mi? Şahinler kanadı ve bölgesel müttefiklerinin istediği yönde operasyonlara yeni halkalar eklenir mi?
Esnek olmak işadamlığının alamet-i farikasıdır. Emlak kralı Trump da ‘esnek olma’ özelliğiyle övünüyor. Fakat “Nereye gideceğimi ve ne yapacağımı söylemem” diyerek de küresel liderliğine bilinmezlik ve öngörülemezlik katıyor. Bununla düşmanlarına sürpriz, dostlarına jest yapabileceğini söylemeye çalışıyor. ‘Öngörülemezliği’ düşmanlara korku salan bir caydırıcılık stratejisi olarak savunanlar hep olageldi.
Tabii Suriye özelinde bu stratejinin pek bir değeri olmayabilir.
Han Şeyhun’daki nükleer felakete misilleme olarak Şairat’a düzenlenen saldırıdan bir saat önce Rusya’nın, dolayısıyla Suriye’nin uyarılması, bu sayede üssün boşaltılması, saldırının tek seferlik olduğunun vurgulanması ve hedefin bir üsle sınırlı tutulması, bunun Trump’a aradığı küresel liderliği bahşeden bir ‘makyaj operasyonu’ olduğu kanaatini güçlendiriyor.
Saldırı, Kürtler sayesinde zaten sahada yerini almış olan ABD’ye ilk kez Suriye’ye girme imkânı veren bir operasyon olsaydı büyük bir olay olur ve Rusya’yı dengeleyen bir hamle sayılırdı. ABD’nin Rakka operasyonu için planlanmış askeri konuşlandırmayı, son olaylara bağlı olarak genişleteceğine dair bir işaret de yok.
Yine saldırıyı ‘uçuşa yasak bölge’ ya da ‘tampon bölge’ dayatması izleseydi kuşkusuz her şeyi alt üst eden bir durum ortaya çıkardı. Trump’ın güvenli bölge hayalleri var ama Şairat’ta kendini gösteren ‘kararlılık gösterisi’ ne tampon ne güvenli ne de uçuşa yasak bölge planına işaret ediyor. Sınırlı bir saldırı bu tür bir planın önünü açmaya kâfi gelmez. Bu tür bir şey, Rusya’nın Suriye’deki oyundan çekilmesini gerektirir ki Rusların uluslararası arenaya ihtişamlı dönüşü için bir hayli yatırım yapan Putin’in geri adım atması beklenmiyor.
Bu konuda uluslararası kamuoyunun görüşü de eskisi gibi değil. Uçuşa yasak bölgenin cihadi selefi örgütlere koruma sağlayacağını herkes biliyor. 2012’de daha Suriye’de hava sisliyken bu tür bir şey dayatılabilirdi ama koşullar çok değişti.
Sınırlı saldırının sahadaki güç dengelerini değiştirmesi de imkânsız. Aksine saldırı Rusya ve İran’ın Suriye’yi koruma kararlığını artırdı. Rusya, Suriye’deki füze savunma sistemlerinin güçlendirileceğini açıkladı. Amerikan saldırganlığı İran ve Rusya’nın Suriye’de üslendiği rolü tartışan iç dinamikleri de geriletebilir.
Bir başka ters etki herkesin adına ahkâm kestiği Suriye kamuoyunda kendini gösteriyor. Suriye halkı İsrail’le savaş nedeniyle öteden beri dış müdahaleler konusunda duyarlıdır. 2011’de Suriye’ye karşı vekâlet savaşını başlatanların atladığı gerçek budur. Şairat’ın vurulması doğrudan ülkeye yönelik saldırganlık olarak algılanıyor. Bu da Esad yönetimine olan desteği sorgulanamaz hale getiriyor.
Ayrıca Trump yönetiminin saldırıdan hemen önce benimsediği “Esad’ın geleceğine Suriye halkı karar verir” düsturundan “Suriye’nin geleceğinde Esad olamaz” dayatmasına geri dönüş sanıldığı gibi Suriye’de şekillenen dehşet dengesini fazla etkilemez.
Bunların ötesinde Trump aslında Obama gibi kendi kendini bir tuzağa çekti. Kırmızıçizgilerin aşıldığına dair sahte bayrak operasyonlarının tezgâhlanmayacağının garantisi yok. Bu şekilde Trump bir başka üssü vurmaya zorlanabilir.
Tek seferlik operasyonun oyunun kurallarını değiştiren bir etki yaratmadığı görüldüğünde Trump’a açılan kredi de geri çekilecektir. Trump bu oyunu Neo-Conların istediği şekilde sürdürmeye karar verirse bu kez bütün seçim vaatlerinden vazgeçmiş olacaktır.
***
Rusya’nın yanıtına gelince; Trump tekrarından kaçındığı sürece Moskova gerilimi tırmandırmaktan imtina edebilir. Gerilimi artıran her bir tık maliyet demektir. Suriye krizini kısa sürede bitirip askerlerini çekmekten yana olan Rusya için yüksek maliyet sürdürülebilir değil. Trump attığı Tomahawkların parasını Körfez krallarından bir şekilde çıkartabilir ama Putin’in böyle bir şansı yok. Ayrıca Putin, Trump’ı seçim döneminde vaat ettiği Rusya ile yakınlaşma hedefine geri döndürmek için vereceği tepkileri sınırlı tutabilir. S-300 ve S-400’lerin körelmesi de bu çerçevede bir Rus maslahatı olarak görülebilir. (Tabi savunma sisteminin çalışmaması ya da çalıştırılmamasıyla ilgili bilmediğimiz başka bir durum yoksa.)
***
Trump’ın övündüğü esnekliği, mantıken Rusya ile çalışmayı önceleyen hedefe tekrar dönmesine olanak tanıyor. Bunu yapabilir mi? Evdeki hava biraz dağıldıktan sonra neden olmasın. Adamı esneten koşullardır. Ortadoğu’nun koşulları da yeterince dinamik!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.06.2025
29.05.2025
10.03.2025
6.03.2025
3.03.2025
27.02.2025
24.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
7.02.2025