BU seçimin “favori adayı” hiç kuşkusuz Tayyip Erdoğan... İstediğinize “Yapılacak seçimde üç adaydan hangisi ipi göğüslemeye yakın?” sorusunu yöneltin, alacağınız cevap tereddütsüz “Tayyip Erdoğan” olacaktır. Kamuoyu yoklamalarının sonuçları oy dağılımı tahmininde farklılaşsa bile, deneklere sorulan “Sizce kim kazanacak?” sorusuna aldıkları cevapta Erdoğan’ın adı sürekli önde gidiyor...

Çoğu araştırmada yüzde 60’ı geçiyor o oran...

Yanlış anlaşılmasın: Yüzde 60, ipi göğüsleyecek adayın muhtemel oy oranı değil; kimin kazanacağına dair tahminde çıkan oran o... Bazıları ikisini birbirinden ayırmakta zorlanıyor çünkü...

İyi de, herkesin kazanacağına mutlak gözüyle baktığı aday neden rakiplerinden fazla efor sarf ediyor? En çok tanınan aday o olduğu halde ilden ile koşuyor, karşısına en geniş kalabalıkların çıkması için hiçbir fedakârlıktan kaçınılmıyor; neden?

En yüksek oy oranıyla seçilmeyi ve kafasında var olduğu artık iyice anlaşılan “başkanlık sistemi” yolunda diğer adımları atabilecek bir güce kavuşmayı istemesi önemli bir sebep... Seçileceği tahmininde bulunanların oranını (yüzde 60’ı) sandıkta yakalarsa hele, başkanlık yolu çok kısalacaktır...

Acaba sebep bu mu?

Üzerinde düşünesiniz diye soruyorum: Kazaya uğramamak için çaba gösteriyor olabilir mi Tayyip Bey?

Kısa pantolonla siyasete atılmış biri olduğunu biliyoruz. Mahalleden başlayarak her düzeyde siyaset yaptı. Her doğuştan siyasetçi gibi en fazla önemsenmesi gerekenin sandık olduğunun farkında. 1991 seçiminde mazbatasını da aldığı halde birkaç yüz tercih oyu yüzünden milletvekilliğini kaybetmiş, 1994’te yüzde 3 oy marjıyla (RP 25.19; ANAP 22.14) belediye başkanlığını kazanmıştı.

Tayyip Erdoğan, seçmeni hafife almanın yanlışlığını en iyi bilen liderdir...

Seçmeni hafife almadığı ve seçimin kendine özel matematiği bulunduğunu bildiği için ciddi bir çaba sarf ediyor olabilir...

AK Parti birkaç ay önce yapılan yerel seçimde yüzde 45 civarında bir oy aldı. Evet partisinin önünde bir popülerliği var Tayyip Erdoğan’ın, ancak şimdiki seçim için o özellik bir dezavantaj da teşkil edebilir. Kendisi için AK Parti’ye oy verenlerden bazısı onun partinin başında kalmasını istiyor olabilir sözgelimi... Ya da AK Parti’yi daha farklı sebeplerle tercih edenlerden onu Çankaya’da görmek istemeyenler çıkabilir...

Başkanlık arzusu kendisini takdir eden bazı seçmenleri ürkütüyorsa, buna da şaşırmam.

Her ne kadar rakiplerinin önünde görünse de, bu üstünlüğünün oya tahvil edildiğinden emin olmak ister Tayyip Erdoğan. Olağanüstü çalışması bunun için olabilir.

Diğer seçimlerden farklı olarak, ilk kez, doğrudan kendisini oylatıyor ve verilecek her oy kadar esirgenecek her oyun da siyaseti derinden etkileyecek derinlikte bir anlamı olacağının bilincinde: Beklendiği yükseklikte oy alırsa önünde “başkanlık” yolu açılacak...

Bu kadar çabaya rağmen ilk turda, orada şansı yaver gitmezse ikinci turda da tökezleme ihtimalini düşünmemiz için ortada bir sebep görünmüyor olsa da, eminim, onun çapında bir siyaset adamı, en kötü ihtimali bile gözardı etmiyordur.

Etmemeli de...

Keşke Yüksek Seçim Kurulu (YSK) yurtdışında yaşayan vatandaşlara oy kullandırmada daha becerikli çıksaydı; dünyanın dört bir köşesinden gelen yüksek katılım haberi moralini yükseltirdi Tayyip Bey’in...

Sonuçları hayati önemde ilginç bir seçim bu.

http://www.haberturk.com/yazarlar/fehmi-koru/976657-sandik-siyasetcinin-kiymetlisidir