Gülay GÖKTÜRK
Ne dersiniz, acaba Hayri Kozakçıoğlu gibiler mi derin devleti yaratmışlardır yoksa derin devlet mi onları yaratmış, kullanmış ve bir kenara fırlatmıştır?
Onlar derin devletin kurbanı mıdır yoksa yaratıcısı mı?
Önce derin devlet mi vardı "derin" adamlar mı?
Galiba ikisi de...
90'lı yıllarda, yani yakın tarihin en derin ve en karanlık yıllarında, devlet o özel koşullara ait "özel" politikalarını oluştururken, o politikalara uygun insanları da aradı, buldu ya da yarattı. Bazısı hayat boyu böyle bir rol için bekleyen insanlardı belki de; derin yapıların parçası olmak mayalarında vardı.
Bazısı ise zaman içinde devlet terbiyesi ala ala o dünyanın parçası oldu; bilemeyiz... Ama sonuçta hepsi derin politikaların hem uygulayıcısı oldular hem de onların daha da "geliştirilmesine"yaratıcı katkılarda bulundular; kaderlerini o politikalarla birleştirdiler ve bir daha da hiç ayıramadılar.
Devletin kurbanı
Evet, bu karşılıklı bir ilişkiydi şüphesiz. Ne var ki bugün ben, bir ölümün ardından yazdığım bu yazıda bu karşılıklı ilişkinin bir yanına yoğunlaşmaya daha eğilimliyim.
Kozakçıoğlu... Necdet Menzir... Mehmet Ağar... Ve diğerleri...
Adları "devletin kara kurusu"na çıkmış bütün bu insanları "devletin kurbanı" olarak görmeye daha yatkınım şu anda...
Nasıl bir hayatları olduğunu hayal etmeye çalışırken içim daralıyor.
Derin yalnızlıklar, derin hüzünler, derin korkular, belki de bazen derin pişmanlıklar içinde geçen bir hayat...
İşe bakın ki, pişmanlıklarını açığa dökme özgürlükleri bile yok. Ya da ancak devlet pişman olduğu zaman onlar da pişmanlıklarını ortaya dökebilirler. Aksi ifşaat olur ki bu onların kitaplarında yazmaz.
Onlar politikacı olurlar, general olurlar, polis şefi olurlar, gizli servis başkanı olurlar, hatta başbakan olurlar.
Ama ne olurlarsa olsunlar, her şeyden önce "devlet adamı" olurlar. Devlet adamlığını bütün mevki ve makamların üstünde bir makam, bir anlamda "seçilmişlik nişanı" gibi görürler.
Ölümleri karanlık
Ne yaparlarsa devletin menfaati için yaparlar. Tabii, devlet adamlığında aşağıdan yukarıya doğru yükseldikçe, o menfaatin ne olduğunu tespit tarif etme yetkilerini de genişleterek... Devlet sırrını korumak o kadar ulvi bir görevdir ki, içinde yaşadıkları sırlar dünyasında suç kavramı da, adalet kavramı da, hukuk kavramı da silinip yok olur.
Derin devletin adamı olmanın bizim bildiğimiz hiyerarşilerden tamamen farklı bir hiyerarşi mekanizması vardır, eminim... Onlar devletin barem sistemine tabi değillerdir. Terfileri, tayinleri bizim bilmediğimiz usullere göre yapılır.
Hiçbir zaman emekli olmazlar, "iptal" olurlar...
Farklı bir ahlak anlayışları, farklı davranış normları, farklı bir değer sistemleri vardır. Bir kedi yavrusunun ölümüne bizden fazla üzülebilir; ama bir "devlet düşmanı"nın can çekişmesini gözlerini kırpmadan seyredebilirler.
Normal bir insan için ahlaksızlık olan bir şey onlar için yüce bir erdem, büyük bir şeref olabilir.
O yüzden de sürekli "anlaşılamamaktan", "takdir edilmemekten" şikayet eder; muhtemelen yoğun bir "kadri bilinmemişlik" duygusu içinde son nefeslerini verirler.
Genellikle ölümleri de, tıpkı hayatları gibi karanlıkta kalır...
Yazarlar
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015