Gülay GÖKTÜRK

Derin devletin derin adamları
26.05.2013
3594

 Ne dersiniz, acaba Hayri Kozakçıoğlu gibiler mi derin devleti yaratmışlardır yoksa derin devlet mi onları yaratmış, kullanmış ve bir kenara fırlatmıştır?

Onlar derin devletin kurbanı mıdır yoksa yaratıcısı mı?
Önce derin devlet mi vardı "derin" adamlar mı?
Galiba ikisi de...

90'lı yıllarda, yani yakın tarihin en derin ve en karanlık yıllarında, devlet o özel koşullara ait "özel" politikalarını oluştururken, o politikalara uygun insanları da aradı, buldu ya da yarattı. Bazısı hayat boyu böyle bir rol için bekleyen insanlardı belki de; derin yapıların parçası olmak mayalarında vardı.

Bazısı ise zaman içinde devlet terbiyesi ala ala o dünyanın parçası oldu; bilemeyiz... Ama sonuçta hepsi derin politikaların hem uygulayıcısı oldular hem de onların daha da "geliştirilmesine"yaratıcı katkılarda bulundular; kaderlerini o politikalarla birleştirdiler ve bir daha da hiç ayıramadılar.

Devletin kurbanı

Evet, bu karşılıklı bir ilişkiydi şüphesiz. Ne var ki bugün ben, bir ölümün ardından yazdığım bu yazıda bu karşılıklı ilişkinin bir yanına yoğunlaşmaya daha eğilimliyim.

Kozakçıoğlu... Necdet Menzir... Mehmet Ağar... Ve diğerleri...
Adları "devletin kara kurusu"na çıkmış bütün bu insanları "devletin kurbanı" olarak görmeye daha yatkınım şu anda...

Nasıl bir hayatları olduğunu hayal etmeye çalışırken içim daralıyor.
Derin yalnızlıklar, derin hüzünler, derin korkular, belki de bazen derin pişmanlıklar içinde geçen bir hayat...

İşe bakın ki, pişmanlıklarını açığa dökme özgürlükleri bile yok. Ya da ancak devlet pişman olduğu zaman onlar da pişmanlıklarını ortaya dökebilirler. Aksi ifşaat olur ki bu onların kitaplarında yazmaz.
Onlar politikacı olurlar, general olurlar, polis şefi olurlar, gizli servis başkanı olurlar, hatta başbakan olurlar.

Ama ne olurlarsa olsunlar, her şeyden önce "devlet adamı" olurlar. Devlet adamlığını bütün mevki ve makamların üstünde bir makam, bir anlamda "seçilmişlik nişanı" gibi görürler.

Ölümleri karanlık

Ne yaparlarsa devletin menfaati için yaparlar. Tabii, devlet adamlığında aşağıdan yukarıya doğru yükseldikçe, o menfaatin ne olduğunu tespit tarif etme yetkilerini de genişleterek... Devlet sırrını korumak o kadar ulvi bir görevdir ki, içinde yaşadıkları sırlar dünyasında suç kavramı da, adalet kavramı da, hukuk kavramı da silinip yok olur.

Derin devletin adamı olmanın bizim bildiğimiz hiyerarşilerden tamamen farklı bir hiyerarşi mekanizması vardır, eminim... Onlar devletin barem sistemine tabi değillerdir. Terfileri, tayinleri bizim bilmediğimiz usullere göre yapılır.

Hiçbir zaman emekli olmazlar, "iptal" olurlar...
Farklı bir ahlak anlayışları, farklı davranış normları, farklı bir değer sistemleri vardır. Bir kedi yavrusunun ölümüne bizden fazla üzülebilir; ama bir "devlet düşmanı"nın can çekişmesini gözlerini kırpmadan seyredebilirler.

Normal bir insan için ahlaksızlık olan bir şey onlar için yüce bir erdem, büyük bir şeref olabilir.
O yüzden de sürekli "anlaşılamamaktan""takdir edilmemekten" şikayet eder; muhtemelen yoğun bir "kadri bilinmemişlik" duygusu içinde son nefeslerini verirler.
Genellikle ölümleri de, tıpkı hayatları gibi karanlıkta kalır...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar