Gülay GÖKTÜRK
Anayasa Mahkemesi son kararlarıyla siyasetin önemli tartışma konularından biri oldu. Hele bir de muhalefetin Yüksek Seçim Kurulu kararlarını Anayasa Mahkemesikanalıyla iptal ettirmek gibi bir niyeti var ki, eğer böyle bir işe kalkışırsa söz konusu tartışmanın iyice azacağı kesin.
Ancak bu tartışmayı, mahkemenin son aldığı HSYK kararından ayırmak gerek. Çünkü bu noktanın Anayasa Mahkemesi'nin tamamen kendi yetki alanında olduğu şüphe götürmez.
Adalet Bakanı'nın yetkileri tırpanlanacak
Bilindiği gibi, HSYK'nın yapısını değiştiren kanun büyük tepkiler çekmiş, bunun üzerine hükümet konuyu bir Anayasa değişikliğiyle çözmek üzere Meclis'teki diğer partilerle uzlaşma aramış, ama bu da mümkün olmayınca kendi teklifini Meclis'e getirmişti. Meclis'te teklif üzerinde bazı düzeltmeler yapıldı. Daha sonra gözler Cumhurbaşkanı Gül'e çevrildi. O dönemde Gül üzerinde yasayı Meclis'e geri göndermesi konusunda ciddi bir baskı oluştu.
Ne var ki, bu baskının amacı beğenilmeyen bir yasayı düzelttirmekten çok, ortaya çıkan Cemaat-hükümet çatışmasında onu taraf olmaya zorlamaktı. Gül, kimden yana olduğunu artık ortaya koymalıydı! Israrla istenen buydu...
Cumhurbaşkanı bu tuzağa düşmedi. Yasanın 12 maddesinde yer alan 15 noktayla ilgili endişe ve eleştirilerini Adalet Bakanı'na sözlü olarak bildirdi. Ama "Kendini Anayasa Mahkemesi yerine koymayacağını, tartışmalı noktalarda kararı Anayasa Mahkemesi'ne bırakmayı daha doğru bulduğunu" söyleyerek yasayı onayladı. Cumhurbaşkanı'nın işaret ettiği düzeltmeler hükümet tarafından yapıldı. Böylece yasa, Meclis'teki rötuşlardan sonra, bir kez daha düzeltilmiş oldu.
Kontrol mekanizmaları her şeye rağmen işliyor
Tabii, CHP de yasayı Anayasa Mahkemesi'ne götürdü. Yüksek Mahkeme'nin kararı dün nihayet açıklandı. Yapılan itirazların bazıları kabul edilirken bazıları da reddedildi.
Sonuçta, CHP tarafından Anayasa Mahkemesi'ne götürülen yasa bu defa da Yüksek Mahkeme tarafından revizyondan geçirildi. Yapılan itirazın bazıları kabul, bazıları da reddedildi. Davayı esastan görüşerek karara bağlayan Anayasa Mahkemesi heyetinin kanunun Adalet Bakanı'na verilen yetkilerini düzenleyen hükümlerinin büyük çoğunluğunu iptal ettiğini, buna karşılık Adalet Akademisi ile ilgili bölümlerinin iptal istemini ise reddettiğini görüyoruz. Bundan sonra tartışma, yasanın çıkmasından sonra yapılan görev değişikliklerinin geri alınıp alınmayacağı noktasında cereyan edecek.
Ama asıl önemli nokta bu değil...
Açık söyleyeyim ki, bu yasanın serencamı bana iyimserlik aşılıyor. Çünkü içinden geçtiğimiz siyasi kriz şartlarına rağmen, kontrol mekanizmalarının işlediğini ortaya koyuyor. "Hukuk devletinin ortadan kalktığı" iddiaları doğru olsaydı, bu yasa tam üç defa, önce Meclis, sonra Cumhurbaşkanı ve şimdi de Anayasa Mahkemesi tarafından revizyondan geçirilebilir miydi?
Bir kez daha; hukuk içinde mücadele!
HSYK Yasası'nı çıkartmanın hükümet için neden önemli olduğu malum. Ben de birçok demokratgibi, yaşadığımız olayın meşru hükümete karşı yargı içindeki mevziler kullanılarak yürütülen siyasi bir operasyon olduğunu görüyorum, bu mevzilerin başında HSYK'nın geldiğinin farkındayım, bu mücadelede siyasete sahip çıkmanın birinci mesele olduğunun farkındayım ve bunu sık sık dile getirdim.
Ama öte yandan bir kez daha tekrarlamak istiyorum ki, bu dönemin geçici bir dönem olduğunu, olağan dışı dönemlerde olağan dışı uygulamalara başvurmanın mazur görülebileceğini, fırtına bitip ortalık sütliman olduğunda yeniden "hukukun üstünlüğüne" dönülebileceğini hayal eden arkadaşlar yanılıyorlar. Çünkü siyasetin, kendisini hedef alan bu siyasi operasyondan nasıl kurtulduğu, kurtulup kurtulamayacağı kadar önemlidir. Eğer iktidar bu operasyondan hukuka ve demokrasiye sarılarak çıkarsa hem kendisini kurtarır hem de Türkiye'nin önünü açmaya devam edebilir. Ama mücadele yöntemi olarak hukuk dışı araçları kullanmaya kalkışırsa o araçlar onu da dönüştürür ve tanınmaz hale getirir.
Meseleye böyle bakıldığında HSYK Yasası'nın antidemokratik yönlerinin Anayasa Mahkemesi tarafından engellenmesi demokrasimiz için de AK Parti'nin geleceği için de iyi bir şeydir.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları







































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015