İbrahim Kahveci
Raflarda 7-8 liraya satılan kuru soğanda ilk hasat Hatay’da başladı.
Çiftçi Recep Balcı soğanı tarlada 1,5 liraya satabildiklerini, kendilerinin değil aracıların para kazandığını söyledi. Balcı “Şimdi haberleri izliyoruz, hallere gidiyoruz, pazarlara gidiyoruz. Soğana 5-7 lira fiyat çekiliyor. Biz bunu ürettiğimizde tarlada 1-1,5 liraya ancak verebiliyoruz. Çiftçi hiçbir şekilde para kazanamıyor. Bizden mal çıkıp gittiği zaman altın pahasına gidiyor ama çiftçinin elindeyken bunu bir şekilde öldürüyorlar.”
***
Çiftçi Recep Balcı ne güzel anlatmış.
Türkiye’de tarım bitti diye bir efsane var. Tarım konusunda uzman olduğunu ileri sürenler bile aynı düşüncede.
İyi ama rakamlar çok daha farklı söylüyor. Hatta rakamlar tam da çiftçi Recep Balcı’nın dediği noktaya işaret ediyor.
Gelin beraber bakalım...
Kuru soğan üreticisi 2010-2018 arasında ürününü nerede ise 0,85 kuruş altında bir fiyata satıyor.
İktisat ne diyor? Serbest piyasada arz ile talebin kesişmesi fiyatı belirler. Talep aynı seviyede kalır ama arz (üretim) azalırsa fiyat yükselir. Ya da talep aynı kalsa ama arz (üretim) artsa bu sefer de fiyat düşer.
Kısaca 2010-2018 arasında kuru soğan tarlada nerede ise aynı fiyatta ise sizce üretim olmadığından mı?
Ya da tersten soralım: Kuru soğan üretimi azalsa acaba tarlada bu soğanı 8 yıldır aynı fiyata nasıl alabilirdik?
Bakın burada çok ama çok basit bir iktisat kuralını soruyorum. Sorun üretimde mi, yoksa devamındaki süreçte mi?
Bir daha tersten giderek soralım: Çiftçi Balcı’nın değindiği gibi, eğer çiftçi rafta yükselen fiyattan birazcık yararlansa acaba soğan rekoltemiz kaç milyon ton olurdu? Çiftçiden soğanını raf fiyatının yarısından alım garantisi verilse dağ taş soğan ekilmez miydi?
***
Domates ve patateste de durum aynı.
Tabloları verelim ve siz söyleyin.
Soğanda 2010-2018 arasında tarla fiyatı aynı kalırken, raf fiyatı yüzde 92 artış göstermiş. Patates ve domateste ise tarla fiyatının iki katını aşan bir raf fiyatı artışı söz konusu.
Siz çiftçinin domates ve patates yetiştirmediğini kabul ederek tarla fiyatının çok az artmasını nasıl izah edeceğinizi düşündünüz mü hiç?
Eğer çiftçi patates ve domates yetiştirmese tarla fiyatları enflasyonun bile çok gerisinde kalır mıydı?
Ortada kahraman bir çiftçi duruyor.
Artan maliyetlere rağmen zararına üretim yapan çiftçi var.
Enflasyona bile ezilen bir çiftçi hala çalışıyor. Onlara lütfen haksızlık etmeyelim.
Eğer tarımda üretimi daha da artırmak istiyorsak çiftçinin hakkını vermemiz gerekiyor. Aksi halde mevcut fiyatlarda çiftçi daha çok üretsin dedikçe bu aynı zamanda çiftçi zarar etsin ve daha ucuza perakende zincirlerine beslesin demektir.
Çiftçi neden üretimi artırsın?
Ürettiği ürüne bir fiyat verilmiyor ki;
Çiftçi değil mi ki, ürünü para etmediği için yol kenarlarına ürününü döküyor.
Daha çok çöpe gitmesi için daha çok üretime neden bastırıyoruz.
Yazık değil mi?
Tablo çok açık aslında.
Son 8 yılda enflasyon yüzde 103,5 ama çiftçinin ürettiği ürünün tarla fiyatı sadece yüzde 77,5 artıyor. Oysa aynı ürünler raflarda yüzde 148,2 artabiliyor.
Çiftçi daha çok üretsin diye bağırdıkça aslında çiftçi hepten zarar etsin anlamından başkası çıkmıyor. Tarım bitti efsanesi adı altında çiftçilik zorlanıyor ve bu sayede büyük perakende zincirlerine daha ucuz ürün istenmiş oluyor.
Çiftçi daha ne yapsın?
Türk çiftçisi daha ne kadar büyük perakende devlerini beslesin...?
***
İngiliz rekabet kurumu Sainsbury’s ve Asda’nın birleşmesine izin vermedi. Neden?
‘Tüketicilerin daha yüksek ürün fiyatları ile karşılaşmasına neden olacağı’ gerekçesi ile.
Ülkemizde perakende sistemi tam bir ‘yokluk rekabeti’ içerisinde. Yan yana aynı zincir mağazalar bile açılabiliyor. Dar bir yerleşim alanı içinde 2-3 mağazanın yeterli olacağı yerde 15-20 zincir mağaza açılmış.
Perakende verimsizliğini tüketimi zorunlu ürünlerin yüksek fiyat satışı ile gideriliyor.
Yıllarca yabancıdan gelen sermayeyi ucuz faizle betona gömdük ve beton maliyetini yükselttik. Her yer beton, her yer AVM ve her yer perakende zincir marketlerle dolu.
Verimsiz bir ekonomide verimsizliğin faturasını vatandaşlar ödüyor. Aynı zamanda çiftçi de ödüyor.
Bugün soğan, yarın patates ve domateste tarla hasadı başlıyor. Ürünler yine tarlada para etmeyecek ama marketlerde-raflarda 3,0 liranın altında domates bulamayacağız.
Bunun neden üretim azlığı olmayacaktır. Bunun nedeni verimsiz perakende sisteminin zararını toplumdan çıkarma hırsı olacaktır.
Türkiye’de tarım bitmedi.
Çiftçi hala üretim yapıyor. Hem de zararına...
Lütfen perakende devletine hizmet edecek görüşlerden uzak durarak çiftçinin kazanacağı önerileri kamuoyuna sunalım.
Not: Konu hakkında defalarca rakamlarla konuyu gündeme taşıyıcı yazılar yazdım. Hatta Gıda Komitesi’ dahi bu verilerden bihaber. Maalesef efsaneler gerçeğin önüne geçti. Bu nedenle tarımda gerçek sorunları konuşamıyoruz. Yanlışta ısrar devam ediliyor.
Yazarlar
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEYargı CHP’ye çalışıyor 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.09.2025
26.09.2025
24.09.2025
19.09.2025
17.09.2025
16.09.2025
15.09.2025
12.09.2025
11.09.2025
9.09.2025