İbrahim Kahveci
On yılı aşan bir mesele.
Herkes miras kavgası sanıyor ama alakası yok. Ailenin geri kalan üyeleri, işçiler gibi insanların hakkının yenmesini önlemeye çalışıyor.
Kimler mağdur?
En başta o fabrikada eskiden çalışan 2 bin 200 işçi. Bugün alacakları 170 milyon lira civarında ama alamıyorlar. Hatta Türk-Metal İşçi Sendikası onları tuzağa düşürdü ve ihbar tazminatlarını kaybettiler.
“Vera Varlık Yönetimi” diye bir şirket çıkıyor ve her ne hikmetse Uzel’in bankalara olan ipotekli borçlarını bankalardan satın alıyor. Yani Demirkapı’daki 93 bin metrekarelik büyük arsaya göz dikmiş.
Hatta etraftaki arsaları da topladığı fısıldanıyor.
Kimse ne olduğunu tam bilmiyor ama iş büyük. O kadar büyük iş ki, on yıl önce yönetim kurulunda George Soros’un o zamanki Türkiye kolu TESEV Başkanı Can Paker de vardı.
İkinci mağdur kesim Uzel hissedarları. Halka açık şirketti ve şimdi hisseler sıfır değerinde.
Ya aile? İşçilerin hakkı dışında zaten onlardan kendileri adına ses bile çıkmıyor. Bilebildiğim kadarıyla önce işçilerin hakkı ödensin derdindeler. Ülkenin köklü ve eski sanayicilerinin babacan tavrını filmlerden seyrederdik ya. Şimdi gerçek filmi seyrediyoruz.
Film nerde çekiliyor?
Ankara’da.
Çünkü bu iş imar ve arsa değerine bağlı. İmar ne olacak? Arsaya daha önce (Kasım 2015) ihalede 350 milyon liraya yakın fiyat veren KİPTAŞ vardı. Her ne hikmetse alacaklı VERA ihaleyi iptal etti. Ve geriye sadece VERA kaldı.
Son ihalede fiyat yine 220 milyon lira. Teklifi veren de yine VERA...
Kenar mahallelerde bile bu büyüklükte arsalar 400-500 milyon liraya satılıyor. Tabii ki başkaları bu halde zor girer. Çünkü imarı değişmemiş arsayı siz alırsanız, o imar öylece değişmeden durabilir.
Hep diyorum ya... Ülkede paralel bir vergi sistemi var. Bu vergiler imar rantı ama parası Hazine’ye gitmiyor...
***
Türkiye’nin en önemli fabrikalarından olan Uzel Traktör Fabrikası muhteşem bir finansal oyunla kapandı. Uzun yıllar adım adım bu kapanış öyküsünü yazdım. Hatta ne yazdımsa hepsi bir bir gerçekleşti diyebilirim.
Oyunun önemli bir medya ayağı da var. Onu da artık siz bakın, bulun. Google size yardımcı olur.
Büyük evlat işi bitirdi. Başta kendi ailesi olmak üzere 2 bin 200 işçiyi de perişan etti. Dağılan aileler, yatağa düşenler, vefat edenler...
Rant büyük olunca oyun da büyük oluyor.
Ama filmin bir ara bağlantısı şu sıralar İstanbul’da koptu. O nedenle filmin kalanı Ankara’da dedim. İstanbul’da halkın son seçim tercihi aslında 2 bin 200 işçiye de nefes aldırdı.
Şimdi o nefesten bahsedelim.
93 bin metrekare arsa.
İstanbul’un göbeğinde.
Nereden bakarsanız bakın değeri 750-800 milyon liradan aşağı olamaz. Ama imarla ilgili en küçük düzeltme ile 1.5-2 milyar liraya bile gidebilir.
İcradan VERA’ya ne kadara satıldı? 220 milyon lira civarında bir fiyata.
Tahsil edilecek paranın zaten 170 milyon lirası yine VERA’ya gidecek. Çünkü bankalardan o borçları erkenden uyandı ve satın aldı. (Allah herkese bu erken uyanmayı nasip etsin).
İşçiye ne kalıyor? 30-35 milyon lira.
2 bin 200 işçi, 170 milyon liralık alacağının ancak yüzde 20’sini alabiliyor.
Aileye ve halka açık hissedarlara ise sadece borç kalıyor. Kısaca herkes mağdur...
Bir tek VERA ve arkası...
O güçler kim? Nasıl oluyor da koca bir dev batıyor? Nasıl oluyor da bir arsa uğruna binlerce işçi perişan ediliyor.
Bütün mesele rant.
Net ve açık söyleyeyim: Bu oyun bozulmalı. İşçiler için en azından bozulmalı.
Ankara’da dönen film son bulmalı.
Oyunun ilk baştan bu yana sahneleri yeniden çekilebilir. O makineler niye çalınıyor ve niye manşetlere taşınıyor?
Aslında çok şey biliniyor ama film şimdilik sessiz.
Umarım seçim sonrası filme bir ses ayarı gelir ve binlerce işçinin mağduriyeti giderilir. Seyretmeye devam edelim...
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
14.07.2025
10.07.2025
7.07.2025
4.07.2025
30.06.2025
24.06.2025
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025