İbrahim Kahveci
Eski Filipinler diktatörü Ferdinand Marcos 1986’da 20 yıllık iktidardan devrildiğinde, eşi İmelda Marcos’un 3 bine yakın ayakkabısının olduğu anlaşılmıştı.
1960’lı yıllarda 195 dolar kişi başına gelire sahip olan Filipinler, 180 dolar gelire sahip Güney Kore’den daha zengindi. O tarihlerde Türkiye kişi başına gelirde 439 dolar ile bu iki ülkeden çok daha iyi durumdaydı. Ama Arjantin ise kişi başına 1.196 dolar gelirle Türkiye’nin de iki katından fazla daha müreffeh bir ülkeydi.
Dünya Bankası verilerine göre 2019 yılında kişi başına gelir bu ülkelerde şu şekildedir:
Filipinler 3.485 $
Türkiye 9.127 $
Arjantin 9.812 $
Güney Kore 31.846 $
Bu arada bir not daha düşelim: 2003 yılında AK Parti iktidara geldiğinde Türkiye’de KBG 4.760 dolardı. Ve bu seviye 2013 yılında iki GSYH revizyonunun da katkısı ile 12.614 dolara kadar çıktı. AK Parti muhteşem ekonomik başarısından sürekli bahsederken, Arjantin 2003 yılında 3.350 dolar olan KBG seviyesini 2013 yılında 13.080 dolara çıkartmayı başardı.
Burada temel mesele kısa süreli gel-git hareketinden ziyade genel durumun anlaşılmasıdır.
Arjantin, uzun süreli yapısal çöküş yaşayan bir ülkedir. Bir zamanlar dünyanın en zengin 7. ülkesi olmasına karşılık şimdi 32. sıraya düşmüş durumdadır.
Kısa süreli yapısal çöküşler yaşayan ülkelere ise en iyi örnek 90’lı yıllardaki Rusya başta olmak üzere doğu bloğu ülkeleridir.
Romanya 1993 yılında 1.158 dolar KBG ile 3.180 dolar KBG’e sahip Türkiye’nin 1/3’ü kadardır. Ama şimdi aynı Romanya 12.920 dolar ile bizden yüzde 50 daha zengin hale gelmiştir. Keza Estonya, Letonya gibi ülkeler bizim yarı zenginliğimize sahipken, şimdi bizden 2 kat daha zengin durumdadırlar.
Rusya’yı hatırlarsınız. 90’lı yıllarda yapısal çöküşle ne duruma düşmüştü. Şimdi ise Ruslar bize turist gelecek, bizden domates alacak diye bakıyoruz.
İşte kısa süreli kriz ve bunalımların dışında orta vadeli ve uzun vadeli yapısal çöküşler daha önemlidir.
Türkiye 1994 krizini, 2001 krizini ve 2008-09 küresel krizi sadece 1 yıllık sürede geri toplamıştır. Bunlar -V- tipi ekonomik kriz dalgalanmalarıydı. Oysa 2017 sonrasında başlayan reel kriz hala aşılamamış durumda. Bu sefer -L- tipi bir ekonomik buhran yaşıyoruz.
Hatırlarsanız ve arşivime bakarsanız 2015 yılından 2018 yılına kadar sürekli ve ısrarla bu buhrana dikkat çekmiş ve uyarı yapmaya çalışmıştım. Ama maalesef önlem alınmadı ve bu buhranı yaşıyoruz.
Şimdi meselemiz buhran ötesi bir durum.
Ekonomide kısa süreli toparlanma gibi emareler görebiliriz ama ileride yaşayacağımız ve halen yapısal bozulmanın sürdüğü derin çöküş önemlidir.
Henüz geç değil ama derin bir yapısal çöküşe doğru gittiğimiz de aşikardır.
Devletin kurumları giderek zayıflıyor. Kurumsal yapı çöktüğünde ekonomik yapı asla ayakta duramaz. Maneviyatı temsil eden inanç dünyamızın hali Diyanet’in halinden bellidir. Deizmin yayılmasının baş sorumlusu Diyanettir.
Hutbelerde şükretmeyi öğütlerken, kamu malının yetim malı gibi olmasından ve kamu malının israf edilmemesi gerektiğinden bahsedilmediği gibi, başlıca savurganlık kurumlarından biri de bizzat o kurumdur.
Japonların 1,2 milyar dolara yaptığı Osmangazi Köprüsüne 13 milyar dolar Hazine garantisi nasıl verilir? Yılda iki kez kullanım yoğunluğu yaşayan Çanakkale’ye köprü neden yapılır? Edremit Havalimanı varken 100 km yanına Balıkesir’e hiç kullanılmayan Hazine garantili havalimanı neden yapılır? Keza benzer şekilde benzer mesafelerle Bayburt, Zafer Havalimanları gibi yatırımlar neden yapılır?
Şehir içlerindeki hastaneleri kapatıp, şehirlerin dışına 1 saat ulaşım mesafeli Şehir Hastanelerini kurarken neden havalimanlarında 1 saat mesafeli Hazine garantili işler yapılır ki?
Yapısal çöküşlerde en önemli unsurlardan biri de toplumsal değer yargılarının çöküşüdür. Diğerinin günahının benimkinin günahını temizlemesi gibi. İhalelerden artıkla yapılan dini mabetlerin durumu buna bir başka örnek olabilir.
Ama işin temelinde iki tür çöküşten bahsederiz: Kurumsal çöküş ve inançsal çöküş.
İktisadi anlamda verimsizlik üzerine kurulu düzenin ne kadar ayakta duracağını da kimse bilemez. Tıpkı 2000’li yıllarda cari açıkla ne kadar ayakta duramayacağımızın belli olmaması gibi.
***
Ferdinand Marcos Filipinleri fakirliğe hapsetti. Kendisi itibardan tasarruf etmediği gibi eşi de ona ayak uydurdu. Bugün Filipinler 2700 ayakkabı ile İmelda Marcos’u müze yaptılar. Fakirliğin müzesi...
Aynı Filipinler’de aileler geçinebilmek için Ortadoğu başta olmak üzere ev hizmetlerine göç etmek zorundalar.
Yapısal çöküş yaşayan ülkelerin de yaşadıklarına bakınca ülkemiz için asıl düşünmemiz gereken konu tam da bu noktadır.
Evlatlarımızı, kızlarımızı yarın nasıl bir gelecek bekliyor? Şimdiden 14 milyon emekli, 5 milyon kamu çalışanı ve 200 milyar dolar Hazine garantili müteahhitlere bakmak zorundalar.
Acaba kendilerine nasıl bakacaklar?
Yazarlar
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
17.07.2025
14.07.2025
10.07.2025
7.07.2025
4.07.2025
30.06.2025
24.06.2025
20.06.2025
19.06.2025