İbrahim Kiras
Mevcut iktidar boyuna iç ve dış tehditlerden söz ediyor, hatta “beka” tehlikesinden dem vuruyor. İnsanlara ümit vererek değil korkutarak ülkeyi yönetmek kolayına geliyor herhalde. Ama bir yandan milleti hayalî tehditlerle korkuturken bir yandan da abartılı övünmelerden geri durmuyor. Şöyle büyüğüz, böyle güçlüyüz. Dünyadaki büyük güçler bizden korktukları için bizimle uğraşıyorlar!
Benzetmek gibi olmasın, bu anlamda Kuzey Kore de bizi andırıyor biraz. Kuzey Koreliler de bütün dünyanın kendilerini kıskandığını, onun için ülkelerine düşmanlık ettiklerini düşünüyorlar. Orada devletin devasa propaganda aygıtı bu düşünceyi pompalıyor zihinlere. Dışarıyla irtibatı kesik, internet erişimi olmayan, devlet kanalı dışında TV izleyemeyen insanlar dışarıdaki dünyanın bir tür cehennem olduğuna, sözgelimi Güney Kore’deki soydaşlarının açlıktan kırıldığına falan inanıyorlar. Yalnızca güney komşularının değil, bütün dünyanın ve bilhassa Amerikalıların Kuzey Kore’deki yüksek hayat standartlarını kıskandığını düşünüyorlar. Liderlerini gerçekten seviyorlar. O komik adama ölümüne sadakat hissediyorlar.
Kore devlet televizyonunun çekip dünyaya servis ettiği tuhaf görüntüler var ya… Gerçek olabileceğine inanmadığımız, “tiyatro” dediğimiz… Gidip görenlerin, bu ülkeyi bilenlerin anlattığına göre onlar gerçek. Hani, bir önceki devlet başkanı öldüğü zaman üzüntüden üstlerini başlarını yırtan, hıçkırarak ağlayan insanların görüntüleri… Ölen liderin yerine gelen oğluna gösterilen aşırı abartılı sevgi ve hayranlık… Hepsi gerçek. Çünkü liderleri hakkında üretilmiş olan resmi mitolojiye içtenlikle inanıyor bu insanlar. Sözgelimi Kim İl Sung’un 13 yaşındayken bağımsızlık savaşının liderliğini üstlenmiş olduğuna, kendisinin ve oğlunun doğaüstü yetenekler taşıdıklarına, mesela ışınlanarak seyahat edebildiklerine, kurucu liderin doğduğu an gökyüzünde iki gökkuşağı ve parlayan bir yıldız görüldüğüne vs. vs. iman ediyorlar.
***
“Oğul Kim” (şimdikinin babası) ise resmî biyografisine göre henüz üç haftalıkken yürümüş, iki aylıkken konuşmuştur. Üniversitede okuduğu üç yıl içinde bin beş yüz kitap yazmış, altı da opera bestelemiştir. İlk kez gittiği golf sahasında oynadığı ilk oyunda yaptığı atışlarla dünya rekorunu kırmıştır. (Kim’in 17 korumasının her birinin şahitlik ettiği bu rekoru Guinness kabul etmiyor.)
Bugünkü lider “Torun Kim” ise daha üç yaşındayken araba kullanabiliyor, dokuz yaşındayken yelken yarışlarına katılıyordu. Ne var ki Kim Jong Un’un babasıyla dedesinden farklı olarak daha çok “bilimsel başarılarıyla” anılmak istediği söyleniyor. Nitekim devlet medyasının servis ettiği bir habere göre “sevgili lider”in yönetimindeki bir bilim heyetinin geliştirdiği aşı AIDS, Ebola, kanser ve kalp hastalıklarını tamamen iyileştiriyor.
Takdir edersiniz ki bunların yanında bizim Atatürk veya Abdülhamit isimleri etrafındaki mitolojik inançlarımız gayet rasyonel kalıyor. Keza her türlü dinin yasaklanmış olduğu Kore’deki lider kültü çerçevesinde üretilen “ibadet formları” da bizim dünyaya dinî ayin görüntüsü verdiğimiz 10 Kasımdaki saat 9’u beş geçe ritüellerini neredeyse seküler bir saygı gösterisinden ibaret saymamızı gerektiriyor: Kuzey Kore’deki her evde iki liderin fotoğraflarının bulunması zorunluluğu var; yetkililer zaman zaman evlere baskın yapıp fotoğrafların durumunu denetliyor… Ayrıca bütün yetişkinler sol göğüslerinde Kim İl-sung rozeti taşımak zorunda. Ülkenin kullandığı takvim de Kim İl-sung’un “milat yılı” olan 1912’den başlıyor. Kuzey Kore’de 109 yılındalar şu anda. Yılbaşı ebedi liderin doğum günü olan 15 Nisan...
***
“Lidere sadakat”in resmî ideoloji olduğu dünyaya kapalı Kuzey Kore’de belki bütün otokrasilerin, lider tapınmalarının, tek adam yönetimlerinin karikatürü sergileniyor. Bu abartılı tablo hukuk ve demokrasi eksikliğinden şikayetçi olan diğer toplumlara da “Biz o kadar değiliz canım” diyerek rahatlama imkânı veriyor.
Ancak bir ülkedeki siyasi yapıyla toplumsal zihniyetin birbirinden ayrı olmadığını ve birbirini beslediğini unutmamak lazım. Kuzey Korelilerin lidere sadakati en yüce değer olarak benimsemelerinde ve buna bağlı olarak yönetimin ürettiği yalanlara büyük iştiyakla inanma eğilimi göstermelerinde hepsi üst üste gelen tesadüfler ve buradaki propagandanın başarısı kadar uzak doğu toplumlarının çoğunda görülen kolektivist zihniyetin de etkisi olmalı. Bu zihniyetin oluşumunda bölgenin coğrafi şartlarının ürettiği özgün tarihî dinamikler ve bilhassa Konfüçyan değerlerin katkısı tartışılan bir konu...
Yani, Kuzey Korelilerin bize inanılmaz görünen mitolojik yalanlara inanmalarını kolaylaştıran bünyevî (yapısal) şartlar var. En başta Kuzey Kore toplumunda “bireysel kimlik” yok. Çünkü kolektivist kültürün hâkim olduğu toplumlarda ben yoktur, biz vardır. Bazı yönleriyle bireyci kültürün hâkim olduğu toplumlar karşısında avantajları da olan bu kültür aynı zamanda “baba figürüne” zaafı yüzünden maalesef kötü niyetli otokrasi arayışlarına kolayca alet edilebiliyor. Kuzey Kore’deki durum bu.
Yazının başında bizdeki iktidar retoriğinin Kuzey Kore’deki resmi retoriği andırdığını söyledim. Kuzey Kore’nin durumu bizdeki duruma tıpatıp benzemiyor elbette. Benzerlik siyasetin söyleminde daha çok. Türk toplumu yöneten-yönetilen ilişkisinde neyin ne olduğunu büyük ölçüde kavrayabilecek olgunluğa ve donanıma sahip. Ne var ki köklü bir tarihi ve esaslı devlet tecrübesi olan bu milletin kimi zaman benzer basitlikte bir propaganda mekanizmasıyla yönlendirilebilmesini mümkün kılan zaafları da yok değil. Bu zaafların kaynağında da kolektivist kültüre yatkınlığımız, baba figürüne düşkünlüğümüz ve güncel olarak da toplumsal yapının kültürel seviyede parçalanmışlığının siyasetin istismarı yüzünden giderek büyümekte olması yer alıyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2025
1.05.2025
17.04.2025
15.04.2025
10.04.2025
5.04.2025
3.04.2025
20.03.2025
11.03.2025
8.03.2025