Kurtuluş TAYİZ
Bu önerinin sahibi artan çatışmalardan kaygı duyan bir Kürt siyasetçi. İmralı’daki görüşmelere vakıf olan bu isim, Kandil’deki lider kadroyu da iyi tanıyor. Silvan’dan sonra Öcalan’ın ev hapsine, Türk kamuoyunda soğuk bakıldığını iyi bildiğinden, önce test niteliği taşıyan bir geçiş sürecinin uygulanabileceğini öngörüyor.
Silvan kırılmasından sonra Kürt meselesinde artan tansiyonu düşürecek başka da makul bir öneriye rastlamadığımdan, bu öneriyi dikkate değer buluyorum. Yaklaşık 40 dakika görüştüğüm Kürt siyasetçi, önerisinin ayrıntılarını şöyle anlattı:
Hükümet, İmralı ile sağlanan mutabakatın Silvan’da darbelendiğini düşünerek Öcalan faktörünü devre dışı bırakma eğilimi gösterdi ve PKK’yla mücadelede yeniden askerî seçeneği gündemine aldı. Öcalan da görüşmelerden çekileceğini kamuoyuna açıklayarak; sağlık, güvenlik ve özgür hareket koşulları sağlanmadan geri dönmeyeceğini vurguladı. Bu gelişmelerden sonra Kandil de silahlı saldırılarına hız verdi, Kürt meselesi şiddete teslim olma noktasına geldi. Mevcut koşullarda tansiyonu dindirecek, Kürt meselesini yeniden rayına koyarak silahları susturabilecek tek isim Öcalan; bu kötü gidişatı ancak Öcalan devreye girerek durdurabilir.
Tabii bunun için de Öcalan’ın önünün açılması gerekiyor. Öcalan, bugüne kadar bu talebinin adını açıkça koymadı ama kamuoyu bunu “ev hapsi” olarak anlıyor. Fakat Silvan sonrası oluşan psikolojik atmosferde, Öcalan’a ev hapsi pek akla yakın görünmüyor. Bu yüzden ilk etapta İmralı koşullarında Öcalan’ın iletişim olanaklarına getirilen kısıtlamalar kaldırılabilir. Kendisine, Kürt siyasetçilerle, BDP, DTK ve diğer Kürt kurumlarıyla, hatta Kandil ile görüşme imkânları sağlanabilir.
Kamuoyu bugüne kadar Öcalan’a gizli de olsa serbest iletişim hakkı tanınmış olabileceğini düşünüyor olabilir; bu düşüncenin gerçeklik payı var ama çok sınırlı. Öcalan’a, sadece birkaç kez örgüte mektup gönderme imkânı tanındı. Öyle sanıldığı veya söylenildiği gibi örgütle sınırsız bir iletişim serbestliği yok. Bu da Öcalan’ın kafasındaki silahları susturma ve kalıcı barışı sağlama planlarını hayata geçirmesine yetmedi.
İmralı’daki kısıtlamaların kaldırılmasına paralel olarak BDP de Meclis’e dönüp, Kürt siyasetçiler için acil nitelik taşıyan bazı yasal değişikliklerin düzenlenmesine ve yeni anayasa yapım sürecine katılır. Test niteliği taşıyan bu sürecin sonunda silahlar susar ve normalleşme sağlanırsa bir adım daha ileri gidilir. Yani Öcalan silahlı güçleri yurtdışına çekilmesi için çağrı yapar, bununla eş zamanlı olarak da ev hapsine çıkarılır.Bu ev hapsi, Öcalan’ın Kürt sorununun çözümünü ve PKK’nın silahsızlanma sürecini doğrudan yürütebileceği koşulların sağlandığı bir dönemi kapsar. Öcalan’ın örgütüne doğrudan önderlik edebileceği koşulları sağlamadan PKK’yı silahlı bir tehdit olmaktan çıkarmak da mümkün değil. Kamuoyunun ve galiba hükümetin anlamadığı veya pek akıl erdiremediği de bu; Öcalan önü açılmazsa, istese de başarılı olamaz; yani bugüne kadar alınan yol ortada işte. O yolun sonu Silvan’dır; İmralı görüşmelerinin ve barış ihtimalinin kanlı bir olayla bitmesi gibi...
Protokoller hâlâ masada
Kürt siyasetçiyle konuştuğum diğer bir konu da, İmralı’da Öcalan ile devlet heyeti arasında mutabık kalındığı öne sürülen protokoller... Kandil’deki örgüt liderlerinden Murat Karayılan, bu protokollerin başlıklarını şöyle sıralamıştı: (1)Türkiye’de Kürt sorununda demokratik çözümün ilkeleri, yani demokratik yeni bir anayasa. (2) Devlet ve Kürtler arasında adil barış ilkeleri. (3) Demokratik çözüm için eylem planı.
Kürt siyasetçi, bu protokollerin İmralı’da hâlâ masada olduğunu şöyle anlattı: Bu protokoller Kandil’e de gitti ve oradan da onay aldı. Devlet heyeti de Öcalan’a bu protokollerle ilgili “tamam” dedi. Ancak hayata geçirme konusunda iki farklı yaklaşım ortaya çıktı. Devlet, bu mutabakatla öncelikle Öcalan’dan silahlı güçleri hemen sınır dışına çekmesini istiyordu. O tartışma süreci uzadı, hükümet mutabakat gereği öngörülen güven verici adımları atmadı ve araya Silvan saldırısı girdi. Ancak tüm olumsuz gelişmelere rağmen bu protokoller hâlâ masada. Şiddetin devreden çıkarılması ve Kürt meselesinin çözümü için bu protokollerde öngörülen düşünce ve görüşler geçerliliğini koruyor.
Kürt siyasetçiyle yaptığım bu konuşmadan benim çıkardığım sonuç şu: Kan ve gözyaşının son bulması için İmralı bence hâlâ çok büyük bir önem taşıyor. Barış ihtimali tümden gözden çıkarılmadıysa bir yandan güvenlik tedbirleri elbette alınsın; ama diğer yandan da İmralı’yla barış adına tüm olasılıkları denemenin kimseye bir zararı yok.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları





































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019