Kurtuluş TAYİZ
Gözleri dahi görmeyen, MS hastası yaşlı bir insanı silahlı terör örgütü lideri olarak hapse gönderen bir kumpasın genel yayın yönetmeni ifadeye dahi çağrılamayacak, öyle mi?
Bu kumpas kapsamında 122 kişiyi 17 ay hâkim karşısına çıkarmadan, direkt cezaevine gömen bir gazetenin genel yayın yönetmenini gözaltına almak basın özgürlüğüne saldırı, öyle mi?
Gerçekleri konuşalım isterseniz; 100'den fazla insanın yaşamına kast eden, onları diri diri dört duvar arasına gömen, hürriyetlerinden mahrum bırakan bu kumpası hazırlayanları "basın özgürlüğü"ne sığınarak aklamaya kalkmaya çifte standart denir.
Bu gazetenin son beş yıldaki yayıncılığı, polis ve savcılarla birlikte tezgâh kurmaktan ibarettir. Bugün medyada bunun aksini iddia edecek veya bu gerçeği inkâr edecek tek bir gazeteci yok. Ekrem Dumanlı’nın genel yayın yönetmenliğini yaptığı gazete, ilk günden beri Emniyet ve Yargı'daki paralel çeteyle birlikte hareket ediyor. Zaman zaman kendi söylemleriyle çelişkiye düşmek bile gazeteyi rahatsız etmiyor. Cemaatçi polislerin ürettiği sahte delilleri kendi gazetesinde aklamakta hiçbir beis görmeyen genel yayın yönetmeni Ekrem Dumanlı, mizansenini bizzat kendisinin üstlendiği veya temize çekip hukuka uygunmuş gibi gösterdiği bu kumpaslarla son beş yılda binlerce insanı hapse gönderdi. Yıllardır sahte delilleri gerçek, masum insanları suçlu gösteren bir yayıncılık yaptılar; bu gerçeği "basın özgürlüğü" adına görmezden mi gelelim? Birbirimizi kandırmayalım; gerçekleri görmeyen bir basının özgürlüğünden bahsetmek sadece komik değil, savunulamaz bile. Basın özgürlüğünü savunabilmek için öncelikle gerçekleri görmemiz ve bunu yüksek sesle dillendirmemiz gerekir.
Cemaat, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin başındaki ismi - bir genelkurmay başkanını - kara propaganda sitelerine onay verdiği suçlamasıyla -ki bu iddia kanıtlanamamasına rağmen- önce Ergenekon'a bağladı, ardından terör örgütü lideri ilan etti ve sonra da "darbeye teşebbüs"ten yargılayarak müebbet hapis cezasına çarptırdı. TSK'nın başındaki isim "terör örgütü lideri" oluyor da onlarca kumpasın ortağı, binlerce insanın özgürlüğünü elinden alarak hapse gönderilmesine sebep olan genel yayın yönetmeni paralel çetenin üyesi olmuyor, öyle mi? Bu, basın değerlerine aykırı değil mi? Genelkurmay Başkanı’nın "terör örgütü lideri" olduğuna inananlar Ekrem Dumanlı'nın paralel çetenin medya uzantısı olduğuna inanamıyor mu acaba? MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın "İran ajanı" olduğuna inananlar, "Vatana ihanetten" tutuklanma girişimini destekleyenler, Ekrem Dumanlı'nın kumpasçı bir genel yönetmen olduğuna mı ikna olamıyor? "Dönemin Başbakanı" diye hakkında iddianame bile hazırlanan Erdoğan'ın kamyonlar dolusu parayı çaldığına inananlar, konu paralel çetenin medyadaki ayağına gelince "basın özgürlüğü" diyerek niye kıyameti koparıyor? Yüzlerce subayın hapse gönderilmesine neden olan, mesleklerini kaybetmelerine yol açan, geleceklerinin yok olmasını sağlayan sahte delilleri fasikül fasikül basan gazetenin yayın yönetmenini ifadeye çağırmak "basın özgürlüğüne" aykırı olamaz. Bu Yargı zaten şimdiye kadar Ertuğrul Özkök gibi sanatçıları manşetten öldüren, itibar suikastı yapan, aydınlara yönelik suikastlara zemin hazırlayan yayın yönetmenlerini ifadeye çağıramadığı için bağımsızlığını ve güvenirliğini kaybetmedi mi?
Basın ve ifade özgürlüğü kuşkusuz korumamız gereken bir değerdir; bununla beraber yaşam hakkına kast edenlerin basın özgürlüğünü sahiplenmesi mümkün değildir. Basın özgürlüğüne sahip çıkmak için önce gerçekleri söyleme cesaretini göstermelisiniz. Kumpasın genel yayın yönetmenini topluma "basın kahramanı" olarak sunmaya kalktığınızda inandırıcılığınızı tümden kaybedersiniz. Kimsenin özgürlüğünde gözümüz yok, ancak gerçeklerin göz göre göre katledilmesine de sessiz kalmayız. Basın özgürlüğüne sahip çıkmak isteyenler işe önce binlerce insanın hayatını söndüren, geleceğini karartan yayın yönetmenini eleştirmekle başlasın; ancak ondan sonra, bu gerçekçi zemin üzerinde basın ve ifade özgürlüğünü konuşabilir, siyasal iktidarın medya üzerindeki baskısını tartışabiliriz.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019