Mehmet AKBACAK
Türkiye kadar hareketli, enerjik ve koşuşturma içinde olan kaç ülke var bilmiyorum ama, sıralama yaparsak ilk beş içersinde olacağı garanti.Peki ne demek oluyor; toplumlarda birer canlı organizmalardır, onlarında yaşam çizgileri vardır ve bu çizgiler tekdüze seyir takip etmezler.Türkiye’de yaşam çizgisini bir hayli gelgitli şekilde yaşıyor.Bir bakıyorsun, askeri cuntanın hışmından kıl payı denilecek kadar bir mesafeyle kurtuluyorsun, bir bakıyorsun iç savaş ortamına sokmak için ellerinden geleni ardlarına koymayanlar atağa geçmiş, yanı başımızda yangın üstüne yangın çıkartılıp, bizi de bu yangının parçası olmaya çalışanlar her an elleri tetikte bekliyorlar.Velhasıl kelam hop oturuyor, hop kalkıyoruz.Böyle keskin virajlarların yoğun olduğu bu yolculukta, başta arabanın dayanıklı olması, yolların çift gelişli ve gidişli olması, kaptanın deneyimli olması ve en önemlisi yolcuların çok dikkatli olması,yolu çok iyi bilmesi, nerde kasis var, nerde mıcır var,nerde karşımıza ne çıkabilir sorularına rahatlıkla cevap verebilecek düzeyde, ayrıca keskin dönüşlere hazırlıklı, savrulup arabanın dengesinin bozulup devrilmesini bekleyenlere de fazla itibar etmeyen bir yapısı var.Buna rağmen yinede; yolcusuyla,kaptanıyla, muaviniyle çok dikkatli ve hazırlıklı olunmalı derim.
17 Aralıktan bu yana medyada iki tez çarpışa geldi.Birincisi “namuslu bürokratlar”hırsız siyasilerin peşine düştü onların cezalandırması için uğraşıyor.İkincisi ise; bir cemaatin örgütlenerek devleti ele geçirmesi ve seçilmişleri polis- yargı darbesiyle alaşağı etmek için kumpaslar kurmasıydı.Tabii haliyle toplum yine iki cenaha ayrıldı, bir taraf cemaat haklı bir taraf ta cemaat haksız hükümet haklı diyenler olarak.İlk önceleri cemaat yanlılarının savunması şu eksen üzerine oturtulmuştu.Bu olayın cemaatle, memaetle ilgisi yok, doğrudan doğruya yolsuzluk üzerine polisin ve yargının görevini yaparak kamunun çıkarını korumayı amaçlamasıdır.İlk bakışta çok makul gelen bu değerlendirme; olayların seyrinde başka bir boyuta ulaştı.Gerçekten aklı başında olan herkes yolsuzluklara seyirci kalalım demez,diyemez.Olay yolsuzluk üzerinden hükümete karşı bir darbeye dönüşmesi işin rengini değiştirdi.Ayrıca 17 Aralık öncesi yaşanan Mit krizi, en önemlisi Başbakan’la birlikte Dışişleri bakanlığındaki toplantının dinlenmesi ve Mit tırlarının askerler tarafından durdurulması olayın basit bir adli vaka olmadığının delili oldu.
Bütün bunlar olurken; Ergenekon,Balyoz,Oda Tv, Hanefi Avcı ve KCK davalarında yaşanan hukuksuzlar da ; bu yapının tezgahı olduğu anlaşıldı.Sakın şunu demek istemiyorum; bu davalar haksız yere açıldı, kesinlikle hayır ama bu davalar bahane edilerek cemaat; askerin terketmek zorunda kaldığı alanı ele geçirmek istedi.Askere karşı verilen bu mücadeleyi kendi başarısı zanneden cemaat işi daha ileri götürerek siyasi iktidarı da bu arada halledeyim havasına girdi.Tüm bu operasyonlar yapılırken dış destekleri de hatırlamakta yarar var.Ortadoğu’yu kan gölüne çevirenler bizde yaşanan olaylara herhalde bigane kalacak kadar aptal değiller.Türkiye ne zaman kürtlerle barış girişimini başlattı; olan ondan sonra oldu.O zamana kadar AK Parti’yle birlikte olan Cemaatçi medya ve yazarları, o zamana kadar yandaş medya diye suçlanan gazete ve televizyonlarda yazı yazan,yorum yapan sözde liberaller tavırlarını 180 derece değiştirerek Cemaat’le beraber ortak davranmaya başladılar.Gerekçeleri de demokrasi olmadan barış olmaz, barış Erdoğan ve Öcalan’la yapılmaz.Kiminle yapılacaksa.
Bütün bu söylenenler doğru veya yanlış olabilir, herkesin yorumu kendine.Fakat öyle bir durum yaşanır ki; ne söylenirse söylensin gerçek artık gizlenemez.Bayram öncesi eski Ak Parti’li cemaatçi olarak bilinen bir milletvekili, polis şeflerinin gözaltına alınmasından sonra destek için adliyeye giderek onlarla beraber fotoğraf çektirip masum olduklarını sosyal medyada paylaştı.Kısa sürede çok yoğun tepki alınca bu seferde, HDP’li milletvekillerinin İmralı’da ziyaret ettikleri Öcalan’la fotoğraflarını servise soktu.Resmin altına da şu mesajı koymuş.”Gözaltına alınanlarla fotoğraf çektirmek suçsa, terörden hüküm giymiş kişiyle fotoğraf çektirmek ne peki” minvalinde.Bu iki fotoğraf yukarıda yazdıklarımın mr’nı çekmiş.Birisi suçlu mu suçsuz mu ne olduğu bilinmeyen kişilere açıkca destek verip suçsuz olduklarını peşinen kabul etmiş oluyorsun, peki ya gerçekten suçlularsa o zaman ne yapacaksın, demek ki sen de o örgüttensin ve suça ortaksın anlamı çıkar.İkinci fotoğraf ise 15 yıldır hükümlü olan Öcalan ateşkesi sağlayan, çatışmayı durduran ve barışın en önemli figürlerinden birisi.Oraya gidenlerse barışın daha da güçlenmesi ve ete kemiğe bürünmesi için çaba harcayan kişiler, sen tut kendini savunmak için barış girişimcilerini terörle suçla; bu tam bir suçüstü yakalanış.Zaten Türkiye’de barışı savunanlarla, barışa karşı olanların mücadelesi yaşanıyor.Bu karşı çıkış bazen vatan millet kavramlarını kullanarak, bazen sahte liberallikle, bazende Cemaatle kendine can suyu bulmaya çalışıyor. İki fotoğraf ve iki zihniyet Türkiye’de barış ve demokrasi gerçekleşinceye kadar mücadele edecekler,kazanan taraf her zaman olduğu gibi barış ve demokrasi olacaktır.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.02.2020
29.01.2020
22.01.2020
14.01.2020
13.11.2019
21.10.2019
10.10.2019
26.09.2019
8.08.2019