Mehmet TIRAŞ
Vatandaşın işsizlikle,açlıkla, yoksullukla boğuştuğu ucuz ekmek kuyruklarının uzadığı bir süreçte; partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 26 Mart 2022 Tarihinde Tokat’ta Çiftçilerle yaptığı toplantıda; yatmadan önce yediği özel menüsünü tarifini vermesinin ardından “size de öneriyorum” demesi gündem oldu.
”Manda yoğurtlu,kestane ballı,Medine hurmalı ve yulaf ezmesinin karışımı..”
Tam bir saray menüsü.
Büyük ortak açlıkla boğuşan vatandaşa Saray menüsü önerirken, küçük ortağın ‘askıda ekmek projesi’ başlatması bir tezat değil mi?
Toplumun yüzde 75’nin geçinemediği,25 milyon insanın açlık sınırında yaşadığı,50 milyon insanın yoksullukla boğuştuğu ve hukuksuzluğun ayyuka çıktığı bir dönemde; partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vatandaşa önerdiği kendi özel menüsünü okuyunca, ister istemez aklıma 14.Louis geldi…
Gene Marie Antoinette geldi..
1789 yılının Ekim ayında fakir kadınların hükümetin değişmesini istediklerini, Kral’a duyurmak için Versailles Sarayı önünde yürüyüş yapıyorlardı. Kraliçe Marie Antoinette yanındakilere kadınların ne istediklerini sorar?
”Ekmek İstiyorlar” dediklerinde..
Kraliçe’de ”Ekmek Bulamıyorlarsa Pasta Yesinler” anlamında bir şeyler söylediği iddia edilir.
Aynı cümleyi XIV.Louis’in Paris’te ekmek kıtlığının doruğa ulaştığı esnada söylediği efsanesi de var…
Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vatandaşa önerdiği bugünkü menüsü ile Fransa Kraliçe’sinin 17.yüzyılda önerisi arasında pek fark yok.
Demek ki Saray’da yaşayan hangi çağda ve hangi ülkede yaşarsa yaşasın hiç fark etmiyor, yoksulu, işsizi ve aç insanları anlama gibi bir derdi olmuyor.
Halkla bağı kopuyor.
Artık iktidar ve ortağı toplumun temel ihtiyaçları olan ekmeğini,işini ve aşını düşünmediğini görüyoruz.
İktidarını kaybetme psikolojisi içinde olduğu ve ne söylediğinin de farkında olmadığı anlaşılmakta…
Yoksa..
Milyonlarca insan geçinemiyoruz, faturalarımızı ödeyemiyoruz diye faturalarını yakan, açız diye meydanlarda bağıran insanlara,yatmadan önce Saray menüsü önerilir mi?
Zaten…
Cumhur ittifakın birden seçim barajını yüzde 10’dan yüzde 7’ye indirmeleri ve bazı seçim kurallarını değiştirmeye gitmesi,korkunun işaretleri değil mi?
Hangi iktidar geçmişte seçim sistemi ile oynamaya başladıysa, iktidarının uzatmalarını oynamıştır..
Kısacası “Abbas yolcu.”
Cumhur ittifakın seçimde en çok YSK’nın alacağı kararlara güvendiğini tahmin etmek zor değil.
Dileriz yanılırız.
Ama yanılacağımızı sanmıyoruz ‘yaptıkları yapacaklarının teminatı’ diye bir söz var ya...
2019 yılındaki İstanbul büyükşehir Belediye Başkanlık seçimlerinde YSK’nın iptal kararını unutmuş değiliz.
Hiç birimiz unutmadık.
Unutan var ise anımsatalım; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlık seçimi nasıl iptal edilmişti.
Şahsım devletin sahibi İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi de kaybeder diyerek seçimlere asıldı ama İstanbul Büyük Şehir Belediye Başkanlığını muhalefetin adayı Ekrem İmamoğlu kazandı.
13 bin oyla İstanbul Belediye seçimini kaybettiler.
Kaybedince “Sandık demokrasinin namusu” diyenler sözlerini anında inkâr ettiler…
Seçimi iptal ettirmek için hiç inandırıcılığı olmayan hukuk dışı yöntemlere baş vurdular.
Seçmen listeleri üzerinden bazı ilçelerde adres operasyonları yaptılar..
Ama burada İstanbul İl Seçim Kurulu seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu’na mazbatayı vermesi ile, iktidar seçmen operasyonlarını durdurup, YSK’ya baskı yapmaya başladı.
Baskılara dayanamayan YSK tarihinde olmayan utanılacak bir kararın altına imza attı.
YSK’nın 11 üyesinden7’sinin kararı ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlık seçimini iptal etti.
YSK’nın gerekçeli iptal kararı inandırıcılığının ötesinde milli irade gaspıydı..
“İstanbul seçimlerinde zarfın içinden çıkan dört pusuladan sadece Büyükşehir Belediye başkanlık pusulasını geçersiz sayarak, seçimleri yenileme kararı verdi.”
Yazarken insan utanıyor.
Bütün devlet imkânları, iktidar olanakları ve muhalefete yapılan baskı ve tehditlere rağmen; İstanbul halkı yenilenen seçimde Ekrem İmamoğlu’nun 13 bin oy farkını, 805 bin gibi tarihi bir farka çıkarttı.
İmamoğlu ve demokrasiden yana olan güçler sadece rakibi Binali Yıldırım’ı değil, Cumhur ittifakını da sandığa gömdü.
Cumhur ittifakı aradan üç yıl geçmesine rağmen,hala İstanbul büyük şehir belediye başkanlık seçimini kabullenmiş değil.
Hazmedemediler.
İktidar ve ortağı erken veya normal tarihinde yapılacak seçimde çok büyük hukuk dışı oyunlar oynayacak gibi…
Her türlü provokasyona karşı hazırlıklı ve uyanık olunmalı.
Bakanların ipe sapa gelmez açıklamaları sağlıklı düşünemediklerini, iktidarlarını kaybedecekleri paniği içerisinde olduklarını gösteriyor!.
Küçük ortağı “askıda ekmek projesi” başlatıyor.
Partili Cumhurbaşkanı vatandaşa Saray’da yatmadan önce yediği Manda yoğurtlu-ballı-hurmalı-yulaf ezmeli, lüks menüyü tavsiye ediyor.
Ben yazıyı bitirdiğimde şekere yüzde 30.8,1 Nisan’dan geçerli olmak üzere konutlarda kullanılan doğal gaza da yüzde 35 zam yaparken,son bir yılda doğal gaza yüzde 93 zam yapmış oldular.
İnsan “Eyy Yarabbi gönderiyorsun takip et bari” demekten başka bir söz bulamıyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları






















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025
29.09.2025
22.09.2025
15.09.2025
1.09.2025