Mensur Akgün
Olacak, olmayacak, olursa Vatikan’da olacak tartışmaları sürerken Rusya ve Ukrayna delegasyonları Pazartesi öğleden sonra bir kez daha İstanbul’da buluştu. Bu kez esir takası ve diğer insani sorunların çözümü yanı sıra Rusya’nın barış koşulları da masaya yatırıldı.
Foreign Policy yeni buluşma tarihinin belirlendiğini, Rusya’nın taleplerinin Ukrayna tarafından inceleneceğini yazıyor. Rus medyasına dayanarak da bu taleplerin Rusça’nın resmi dillerden biri olarak tanınmasından Rusya’nın işgal edemediği bölgelerden askerlerini çekmesine kadar pek çok şey içeriyor.
Dendiğine göre bunların arasında Ukrayna’da yabancı asker bulundurulmaması ve olağanüstü halin kalkıp seçime gitmesi de yer alıyor. Muhtemelen NATO üyeliğinden resmen vazgeçmesi de isteniyor. Talepler maksimalist olsa da görünen o ki pazarlığın kapısı aralanıyor.
Bunda Trump’ın pozisyon almasından Türkiye’nin arabuluculuk, kolaylaştırıcılık çabalarına pek çok faktörün rol oynadığına şüphe yok. Ukrayna’nın Rusya’nın içlerine sızarak dronelerle hava üslerine karşı gerçekleştirdiği hafta sonundaki kapsamlı saldırının da rolü inkar edilemez.
Savaş artık iki taraf için de maliyetli hale geldi. Uzatılmadan ve gelecek hakkında çok büyük beklentiler olmadan bir şekilde bitirilmesi şart. Buna taraflar kadar üçüncü taraflar da karar vermek, Avrupa’nın istikrarını ve dengelerini korumak için anlayışlarını, soruna bakışlarını değiştirmek zorunda.
Her şeyden önce savaşın sürmesinin Rusya’yı yıpratacağı varsayımı terk edilmeli. Savaşın tırmanma ve nükleerleşme riski dikkate alınmalı. Ukrayna’nın Afganistan, Rusya’nın da Sovyetler Birliği olmadığı, Sovyetleri’n çöküşünü Afganistan müdahalesinin tetiklediği mantığının bir nazariye olduğu görülmeli.
İkincisi, Rusya’nın zaten yeterince yıprandığı ve sanıldığı kadar güçlü olmadığı da kabul edilmeli. Eski Ukrayna Dışişleri Bakanı Duleba’nın Foreign Affairs’e farklı bir amaçla yazdığı gibi tüm çabalarına karşı işgal etmeyi hedeflediği bölgelerde kayda değer bir ilerleme kaydedememesi bunun en büyük kanıtı.
Duleba her ne kadar Finlandiya ve Norveç sınırına asker yığdı dese de bu ülkelerden herhangi birine karşı yapacağı saldırının kendisi açısından askeri intihar olacağını Rusya’nın, Rusya liderliğinin görmemesi imkansız. NATO üyelikleri dışında dahi bu ülkelerin yeterli caydırıcı gücü mevcut.
Üçüncüsü, İngiltere’nin başını çektiği aralarında Polonya’nın ve şimdi Almanya’nın da olduğu ülkelerin Rusya’nın uzlaşmazlığı üstünden ve/veya savaşı derinleştirip Rusya’yı saldırganlaştırıp Trump Amerika’sını istemediği bir şeyi yapmaya zorlayabileceklerini varsaymaları da gerçekçi değil.
Amerika, Avrupa tarafından kullanılmak yerine Avrupa’yı kullanmak istiyor. Kendi çıkar ve beklentilerini belirleyip bunları belli başlı oyunculara empoze ediyor. Onların oynayabileceği oyunların sınırlarını çiziyor. Putin’i çok sevdiği için değil onunla “iş yapabileceği”, yeni bir jeopolitik anlayış geliştirebileceği için Rusya ile barışmak istiyor.
Son olarak bu savaşın sürmesi çoğu farkında olmasa, İngiltere umursamasa da Avrupa ahenginin akordunun bozulmasına, bazı ülkelerin ve siyasi açıdan yükselişe geçen grupların farklı sesler çıkartmasına, Avrupa’nın kendi güvenliğini sağlamak yolunda ilerlemesine engel oluyor. Polonya’daki cumhurbaşkanlığı seçimi bunun en son örneği.
Diğer yandan Avrupa şahinlerinin, kategorik Rusya karşıtlarının yaptıklarının istemeseler dahi barışa katkıda bulunmadığını söylemek de zor. Niyetinde Rusya da hiç melek sayılmaz. Birilerinin ona karşı çıkması, genişleme ihtiraslarını dengelemesi, onu bir şekilde yıpratmaya çalışması şart.
Yeter ki nerede durulacağı bilinsin, bu savaşın sürmesinin kimseye yarar sağlamadığı anlaşılsın, savaş sonrası için hem Ukrayna’nın güvenliği, hem de Rusya’nın siyasi anlamda meşru çıkarları güvence altına alınsın. Rusya’yı Avrupa güvenlik mimarisi içine oturtacak mekanizmalar kurulsun.
Fakat kimse de hayale kapılmasın. Dünya bilinen tarihi boyunca yüzbinlerce savaş ve ona yakın da barış gördü. Hiç biri uzun ömürlü olmadı. Barış dengelerle korundu, dengeler bozulduğunda savaşlar çıktı, müdahaleler yaşandı. İnsanlar bir şeyler adına mobilize edilip birbirlerini öldürmeye teşvik edildi.
Temel anlayışımız, uluslararası sistemin yapısı, hatta belki de insanın doğası değişmediği sürece belli ki bu böyle devam edecek. Gücü gücü yetene istediğini dayatmaya, istemediğini de yapmamasını sağlamaya çalışacak. Genelde gücün görünmez boyutları seferber edilirken bazen de savaşlar çıkacak…
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
















































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.11.2025
2.11.2025
29.10.2025
26.10.2025
22.10.2025
19.10.2025
12.10.2025
8.10.2025
1.10.2025
10.09.2025