Muharrem Sarıkaya
ABD ile 40 yıldır her 24 Nisan günü yaşanan “Soykırım diyecek mi?” gerilimi son buldu.
Yani, 22 Nisan 1981’de dönemin Başkanı Ronald Reagan’dan sonra sürekli gerileme yol açan tartışma sonunda noktalandı.
Aslında dün Biden’ın yayınladığı mesaj ile Reagan arasında bir fark yok.
Bununla birlikte yeni dönemin kapısı aralandı.
Şimdi asıl mesele ABD Kongresi’nin aldığı sözde “soykırım kararının” nasıl sonuç doğuracağı…
Yani, bu mesele siyasi mi, yoksa hukuki bir mesele mi olacak?
Olursa tazminat davalarının konusu olabilecek mi?
Çünkü geleneksel hukuk haline gelen ve 1844’ten bu yana uluslararası arenada uygulanan, 1976'da da ABD yasaları arasına giren, "yabancı devletler, başkanları veya hükümet kurumları başka devletlerin mahkemelerinde yargılanamaz" hükmüne dayalı devletlerin egemenliğine ilişkin karar var.
Daha önemlisi 1948 BM Sözleşmesi'nin, "Bir olayın soykırım olup olmadığına ancak yetkili bir uluslararası mahkeme karar verir" ilkesine dayalı olarak Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne yaptığı gönderim var.
Bütün bunlar ortada iken ABD’deki Türk mallarına veya uçaklarına el konulması gibi beklenmedik bir durum söz konusu olursa Ankara ne yapacak?
Konu artık uluslararası mahkemelerin meselesi haline mi gelecek?
Soruya yanıt verebilmek için bırakın müttefikliği, NATO üyeliğini, iki ülke arasında 1923’ten bu yana gelişmeleri iyi irdelemek gerekir.
1943’E KADAR ÖDENEN 900 BİN DOLAR
Konu üzerinde araştırmaları bulunan, sevgili arkadaşım Doç. Dr. Serdar Palabıyık anımsattı.
Madem Türkiye, 1923 ve 1934 yıllarında ABD ile ikili anlaşmasında konuyu ele almış.
“ABD’deki eski Osmanlı vatandaşlarının Türkiye’de kalan malları nedeniyle mağduriyet yaşadılarsa, Türkiye bunu karşılamak üzere 1 milyon 300 bin Dolar yardımda bulunmayı” kabul etmiş.
Bunun 900 bin doları da yollanmış.
Ancak Washington yönetimi 1943 Haziran’ında Ankara’ya gönderdiği resmi yazı ile “Bu parayı verecek kişi bulamıyoruz, geri kalan 400 bin Doları göndermeyin” başvurusu yaptı.
Türkiye de geri kalanı göndermedi.
Yetmedi, 1987’de Avrupa Parlamentosu bu konuda ilk kararı aldı.
AB’ye tam üyeliğin önündeki en büyük engel olarak gösterdi...
AVRUPA ADALET DİVANI
Merhum Turgut Özal, bu atağa Türkiye’nin AB’ye tam üyelik başvurusunu yineleyerek karşılık verdi.
Yetmedi konu Avrupa Adalet Divanı’na taşındı…
Karar önemliydi:
“Bu hukuki değil, siyasi bir karardır. AB bu konuyu tam üyelik sürecinin önüne koyamaz…”
O dönem iki Ermeni kökenli Avrupa Adalet Divanı’nın aleyhine dava konusu yaptı ve 1 Euroluk dava açtı.
Sonuç değişmedi, daha önemlisi Adalet Divanı Büyük Dairesi davayı reddetmekle kalmadı, davayı açanlara da 30 bin Euro mahkeme masrafını yükledi.
Bunu 2001 yılı sonrası Fransa, Slovakya, İsviçre, Yunanistan ve Güney Kıbrıs takip etti.
Ülkelerinde Ermeni soykırımı yoktur demenin suç olduğunu bir cümlelik kanun ile hükme bağladı.
Fransa Senato ve Parlamentosu kanunu etti.
Ancak Fransa Anayasa Konseyi yapılan başvuru üzerine kanunu veto ederken, kararı önemliydi:
“Tek cümlelik kanun, cezai hüküm doğuracak normatif unsurdan yoksundur… Bu ifade hürriyetini de engellemektedir.”
AİHM KARARI BAĞLAR
Ermenistan’da dahi olmayan hüküm böylece Fransa’da yasak olmaktan çıkarken, Slovakya, İsviçre, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ta ise AİHM kararıyla ortadan kalktı.
Vatan Partisi lideri Doğu Perinçek, İsviçre’de suç olduğu ileri sürülen, “Ermeni soykırımı yoktur” ifadesini tekrarladı, yargılandı ceza aldı.
Perinçek de konuyu AİHM’e taşıdı ve kazandı.
Bu karar, Avrupa Konseyi üyesi olan Rusya’dan, Yunanistan’a, Slovakya’dan, Güney Kıbrıs’a, İsviçre’den, Ukrayna, Gürcistan’a, hatta Ermenistan’a kadar tüm üye ülkeleri kapsar.
Çünkü AİHM, Avrupa Konseyi’ne bağlı olarak 1959’da kurulan uluslararası bir mahkemedir ve kararı üye olan bütün ülkeleri bağlar.
Dolayısıyla ABD’nin kararı sadece Türkiye’ye karşı değil AİHM kararına, dolayısıyla Avrupa Konseyi’ne karşı da yapılmış saygısızlıktır.
Uluslararası camianın 1844’ten beri uyguladığı, ABD'nin 1976'da yürürlüğe soktuğu "devlet egemenliği bağışıklığı" kanunu da cabası.
Tabii kendi kurallarını alaşağı edip, "ben dedim oldu" yaklaşımı bulunmazsa...
Baştan belirteyim bundan bir sonuç değil, ama epey bir gerilim çıkar...
O da Ermenistan dahil kimsenin işine yaramaz.
Bölge barışına katkı verecek olan ve Altılı Zirve olarak tanımlanan, Dağlık Karabağ olayından sonra bölgede istikrarı sağlamak için oluşturulacak konferansı baltalar...
Tabii anlayana...
Kademeli çalışmaya geçilecek mi?
25.04.2021 - 02:48 Güncelleme: 25.04.2021 - 02:48
ASLINDA koronavirüs önlemlerine ilişkin denenen tüm modeller hakkında bilgi sahibi bir topluma ulaştık.
Bugüne kadar bilmediğimiz herhangi bir model kalmadı; çünkü hepsini bir şekilde denedik.
Sağlık Bakanı Koca’nın dile getirdiği İstanbul’da vaka sayısında %20 azalma olduğu örneğinden yola çıkarak salgın artış hızında düşmeyle karşılaşıldığını söyleyebiliriz.
Ancak bunun yeterli olmayacağı Bilim Kurulu toplantısında da dile getirilmiş.
Önemli olanın artış hızı değil, artıştaki rakam olduğuna vurgu yapılmış ve bunun önüne geçilmesi için öncelikle toplu taşım araçlarındaki yığılmanın önüne geçilmesi gerektiğinin altı çizilmiş.
Anladığım o ki hükümete de kademeli çalışmaya geçilmesi yönünde bir tavsiyede bulunulmuş…
Bu durumda yarın yapılacak kabine toplantısından nasıl bir sonuç çıkar öngörmek olası değil.
Ancak ağır hasta sayısının 3 binin üzerine çıktığı, günlük ölen sayısının da son bir hafta içinde 2 bin 500’ü aştığı dikkate alınırsa aslında ülkede ciddi bir kırımın olduğu gerçeği duruyor.
Bunun önüne geçilmesinin yolları da belli…
ÖNCELİKLER NE OLMALI?
Nitekim konuyu en iyi bilen, kısıtlamak konusunda alınması gereken önlemlerin neler olabileceği konusunda sahadaki filyasyon ekiplerinden gelen bilgilerle hareket eden Bilim Kurulu’nun alt grubunda bulunanlara soruyu yönelttim…
Sözünü ettiğim halk sağılığı uzmanları…
Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Levent Akın, “Evet artış hızında azalma var, ama bu artışta azalma anlamına gelmiyor” diye söze girdi.
HİÇ BİR BULAŞICI HASTALIKTA BU DENLİ ÇOK ÖLEN OLMADI…
Son dönem hem vaka sayısı, hem artış hızındaki yükselmenin beraberinde ölen sayısında da ciddi rakamlarla karşılaşmayı beraberinde getirdiğini belirtti.
Yıllardır salgın vakaları ile uğraşan bir bilim insanı olarak yaptığı şu tespit önemliydi:
“Hiçbir bulaşıcı hastalıkta bu denli yüksek ölüm rakamına ulaşmadık. Bir haftada 2 bin 500 kişiyi kaybettik. Bu çok büyük rakam…”
Restoranların ve kafelerin kapatılmasının salgının azalmasına katkı yaptığını, ancak çok güçlü yayılma özelliğine sahip İngiliz mutantının baskın hale gelmesinin etkisiyle vaka artış hızında yükselme görüldüğünü belirtti.
KADEMELİ VE UZAKTAN
“Siz ilk olarak ne önlemi alırdınız?” soruma ise düşünmeden şu yanıtı verdi:
“Sahadan gelen veriler de bize kıramadığımız en önemli konunun toplu taşım olduğunu gösteriyor. Salgın oradan çok yayılıyor. Kalabalığın önlenmesi gerekiyor.”
Bunu önlemek için çare olarak önerdiği bir modelin olup olmadığını sorduğumda yanıtı aynen şöyle oldu:
“Otobüs veya metro sayısını bundan daha fazla arttıramayacağımıza göre tek yol yolcuyu azaltmak. Bunun için iki yol var. Kademeli ve uzaktan çalışmaya geçmek…”
Bu aşamada İngiltere Kraliçesi’nin eşinin cenazesine sadece 30 kişinin katıldığını anımsattı.
Son dönem cenaze ve düğünlere katılımın yükseldiğini, oradan yüksek oranda yayılmaların olduğunu da sahadan gelen verilerde gördüklerinin altını çizdi.
Önerdiği sadece kamunun değil, beraberinde özel sektörün de belirli bir süre kademeli ve uzaktan çalışma sistemine geçmesi.
Aslında önerisi daha önce uygulandı…
Geçen yıl Nisan-Haziran döneminde hem kamuda, hem de özel sektörde yarı kadrolu, kademeli çalışma sistemine geçildi.
Haziran itibarıyla da vaka sayısında düşüşle karşılaşıldı.
Prof. Dr. Akın, uçak ve otobüslerde yan yana oturmanın da engellenmesinden yana.
Eğer yakın aile bireyleri değilse otobüs ve uçaklarda bir dönem uygulanan boş koltuk bırakma yöntemine geri dönülmesi gerektiğini söyledi.
Şehirlerarası yolcu taşıma sisteminin de değiştirilmesi gerektiğini belirtti.
Önerisi özel araçlarla zorunluluk halinde seyahatin serbest bırakılması, toplu taşımada da yine izin belgesi alarak seyahat edilmesi.
Bayram sonuna kadar yani üç hafta boyunca bunun uygulanmasına yönelik bir karar Kabine’den çıkar mı onu yarın göreceğiz…
PENCİLİN GİBİ TOZ GELECEK?
Bununla birlikte aşılama hızının Sputnik-V aşısının da devreye ile aşılamada daha hızlı yol alınacağı inancında.
Aktardığına göre Sputnik-V aşısı, damacana veya şişelenmiş olarak değil, Pencilin gibi toz halde gelecekmiş; onun içine sıvısı Türkiye’de katılıp şişelemesi yapılacakmış.
Bunun faydasının ne olduğunu sordum…
“Daha çok gelmesi sağlanır. Nasıl ki Pencilin şişede toz halinde bulunur, bir başka ampülün içinden sıvı çekilip içine karıştırılır, bu da öyle olacak. Daha fazla aşıya kavuşmamızı sağlayacak…”
ŞİLİ Mİ, İSRAİL Mİ?
Bunlar yapıldığı anda geçen yıl olduğu gibi Haziran’da bir rahatlamanın gelebileceğinin altını çizdi.
Bu aşamada iki ülkeyi örnek gösterdi.
Maske kullanmayı da kaldıran İsrail, diğeri de Türkiye gibi aşı ve normalleşmeyi birlikte götüren Şili…
İsrail, hem kısıtlama uyguladı hem de aşılama yaptı ve maskeyi attı...
Şili ise aşı yanılgısına düştü ve toplumunun önemli bir kesimini aşılamasına karşın salgını durduramadı, hatta daha da artmasına neden oldu.
Bir de o bölgede üzerine Güney Afrika gibi aşıdan ve antikordan kaçma mahareti olan Brezilya mutantı binince durum içinden çıkılmaz bir hale geldi.
Dolayısıyla Şili gibi olmamanın önünde tek yol var o da İsrail örneği…
Kabul edelim ki Türkiye vatandaşını aşıya kavuşturan ülkeler arasında önemli bir yerde; bunun heba olmaması için yol belli.
Kademeli kapanma ve çalışma aşamasına geçilmesi…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.08.2021
26.07.2021
21.07.2021
13.07.2021
28.06.2021
15.05.2021
12.05.2021
11.05.2021
3.05.2021
28.04.2021