Murat AKSOY
Geçtiğimiz aylarda CHP kimsenin beklemediği bir anda Kürt sorununun çözülmesi için bir girişim başlattı. Başbakan Erdoğan ile görüştü. CHP'nin girişimi, içeriğinden bağımsız olarak önemliydi. Çünkü CHP'de, çok değil 2009'da Meclis çatısı altında 'Demokratik Açılım'ın tartışıldığı oturumu ve orada Onur Öymen'in söylediklerini hatırlayınca, bu girişimin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor.
Aradan geçen iki aylık süre içinde CHP başlattığı girişimin gerisinde kaldı. Bu süre içinde AK Parti dışında herhangi bir parti ile görüşülmediği gibi, görüşme takvimi konusunda her hangi bir açıklama da yok. Sadece medyaya açıklanan 'iyi niyetli' beyanlar. Ancak bu beyanların da çözüme katkısı ne yazık ki hiç yok.
Önceki gece CHP İstanbul Milletvekili Akif Hamzaçebi'nin organize ettiği iftarda hem Hamzaçebi hem de Gürsel Tekin ile konuyu konuştum. İkisi de şu andaki mevcut ortamın başlattıkları girişimi devam ettirmek için müsait olmadığı mealinde cümleler kurdular.
Ben ise tam tersini düşünüyorum.
Çünkü son bir aylık sürede Kürt sorunu konusunda çok sıcak gelişmeler oldu. Suriye'deki gelişmelerin de kısmen tetiklediği şiddet dalgası yükseldi. Şemdinli'de üç haftaya yaklaşan çatışmalar devam ediyor. Dün Foça'da yapılan saldırı Kürt sorunu konusunda somut adım atmanın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Bu konuda CHP'ye önemli bir görev düşüyor.
Akif Hamzaçebi ve Gürsel Tekin, Türkiye'de var olan gerilimin kendileri açısından, atılacak adımların boşluğa atılacağını varsayıyor olabilirler. Ama siyaset, en kritik zamanlarda beklenmeyen adımların atılarak alan açılmasıdır. İçinde olunan gerilim, CHP için bir avantaj bile olabilir.
2009 yılında AK Parti Demokratik Açılımı başlattığında CHP, bu sürece biraz omuz verseydi bugün daha başka yerde olabilirdik.
Bugün de CHP aynı şansa sahip.
CHP, son dönemde gelişen olaylarla ilgili olarak Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırdı. Meclis Başkanı da, 14 Ağustos'ta Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırdı. Eğer açılış için yeter sayı olan 184 milletvekiline ulaşılırsa Meclis açılacak. MHP destek vermezse bu zor görünüyor.
CHP, Meclis'in olağanüstü toplanmasını niye istiyor?
Sadece bilgilenmek için mi, yoksa son gelişmeleri ilgili bakanlardan dinlemek için mi?
Bence bunlar için Meclis'in olağanüstü toplanmasına gerek yok. Sosyal medya o kadar hayatımızdaki, neredeyse her şeyi biliyoruz. Bunları bir kez daha duyma çözüme nasıl bir katkı sağlayabilir ki?
Eğer Meclis olağanüstü toplantıya çağrılıyorsa, sorunun çözümü için somut öneriler, somut söylemler gerekli.
CHP'nin bugüne kadar yapamadığı da budur. İki ay önce attığı ilk adımın arkasını getirmeyen CHP, toplumda ikircikli parti olarak algılanacaktır.
CHP'nin yapması gereken, ne olup ne bittiğini Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırarak orada konuşmak değildir. Somut yapması gereken Kürt sorununun çözümü için başlattıkları inisiyatifi devam ettirmektir. 'Uygun zaman' ya da 'uygun ortam'ı beklemek sadece zaman kaybıdır. CHP, BDP'yle ya da MHP'yle neden en kısa sürede görüşmüyor. Bu kadar acı, bu kadar kayıp varken neyi bekliyor?
Ya da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yaptığı çıkışla sembolik açıdan çözüm için büyük bir adım atan Leyla Zana ile neden görüşmüyor?
Belki MHP, böyle bir talebe hayır diyebilir ya da BDP de. O zaman Başbakan Erdoğan'ın önerdiği, 'diğer iki parti yoksa biz yolumuza devam edelim' teklifi siyaset yapmak isteyen parti için kaçırılmayacak fırsattır.
Burada önemli olan niyettir. Eğer CHP Kürt sorunu için önerdiği Meclis içinde ve dışında kurulacak heyetler dışında somut önerisi varsa bunları kamuoyuna sunmalıdır.
Bu, anadilde eğitim olabilir. Bu, adların değişmiş yer isimlerinin adlarının iadesi olabilir. İçinde olduğumuz süreçte, toplumsal gerginliğin azaltılmasında CHP, yapacağı önerilerle katalizör görevi görebilir.
Tabii başlattığı değişimde samimi ve bu değişimi sürdürmeye kararlıysa...
twitter: @murataksoy
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- 43 günün kısa hikâyesi
8.02.2019 - Siz bu satırları okurken ben…
23.11.2018 - Hangi devlet sivilleri sever?
20.11.2018 - Yerel seçim sadece yerel seçim değil
16.11.2018 - Sosyal medya politik bir mezarlık mı?
13.11.2018 - Hatırladınız mı geçen ay ne olmuştu?
10.11.2018 - Şimdi değilse ne zaman?
6.01.2018 - Dini dinbazlardan* kim kurtaracak?
3.01.2018 - Kılıçdaroğlu: 'Dünyanın tüm demokratları birleşmeli'
30.10.2018 - Laik Türk’ten Sünni Türk’e üst kimlik
26.10.2018
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
esma yar
ben bu düğüne girmek istiyorum